|
|
|
|
|
|
Çarşı bu sene de formda
Beşiktaş'ın yaratıcı taraftar grubu Çarşı, Fenerbahçe ile oynayacakları Türkiye Kupası final maçına hazırlanıyor. Çarşı'nın nabzını Beşiktaş Çarşı'da tuttuk.
Futbol maçlarında tribünler her zaman taraftarların çılgın tezahüratlarına, eğlenceli marşlarına ve ilginç pankartlarına sahne oluyor. Tüm bunların en dikkat çekenleri ise genellikle Beşiktaş'ın en az kendisi kadar tanınan taraftar kitlesi "Çarşı"dan çıkıyor. Muhalifliğiyle de tanınan bu taraftar grubu, önce "Çarşı her şeye karşı" sloganını kullandı; daha sonra bununla da yetinmeyerek, "Çarşı kendine bile karşı" dedi! Çarşı'nın karşı olduğu şeyler arasında savaş ve nükleer santral de var. Geçtiğimiz hafta Fenerbahçe tribünlerinin hep bir ağızdan söylediği, sözleri Nazım Hikmet'e ait olan Edip Akbayram'ın "Çocuklar inanın, inanın çocuklar/ Güzel günler göreceğiz, güneşli günler" şarkısını ilk kez on yıl önce kendilerinin kullandığını belgeleyen Çarşı grubu, son zamanlarda maçlarda açtıkları pankartlarla yine ilgi çekiyor. Çarşı, gerekli gördüğü yerde tepkisini koymaktan çekinmiyor. Karadenizli sanatçı Kazım Koyuncu öldükten sonra "Karadeniz kanserden ölmesin yeter ulan!" pankartı ve renginden dolayı ırkçı tezahüratlara maruz kalan Barcelonalı futbolcu Eto'o için "Hepimiz Eto'o'yuz" yazılı pankart, Çarşı'nın çeşitli olaylara tepkisini gösteren örneklerden sadece ikisiydi. Barcelona taraftarlarının resmi sitesi, duyarlılıklarından ve desteklerinden dolayı Çarşı'ya teşekkür etti.
TRİBÜN MÜCADELESİ... Çarşı kendine bile karşı demiştik; gerek gördüklerinde takımlarına da tavır almaktan çekinmiyorlar. Örneğin bir maçta, tepkilerini tribünlerde sırtları sahaya dönük oturarak gösterdiler. Birkaç hafta önce ise bir anda koşa koşa tribünleri boşalttılar, beş dakika sonra da koşa koşa geri döndüler. Biz de bu "karşı" olma durumlarını ve toplumsal duyarlılıklarını konuşmak için Çarşı taraftar grubunun önde gelenleriyle buluştuk. İşe ilk olarak nelere neden karşı olduklarını sorarak başladık. "Tribün mücadelesini en çok Fenerbahçe'yle yaşıyoruz. Fenerbahçe de bizim için karşıdan (Asya yakasından) bir takım. Bu 'karşı' kelimesi zamanla her alana girdi. Fenerlilerin yaptıklarına, konan yasaklara, insanların bazı şeyleri yapmak isteyip de yapamamalarına karşı olmaya başladık. En sonunda kendimize de karşı olduk" diyen Çarşıcılar kendilerine neden karşı olduklarını ise şöyle anlatıyorlar: "Çünkü gelişme ancak kendine karşı olmakla olur. Kendimizi aşmak, yarın bugünden daha ileri olmak için de gelişmek zorundayız." Diğer takım taraftarlarından farklarının ne olduğu sorumuzu ise ilk olarak "Biz farklı olmaya da karşıyız" diyerek yanıtlıyorlar. Ardından da Çarşı grubunun, Türkiye tribünlerinin öncüsü olduğunu ve bunu da herkesin kabul ettiğini belirtiyorlar: "Bir farkımız varsa yaratıcılığımızdır. Tabii en büyük farkımız da renklerimiz siyah-beyaz ve simgemiz kartal"dır diyen Çarşılılar sözlerine şöyle devam ediyor: "Yaptıklarımızın farklılığı nedeniyle alemin bize hasta olduğu bir gerçek. Türkiye kamuoyu bizi bir tarafa koydu. Her yaptığımız kabul ve takdir görüyor. Ama bu da bizi sıkmaya başladı, çünkü taraftarlar arasında hiç rekabet kalmadı, biz rekabeti bitirdik. Buna da karşıyız." Çarşı grubu pankartlara, hepsinin birey olarak rahatsız olduğu konularla ilgili şeyler yazıyor. Ve yazdıkları hiçbir şeyden şu ana kadar olumsuz bir tepki almadıklarını, hep olumlu tepkiler geldiğini söylüyorlar: "Demek ki doğru şeyler yapıyoruz. Belki insanların duygularına tercüme oluyoruz. Çünkü her şeyi içtenlikle yapıyoruz, pankart açmış olmak için yapmıyoruz. Dünya kamuoyunu takip etmek, etrafa gözünü kapatmamak, olup biteni bilmek gerekiyor." Çarşı grubu nelere karşı olacaklarını kendi aralarında toplanıp biralarını yudumlarken, hep birlikte tartışarak karar veriyor.
'ALEM BİZE HASTA' Şimdiye kadar aralarında bu konuyla ilgili bir fikir ayrılığı çıkmadığını çünkü kendilerinin siyah-beyaz renklerin ve kartal simgesinin altında birleştiklerini söylüyorlar: "Burada ne siyaset ne inanç var. Burada herkes tek renk. Biz bir tepkiyi ortaya koyduğumuzda Beşiktaşlı kimliğimizle koyuyoruz. O tepkinin hiçbir zaman siyasi bir misyonu olmuyor. Bizdeki sevgi saygı başka hiçbir kulüp taraftarı arasında yok. Bizi birleştiren unsurlardan biri de aramızdaki sevgi, saygıdır." Pankartları hazırlayan, nelere karşı olacaklarına karar veren Çarşılılar için "Devrimci Çarşılılar" tabiri de kullanılıyor. Ama görüştüğümüz Çarşılılar bu yakıştırmaya kesinlikle karşı çıkıyorlar: "Bizi böyle bir kimliğe oturtamazlar, bunu asla kabul edemeyiz. Bizim siyasi bir kimliğimiz yok. Sadece halkçıyız." Bu söylentilerin neden çıktığı hakkındaki görüşlerini de şöyle ortaya koyuyorlar: "Beşiktaş'ın en büyük gücü taraftarı. Bunu bilenler arasında hayranlık duyanlar olduğu gibi, düşmanlık besleyenler de var. Düşmanlık besleyenler de Beşiktaş'ın en büyük gücü olan Çarşı grubunu dağıtmak istiyor. Bunun için önce Çarşı'nın karşısına başka gruplar yaratmaya çalıştılar, olmadı. Sonra Beşiktaş stadında ölen bir gençten dolayı propaganda yürüttüler, 'Ölüm stadı' dediler. Şimdi de aramıza siyaseti sokmaya çalışıyorlar. Bunların hepsi Çarşı grubunu dağıtmaya yönelik Fenerli ve Galatasaraylı yazarların çıkarıdıkları söylemler. Bunlar hep olacak. Mühim olan bizim düzgün duruşumuzu sergilemeye devam etmemiz." Şiddete de karşı olduklarını söyleyen Çarşı üyelerine, "Sizin aranızda da şiddete başvuranlar var, hatta stadınızda bir genç öldürüldü." diyoruz. Onlar da yaşanan bazı olayların alkolden kaynaklandığını söylüyorlar. Zaten kendi iç dinamiklerini kontrol altında tuttuklarını da belirtiyorlar. Ve sözlerine şöyle devam ediyorlar: "Şiddet sadece Beşiktaş tribünlerinde olmuyor ki; Fenerbahçe, Galatasaray tribünlerinde de yaşanıyor. Ama şanssızlık, ölümün maçımızda, bizim tribünlerimizde olması. Çok açık söylüyoruz; bizim tribünlerimizde son on yıldır şiddet yok. Ama on yıl önce şiddetin kralı vardı."
EYLEM BİLGİÇ
|
|
|
|
|
|
|
|
|