kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
'Hülya'nın aklı hep Kaya'ya gidiyor'
'Hülya'nın aklı hep Kaya'ya gidiyor'
Muhtar'dan Sonra Reha-bilite Olmalı

'Kadınlardan besleniyorum'

Anne, dört teyze ve bir anneannenin tek çocuğuydum. Bu durumda kadınları iyi tanıyorsun. Cinsellik, erkeklerde takıntı. Bir şeye cinsel açıdan bakmak spontan gelişiyor.


'Hülya'nın aklı hep Kaya'ya gidiyor'

Reha Muhtar "Pişti" programındaki partneri Hülya Avşar için "Bugünlerde fiziksel olarak olmasa da kafası Kaya ile çok haşır neşir. Hülya'nın aklı oraya gidiyorsa ne yapayım?" diyor.

- Pişti programında katılımcıyken, köpürtücü oldunuz.
- Hayatta, benim için moderatörlükten kurtuluş yok. Program teklifi geldiğinde hayatımda ilk defa istediğim gibi sallayacağımı, konuşacağımı düşündüm. Program akışıyla filan uğraşmayacaktım. Sallayacaktım ve gidecektim. Koltuğun karşı tarafında oturmak çok keyiflidir. Çok rahattır. Moderatör konuşur, her şeyi organize eder. Benim bu durumdan kurtuluşum yok.

- Programda mutlaka Hülya Avşar'ı konuşturmak ve lafı da Kaya Çilingiroğlu'na değdirmek çabası içindesiniz...
- Ben Kaya'ya değdirme çabası içinde değilim. Ama Hülya'nın öyle bir durumu var. Hülya gerçekten müthiş bir kadın. Kızın, hayatta yaşamış olduğu şeyler ile ilgili en ufak bir kompleksi yok. Biliyorsun ki Hülya'ya bir soru sorduğun zaman kızın hiçbir zırhı yok. Hemen açıyor kendisini. Mesela İbrahim Tatlıses de böyledir. Bugünlerde fiziksel olarak olmasa da kafası Kaya ile çok haşır neşir olduğu için o beyin bir ara Kaya'ya gidiyor. Ne yapayım?

- Bazen Hülya Avşar akıllara zarar cümleler kurduğunda içinizden, "yok artık Hülya" demek gelmiyor mu?
- Tabii ki bu bir şov, ama ben kalpten gelen bir sözü küçümsemem. Hülya da öyle konuşan bir kadın. İçinden öyle geliyorsa karışmam. Ben bilirim ki hayattaki en güzel duygu doğallıktır. Çok zorluyorsun beni. Felaket bir durumdayım. Ben böyle bir şey görmedim! Ben böyle bir Reha Muhtar bile görmedim!

- Allah korusun, Allah yazdıysa bozsun... Yapmayın Sayın Muhtar... Beni de inandıracaksınız şimdi!.
- Ama öyle...Gerçekten öyle... Nasıl Allah korusun! Kötü bir şey yapmıyorsun ki!

- Geçmişinize baktığınızda biz hep size güldük. Hala "acı var mı acı?" diyoruz. Siz bir kere Ali Kırca'nın tam tersisiniz. Anchorman denince böyle yakışıklı, tok sesli bir tipleme geliyor insanın gözünün önüne...
- Niye ben çirkin miyim? (Gülüyoruz.)

- TRT zamanı bir yerlerden bildiren isimlerden akılda kalan az sayıda isimden birisiniz...
- Hayatımda ne yaptıysam, hep akıllarda kaldı.

- Ama o zaman böyle konuşmuyordunuz... Ciddi ciddi bildiriyordunuz... Aklı başında, efendi bir şekilde TRT normlarında...
- Şu anda da gayet aklı başında konuşuyorum. (Gülme krizi geçiriyoruz.)

- Geçen haftaki yazılarınızın birinde "Çirkin kadın yoktur, az votka vardır" ile başlayıp, erkeklerin güzel kadınlarla arkadaş olamayacağından bahsettiniz. Bu sizin gözleminiz mi yoksa kişisel tecrübeniz mi?

- Aslında benim yazdığım şeyler erkek geyikleri. Erkekler kendi aralarındaki geyiklerde böyle şeyler söylerler. Güzel kadın takıntısı var mı bilmiyorum ama, erkeklerde bir cinsellik takıntısı olduğunu biliyorum.

- Yine yazınızda "Saftirik erkek, 'Bu kadar zamandır arkadaştık... Hiç aklımıza gelmemişti' yollu açıklamalar yapar...." diyorsunuz. Erkek bu kadar saf mı?
- Erkeğin, ilişkilerdeki oyunlara çok kafa yormadığı aşikardır.

- Ama ayıp olmuyor mu, erkekler saftirik, gariban kadınlar kurnaz...
- Yok canım, erkekler o kadar saftirik değiller. Ama söz konusu ilişki olunca daha düzdür. Erkekleri de o kadar naif görmemek lazım...

- Acaba anlattığınız kendiniz mi Sayın Muhtar?
- Hayır ben erkekleri anlatıyorum.

- Peki siz bu hikayenin neresindesiniz?
- Ben yazan taraftayım. Yazar, hayatın başka penceresinden bakabilen insandır.

- Peki sizin durumunuz nedir? Siz önce aşk tarafından mı bakıyorsunuz kadınlara?
- Ben yazan taraftayım...

- Yazdığınız hikayelerdeki erkek tipleri "güçlü, havalı, zengin ve puro içen" diye tanımlanıyor. Neden hikayelerinizi bu adamlar üzerine kuruyorsunuz?
- Bu aslında bir kategori. Türkiye'de zengin olmanın, güçlü olmanın sembolü puro oldu. Biz bu işi biraz abarttık. İyi bir mekana gidin, hep böyle purolu adamlar topluluğu görürsünüz. Kadınların purodan o kadar etkilenmediğini biliyorum. Çünkü ben kadınlardan besleniyorum. Yazılarım açısından besleniyorum.

- Bir açıdan bu resme bakınca siz de güçlü, havalı, şöhretli ve purolu bir erkeksiniz...
- Puro yok bende...

- Puro hariç bu tanımlama size uyuyor aslında...
- Ben, şuyum diye bir gösterme içinde değilim. Çok teşekkür ederim. Teveccühünüz... Ben yine yazan taraftayım.

- Peki neden yazarı anlatmaktan bu kadar imtina ediyorsunuz? Yazara da yazık değil mi? O da bizim gibi bir insan...
- Yazar biraz gizemli kalsın...

Rahşan Gülşan

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 'Mehmet, çoktan beni aştı'
 15 yıl sonra ilk kişisel sergi
 Captan Cousteau'nun izinde Kaptan Cousteau'nun izinde
 21 günde mutlu olma dersleri
 Şampiyonun annesi mutlu
 Şarap gibi kadından meze gibi şarkılar!
 Şarkılar internetten
 Satır arasında kalanlar
 Müziğin karanlık şövalyeleri İstanbul'da
 Pikniğe gittik belki de dönmeyiz
 Bahçede balık pirzola
 İstanbul rock geceleri
 Sahnelerimizin altın sesli şarkıcısı
 'Utanmıyorum, hiç de özür dilemedim'
 'Ben de annemi o vaziyette görsem, ölürüm yani...'
 Teniste 'yıldız'ımız yükseliyor
 Bahar geldi ayaklarınız yardım istiyor
 Arap şeyhi kılığındaki gazeteci
 Onlar İstanbul gönüllüsü
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
BALÇİÇEK PAMİR
Herkesin bir hikayesi vardır
Vardır tabii. Hem de ne...
FİLİZ AKIN
'Fahri doktor da olduk şu hayatta'
Türkan Şoray'ı uçakta...
ÜLKÜ TAMER
Kendinden kahraman öyküsü
Mrs. MacNeal ya da tam adıyla...
SUNAY AKIN
Kitapsızlığın sızısı
Kitap bir pencere aralığına...
Ölmeden önce tatmanız gereken 50 lezzet
BBC'nin 'Ölmeden Önce Görülmesi Gereken Yerler', 'Yapılması Gereken Şeyler'...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.