MB: Küresel piyasalarda iklim değişiyor ama ılımlı
Mart ayında küresel risk alma iştahında bozulmaya ve Japonya Merkez Bankası'nın likiditeyi azaltma kararına dikkat çeken Merkez Bankası (MB), "global likidite değişikliğinin ılımlı bir şekilde gerçekleşeceğini" öngörüyor.
Merkez Bankası, enflasyon hedeflemesi çerçevesinde üç ayda bir yayımladığı Enflasyon Raporu'nda artan petrol fiyatlarını, konut sektöründeki arz açığını ve küresel piyasaladaki iklim değişimini üç ana risk olarak gördüğünü açıkladı. Buna karşılık faizleri düşürmekten de geri durmadı. Petrol fiyatlarındaki artışların sürmesi ve ikincil etkilerinin belirginleşmesi halinde Merkez Bankası buna gerekli tepkiyi vereceğini duyurdu. Ya faizleri düşürmeyecek veya artırma yoluna gidecek. Konut sektöründeki arz açığının kiralarda normalin ötesinde fiyat artışlarına
yol açarak enflasyondaki düşüş sürecini yavaşlattığına dikkat çeken Merkez Bankası, bu sürecin biraz daha devam etmesini bekliyor. Konut arzının zaman içinde uyum sağlamasıyla bu durumun tedricen ortadan kalkacağı tahmin edildiğinden para politikası tepkisi verilmeyecek.
* Risk iştahı bozuluyor- Merkez Bankası, Ocak 2006 Enflasyon Raporu'nda; AB müzakere sürecinde sorun yaşanmayacağı, mali disiplinin, yapısal reformların ve özelleştirmelerin süreceği, uluslararası likidite koşullarının gelişmekte olan ülkeler lehine seyredeceği bir ana senaryo altında risk primindeki düşüşün devam etmesini öngördüğünü hatırlattı. Buna karşılık "mart ayında gerek global risk iştahındaki bozulma eğilimi gerekse Japonya Merkez Bankası'nın likidite politikasına ilişkin belirsizlik algılamasının arttığına" dikkat çeken Merkez Bankası, "global likiditeki değişimin ılımlı bir şekilde gerçekleşeceğini" tahmin ediyor. Bu konudaki değerlendirmesi ve Türkiye'den olası bir sermaye çıkışı karşısında Merkez Bankası'nın izleyeceği politikanın ipuçları raporda şu ifadelerle yer aldı:
* Sermaye çıkarsa- "Önümüzdeki döneme ilişkin temel risklerden biri, global risk iştahı ve uluslararası likidite koşullarındaki seyrin öngörülme güçlüğüdür. Son dönemde cari açığın finansman kalitesindeki artışın ve kamu maliyesindeki olumlu gelişmelerin, olası şoklara karşı ekonominin dayanıklılığını artırdığı düşünülmektedir. Ancak yine de mevcut durumda söz konusu yönden gelebilecek bir şokun, ekonomimizi olumsuz etkileme potansiyeli taşıdığı da bir gerçektir. Böylesi bir gelişmenin ortaya çıkması halinde, öncelikle enflasyonun orta vadeli hedeflere uyumlu olması amaçlanacaktır. Bu doğrultuda, politika tepkisi zamana yayılarak, dış kaynaklı şokların ekonomi üzerindeki etkisinin fiyat istikrarına zarar vermeden yumuşatılması sağlanmış olacaktır."
* Sonuç-"Herkes kaşınan yerini kaşır" Yahudi atasözü