Taşındım... Çok mesudum!
Taşınma eylemi, ömrümün 3 yılını alıp götürdü. Daha önceki taşınmalarımda tüm işleri ona havale edip ben ortadan kaybolduğum için kardeşim telefonlarıma bile çıkmadı. Telesekreterinde ise şu mesaj vardı: "Ablacım, ne halin varsa gör!"
Üç yıl önce, hem de tam üç yıl önce adeta sürgün gibi Anadolu Yakası'na taşınmak zorunda kalmıştım. Fulya'da oturuyordum ve sabahları işyerime gidip gelmek, bakkala gitmek kadar kolaydı. Ama kahpe kader ağlarını o kadar acımasızca örmüştü ki, internetten biri ile tanışan sevdiceğem beni yüz üstü bırakmış, ben de sırt üstü bir şekilde kendimi Kozyatağı sırtlarında bulmuştum. Sonrası biraz korkunçtu. Aldatılma, terk edilme ve akabinde ayrılık üçlüsünün verdiği hasarı yaşadım bir süre.
ALIŞMAYA BAŞLADIM Her sabah sırayla yeni evimden, Kozyatağı'ndan, kendimden, kıyafetlerimden ve sokaktaki kuşlardan nefret ettim. Bulabildiğim her yerde ve her fırsatta ağladım. Sonra yavaş yavaş karşıya alışmaya başladım. Evimi keyfime göre boyattım, arkadaşlarımın bana gelmesi için (Eğer Anadolu Yakası'nda otururken tüm arkadaşlarınız Avrupa Yakası'nda oturuyorsa size gelmeleri için bir hayli yalvarmanız hatta bazı durumlarda ulaşım hizmeti vermeniz gerekebiliyor.) gerekli ortamı hazırladım. Acım sakinleşip gözyaşlarım dindiğinde, Kozyatağı'nın aslında ne kadar güzel bir yer olduğunu fark ettim. Fakat trafik her sabah adeta beni rendeliyordu. Günlük enerjimin yüzde yirmisini otomobilimde bırakıp öyle iniyordum gazeteye geldiğimde!
EVDEN EVE NAKLİYAT Sonunda geçen pazar günü Beşiktaş'a taşındım. Ancak; taşınmak eylemi ömrümün 3 yılını alıp götürdü. Daha önceki taşınmalarımda tüm işleri ona havale edip ben ortadan kaybolduğum için kardeşim telefonlarıma bile çıkmadı. Telesekreterinde ise şu mesaj vardı: "Ablacım, ne halin varsa gör!" Ben de işi bir 'evden eve nakliyat' şirketine havale etmeye karar verdim. Açtım interneti ve bir şirketin inanılmaz güzel hazırlanmış sitesi ile burun buruna geldim. Site gerçekten çok etkileyici idi. Kamyon filosunun fotoğrafı öyle güzeldi ki, hayatımın geri kalan bölümünde şoförlük yapasım geldi. "Tamam" dedim, "bu adamlara güvenilir!"
BİR MASA BİR TELEFON Ardından sitedeki adrese gittim. Bir yandan telefonla şirket yetkilisi ile görüşüyorum. Söylediğine göre binanın önündeyim ama orda başka bir şirketin tabelası var. Neyse, söylenen kata girdiğimde bir masa ve bir telefondan oluşan ofis tüm hayallerimi yıktı. Söylediklerine göre tabelaları çalınmıştı ve bu şirketle de ortaktılar. Ne kadar korktuğumu anlatamam. Sonuçta gözümün nuru iki tencerem var. Onu da kaptıracaktım... Aradığım çözümü kapımın önünde buldum. Yan komşum taşınıyordu ve taşıyan adamlar efendi görünüyordu. "Abla" dediler, "Sen bir şeye elini sürmeyeceksin, oturup çayını içeceksin..." Ben de "Tamam" dedim. Gerçekten de iki saatte evi topladılar. Bu arada iki yıldır aradığım altın küpemin teki çek-yatın altından, nasıl kaybolduğunu bilmediğim küçük teflon tavam ise yatağımın altından çıktı. İkincinin oraya nasıl girdiği konusunda en ufak bir fikrim yok, kedimden şüpheleniyorum... Sağ salim yeni eve geldik. Adamlar gerçekten her şeyi süper toplamışlar. Şu anda herhangi bir fincanın tekini bulmak konusunda bir ümidim yok. Su ısıtıcım, gömleklerimin olduğu kutudan çıktı. Kedim ise yeni evin balkonundan çok korkuyor, çünkü burada martılar var. Ama çok mesudum. Üç yıl öncenin aksine yeni hayatıma keyifle başlıyorum.
|