|
Ben karısına değil başkana bakarım
|
|
Sabancı Holding Başkanı Güler Sabancı Merkez Bankası'nın yeni başkanı için konuştu.
"Durmuş Bey (Yılmaz) hakkında çok müspet şeyler duydum. Saygın, başarılı bir başkanımız var bugün. Ayrıca bir şey beni çok memnun etti. Yoksul aileden gelip İngiltere'ye tahsile gitmiş, Merkez Bankası Başkanlığı'na kadar yükselmiş. Gençler için çok umut verici, güzel bir örnek. Karısı değil görev sahibi önemli."
Ben holding yönetiyorum aile ve iş başka
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı "aile dağılıyor" iddialarına sert çıktı. "Sakıp Bey'den aile değil holding başkanlığını devraldım. Yönetim Kurulu'nun tam desteği arkamda, başarı gün gibi ortada".
Sekiz ayrı dalda organize olmuş, bazıları yabancı ortaklarla işbirliği yapmış, 64 kuruluşuyla, Toyota, IBM, Akbank, Philip Morris gibi şirketleri ve tekstil, otomobil lastiği, kimya sektörlerindeki iddialı konumuyla, Türklerin hayatını belirleyen ve 3 nesilde inşa edilen bu imparatorluğa, 52 yaşında, boğuk sesli, güler gözlü, dinç, her zaman acelesi olan bir kadın başkanlık ediyor. "Ben okurken yoruldum" diyorum. "Sizin için yabancı basında çıkan yazılardan bir tanesi bu." Karşımda rahmetli Sakıp Sabancı'nın yerini bıraktığı, her türlü alie kıskançlığına rağmen dimdik ayakta, işini iyi yürüten başarılı bir işkadını, Güler Sabancı var. Şen şakrak, tutkularıyla yaşayan, hırslı ama kendi deyimiyle hırslarını törpüleyip, hayatını kontrol altına alan bir kadınla sohbet ediyorum. Etkilenmemek elde değil. Konuşurken gözlerinin içi gülüyor. El kol hareketleri, tavrı tarzı, hep Sakıp Sabancı'yı hatırlatıyor.
TEKER TEKER ÇIKTIM, YOL ALDIM Hakkınızda çıkan yazılara bakıp "Vay be, ben neymişim mi" diyorsunuz yoksa burada, Sabancı Holding'in 25. katında bulunma sorumluluğunu her an hissediyor musunuz? Boğuk sesli kadın konuşmaya başlıyor. Kendinden emin, gözlerimin içine gözlerini dikerek diyor ki: "İş hayatım neredeyse 30 yıla gelecek. Teker teker çıktım bu merdivenlerden. Adım adım yol aldım. Her kademede çalışarak buraya geldim. Hazmederek çıktım. Takdir edilmek güzel şey tabii. Ben severek çalıştım, başarı odaklı bir insanım. Dolayısıyla bu anlamda kendimle ilgili objektif sayabileceğim değerlendirmeler gördüğümde hoşuma gidiyor." Böyle bir cevaptan sonra sor sorunu bakalım diye geçiriyorum içimden. Kendinden öyle emin ki... 29 yaşında KORDSA'ya genel müdür olduğunuzda tarih 1 Nisan'mış. Şaka sanmasınlar diye terfiniz açıklanmamış. Erkek egemen bir aileden başarılıişkadını olarak çıkabilmek ne kadar mümkün? İçten bir kahkaha. Ardından, oturduğu sandalyede arkaya yaslanma. Güler Sabancı, şimdi daha neşeli, daha içten. Başlıyor anlatmaya: "O zamanki amirim öyle bir uygulamayı uygun görmüştü. 1 Nisan şakası komik değil mi? Ailenin ben ilk torunuyum. Hacı Ömer dedem benim okumamı ve fabrikada çalışmamı isterdi. Üniversite bitip işe başladığımda herkes destekledi ama ne kadar kalıcı olacağım bilmiyorlardı. Sakıp Bey, her ilave iş verileceği zaman bana 'Kızım devam mı? Emin misin?' diye sorardı. Sonra ciddi olduğumu herkes fark etti." Ne yalan söyleyeyim, röportaj öncesinde sinirli ve gergin karşılayacağı sorular hakkında uyarıldım. Yine de gözümü karartıp gitmeye yakınken soruyorum. Türkan Sabancı 'Aile dağılmak üzere, Güler'i kıskandılar, o yüzden üzdüler onu. Oysa Sakıp Bey başa hep onun geçmesini istedi' diyor. Ya siz ne düşünüyorsunuz? Bir sessizlik oluyor. Yarım dakikalık bir duraklama. Güler Sabancı, yüzündeki gülümsemeyi bir an bile bozmadan kararlı bir ses tonuyla, kelimelerini tane tane seçerek cevap veriyor. "Sakıp Sabancı 38 yıllık başkandı. Ama sadece Holding Yönetim Kurulu Başkanı değildi. Sakıp Sabancı ailenin büyüğüydü. Ailenin başıydı. Ben bu göreve geldikten beri sürekli söylüyorum. Ben sadece Sakıp Sabancı'nın Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı devraldım. İki yıl oldu. Yönetim Kurulu'nun full desteği var. Arkadaşlarımızın olağanüstü çalışması var ve sonuçlarımız ortada. Sakıp Bey'den bize devrolan bu sorumluluğu başarıyla yönetiyoruz. Sonuçlar gün gibi ortada. Başarı ortada. Ben diyorum ki, aile başka, iş başka. Ben holdingi yönetiyorum. Türkiye buna alışacak. Yönetim gençleşiyor. Aile ve işi ayrı yerde tutmak gerek."
|