kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Bu filmin yönetmenini öldürmek istedim
Bu filmin yönetmenini öldürmek istedim
Fatih Aksoy'dan Birtakım ilginç notlar
Fatih Aksoy'la Kahvaltı

Fahişelik televizyonla başlamadı

Fatih Aksoy, TV şöhretlerini yorumladı, yapımcısı olduğu yeni filmi çok ağır bir dille eleştirdi.


Bu filmin yönetmenini öldürmek istedim

Bir yapımcı, ilk kez kendi şirketinden çıkacak bir filmle ilgili böyle konuşma cesareti gösteriyor! Fatih Aksoy başrollerinde Haluk Bilginer ve Metin Akpınar'ın yer aldığı "Kısık Ateşte 15 Dakika" filmi için, "Çok kötü bir film oldu. Yönetmenin kovulması gerekirdi. Film gösterime girecek, herkes görecek" iddiasında.

Ben doğduğumda televizyon oradaydı. Şimdi otuzlu yaşlarımdayım ve evimin her odasında televizyon var. Hepimiz televizyon izliyoruz ve doğal olarak hepimizin bu konuda engin fikirleri var. Bazen kendimi, nefret ettiğim bir şeyi izlerken buluyorum, bazen de çok sevdiğim bir dizi bitince üzülürken. Kaynana Semra deyince hepimizin konu ile ilgili fikirleri vardı. Kaynana Semra'nın oğlu gömülürken de birtakım fikirler içindeydik. Kaynana Semra sanki yıllardır aramızda yaşamamış da, televizyon laboratuvarlarında tasarlanmış bir klon gibi davranıyoruz. Televizyon, hayatımızı sömüren bir canavar mı, yoksa içimizdeki canavarın, yüzüne ayna tutulmuş versiyonu mu? Konu ile ilgili yetkin isimlerden birine, Fatih Aksoy'a uzattım mikrofonu. Sektörün yüzüne ayna tutmaktan çekinmedi...

* Dün "Star Avı" yayımlandı ATV'de. Pazar günü de "Boxing Models Türkiye" başlayacak. "Star Avı" çok ilginç ve bizi çok etkileyen bir program oldu. Ama şu anda jüri var mı yok mu bilmiyorum. Çünkü sırayla jürini

* hepsi benimle tartıştı. Programın formatında, yarışmacılar seçildikten sonra her bir jüriye bir grubu veriyorsunuz. Ben de üçe böldüm yarışmacıları, hiç kimse bundan memnun olmadı. En zayıf grubu da Ercan Saatçi'ye verdim. Onun görevi müzik grupları ile ilgilenmekti. Buna hem Ercan hem de diğerleri itiraz etti. Ercan "Ben yeni gruplar yapayım" dedi, izin vermedim. "Peki, diğerlerinin elediği insanlardan grup yapayım" dedi. Bunu onayladım. Sonra Deniz Seki ile Erol Köse "kaçar kişi alacak?" dediler. Ben de "istediği kadar alabilir" dedim. Bunun üzerine ağır bir kriz yaşadık. Şu anda programın bir jürisi var mı yok mu bilmiyorum. Elimizde üç haftalık yayın var. Sonra ne olacak bilmiyorum. Televizyon çok cazip bir sektör. Bunu bu kadar cazip kılan da bazen insanın bilmediği durumlarla karşı karşıya gelmesidir. Ben de şu anda ne yapacağımı bilmiyorum. (Gülüyor)

* "Kısık Ateşte 15 Dakika" filmi ile ilgili olarak ben, kötü bir film yaptığımızı düşünüyorum. Filmin senaryosu, benim son yıllarda okuduğum en güzel senaryo idi. Haluk Özenç çok güzel bir senaryo yazmıştı. Ve bu iş beni çok heyecanlandırmıştı. Sonra bir yönetmen bulduk. (Neco Çelik) Adını duymadığım bir çocuktu. Sonra onun bir filmini izledik, film iyiydi. Almanya'da çekmişti. Sonra bu filmi çekmeye başladı. Ben filmin yapımcısı olsaydım, ikinci gün yönetmeni kovmuştum. Filmler de yönetmenlerin falan değildir. Bir senaryo yazdırıyorsun, oyuncuları bir araya getiriyorsun, günlerce çalışıyorsun sonra bir yönetmen geliyor içine . . . Yok canım böyle şey, kovarsın gider. Ortağım Mehmet Karaca'ya, "Bu adam bu filmi çekemez, kov gitsin" dedim. Yine kovmadılar. En sonunda ortaya bir tane film çıktı. Çıkan film, o senaryodan çıkması beklenen en iyi film değil. Bu haliyle seyredenler, mesela filmin dağıtım şirketi "Biz sorunun sebebini anlamadık, nedir ki sorun? Bizce çok iyi bir film olmuş" dediler. Filmi izleyip kötü olmuş diyen bir tek ben varım. Henüz Metin Akpınar ve Haluk Bilginer filmi izlemedi. Yine söylüyorum bence kötü bir film. Ama 19 Mayıs'ta vizyona girecek. Ben filmi yeniden çekmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden filmin senaryosunu da mutlaka bastırıp yayımlatacağım, seyirciler okusun diye.

KOVARSIN GİDER
* Mehmet filmin prodüktörüdür. Yani filmle ilgili nihai kararları Mehmet verir. Ve çok parlak oyuncuları bir araya getirdi. Bence Metin Akpınar filmde yanlış oynatılmış. Ama dağıtım şirketi de "Akpınar'ın son yıllardaki en iyi performansı" diyor. Bence Mehmet yanlış yönetmen seçti ve bence Mehmet yönetmeni kovmayarak hata yaptı! Film çıkacak, görecek herkes. (Şaşkınlığımı gizleyemiyorum. Bir yapımcı ilk kez, şirketinden yayımlanacak filmi ile ilgili böyle bir iddiaya sahip!)

* Bu filmi kendi paramızla çektik. Biz öyle sponsorla falan uğraşmayız. Bu filmde ilginç bir uygulamamız var, oyuncularımız, montaj stüdyosu, kamera ekibi, kısaca filmde çalışan bir çok kişi filme ortak. Bu Med Yapım'ın oluşturduğu güven duygusu ile yapılmış bir filmdir.

* Mehmet basında "Film konusunda fikir ayrılığımız var" dedi. Bence nazik bile davrandı. Ben filmi izlemeye birkaç kez montaj stüdyosuna gittim. Hatta bir iki kere yönetmeni öldürmeye kalktım. Onun için nezaketli bile davranmış. Hiç değilse "Allah belasını versin" dememiş. Ortaklıkta böyle sorunlar çıkar. Tabii ki çok gerildik ama bunu atlattık.

* Bence Sinan çok iyi bir programcı. Bu tür programlarda, dinlemek çok önemlidir. Sinan bunu çok güzel yapar. Ben Sinan'ın programında Serhat isimli arkadaşın tavrını çok güzel buldum. O banttan yayımlanan bir program. İstemeseydik yayımlamazdık. Bence ortada bir sorun yok. Hepimizin aynılaşması gerekmiyor. "Ben TV kameraları altında evlenmek istemiyorum" diyebilir. Serhat'ın tavrını çok şık buluyorum.

Rahşan Gülşan

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 'Mehmet, çoktan beni aştı'
 15 yıl sonra ilk kişisel sergi
 Captan Cousteau'nun izinde Kaptan Cousteau'nun izinde
 21 günde mutlu olma dersleri
 Şampiyonun annesi mutlu
 Şarap gibi kadından meze gibi şarkılar!
 Şarkılar internetten
 Satır arasında kalanlar
 Müziğin karanlık şövalyeleri İstanbul'da
 Pikniğe gittik belki de dönmeyiz
 Bahçede balık pirzola
 İstanbul rock geceleri
 Sahnelerimizin altın sesli şarkıcısı
 'Utanmıyorum, hiç de özür dilemedim'
 'Ben de annemi o vaziyette görsem, ölürüm yani...'
 Teniste 'yıldız'ımız yükseliyor
 Bahar geldi ayaklarınız yardım istiyor
 Arap şeyhi kılığındaki gazeteci
 Onlar İstanbul gönüllüsü
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
BALÇİÇEK PAMİR
Herkesin bir hikayesi vardır
Vardır tabii. Hem de ne...
FİLİZ AKIN
'Fahri doktor da olduk şu hayatta'
Türkan Şoray'ı uçakta...
ÜLKÜ TAMER
Kendinden kahraman öyküsü
Mrs. MacNeal ya da tam adıyla...
SUNAY AKIN
Kitapsızlığın sızısı
Kitap bir pencere aralığına...
Ölmeden önce tatmanız gereken 50 lezzet
BBC'nin 'Ölmeden Önce Görülmesi Gereken Yerler', 'Yapılması Gereken Şeyler'...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.