kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Prof. Dr. Bengi Semerci @ SABAH
 
Evlatlık olduğunu saklamak doğru değil
Konuşmak için doğru zaman
Yanlışlar
Soru Cevap

Evlatlık olduğunu saklamak doğru değil

Her pazar günü, saat 11.45'de ATV ekranlarında hazırlayıp sunduğum "Hadi Paylaşalım" adlı programın geçen haftaki konusu evlat edinmeydi. Konuya ilişkin uzun süredir gelen sorulara yanıt vermiş olmanın dışında, ilk kez karşılaştığım konuğumla tanışmak beni çok mutlu etti. Best Model of The World 2005 ünvanı olan, 21 yaşında genç bir manken: Tuğçe Güder. Bence bu ünvanlardan çok daha önemli bir özelliği vardı. Gençler için, iyi yetiştirilmiş doğru bir örnek olmak. Tuğçe evlat edinilmiş. 14 günlükken, bulunarak verildiği yuvadan ailesi tarafından alınmış ve edindiği bu gerçek yuvada, sağlıklı, mutlu, sevgi dolu ve huzurlu olarak büyümüş. Son yıllarda, alışmış davranış kalıbı, ünlü kişilerin geçmişlerinde olan benzer olayları, kendilerini acındırmak, gündeme getirmek ve ünlerini tazelemek için kullanmaları oldu. Oysa Tuğçe, kazandığı ünü evlat edinme ve kimsesiz çocuklara güvenli birer yuva bulmak için kullanmaya çalışıyor. Evlat edinildiği için, ailesini bulduğu için, onlar tarafından sevildiği için mutlu ve gururlu. Deri rengi ülkemiz için alışılmışın dışında olmasına karşın, anne babasının deri renginden farklı olmasına karşın, sadece bunun bile bir çocuk için sorun olacağı gerçeğine rağmen mutlu olmayı, kabullenmeyi ve kendini kabul ettirmeyi başardığı için haklı bir gururu taşıyor. Tuğçe ve Tuğçe gibi kimsesiz bırakılmış çocuklara yuva veren, sevgi veren, anne baba olan tüm ailelere, saygıyla "ellerinize sağlık" diyerek konuyu bir kez daha gözden geçirelim.

EN ÖNEMLİSİ SEVGİ
Her bebeğin oluşmak için anne babaya, büyümek için bir ana rahmine gereksinimi vardır. Ama dünyaya geldikten sonra en önemli gereksinimi, onu seven, besleyen, temizleyen, bakan bir anne babadır. Daha da önemlisi bütün bunları istekle, sabırla ve onun yanında olarak yapmasıdır. Doğal olanı, bütün bunların içinde büyüdüğü annesi ve oluşmasına neden olan babası tarafından yapılmasıdır. Ancak herhangi bir nedenle bunu onlar değil de, bir başka aile yapıyorsa çocuk için artık ailesi onlardır ve gerçek ailesi önemini yitirmiştir. Bebek sahibi olamayan ailelerin, bir başkası tarafından dünyaya getirilmiş, ama bakılmamış ya da bakılamamış çocukları yasal ve duygusal olarak kendi çocukları olarak kabul etmelerine evlat edinme denir. Bazı yasal olmayan ve genellikle tanıdıklar arasında olan çözümler dışında, bunun yasal ve sık olan şekli, aileleri tarafından bırakılmış ve devlet korumasına alınmış çocuklardan seçim yapmaktır. Evlat alınacak çocuk her yaşta olabilir. Genellikle insanlar evlat edinmede yeni doğmuş bebek istemektedirler. Kendilerininmiş gibi hissetmenin, çocuğun da onları aile bilmesinin daha kolay olacağını düşünmektedirler. Her yaş grubunda aile ve çocuk açısından doğabilecek güçlükler vardır. Bu güçlükler uygun tutumlarla aşılabilir.

YAŞANABİLECEK SORUNLAR
Evlat edinen aile bir yandan çocuk sahibi olmanın mutluluğunu ve heyecanını yaşarken, bir yandan da kendileri çocuk sahibi olamadıkları için acı duyarlar. "Bir başkasının çocuğu" düşüncesi, ailenin çocuğa bağlanmasında sorunlara yol açabilir. Aile bu sorunları kendi içinde hallettiği zaman gerçek ebeveynler olurlar. Çocuksa bir yandan kendi anne babası tarafından terk edilmiş olmanın kaygılarına, yeniden terk edilebileceği kaygılarını ekler. Aileyi benimsemesi, güven duyması bu kaygıları giderir ve artık bir aile olunur. Ailenin bir başka kaygısı çocuğun evlatlık olduğunun saklanmasıdır. Genellikle yeni doğmuş bebek alan aileler, bunun bir sır olarak kalmasını, çevrenin özellikle de çocuğun gerçeği öğrenmemesini isterler. Bunu sağlamak için yoğun çabaya giren aileler vardır. Yerlerini değiştiren, doğum öyküleri uyduran, hatta albümler, videolar hazırlayarak ileride çocuğu inandıracaklarını düşünen aileler çok fazladır. Oysa bilinen bir şey var ki, bu olay sır olarak kalamamaktadır. Komşu, tanıdık, arkadaş, okul veya gerçek ailesinden bu durumu öğrenen çocuklar ciddi sorunlar yaşamaktadırlar. Çünkü önemli olan sevdiği, daha da önemlisi güvendiği insanlar tarafından kandırılmış olmaktır. Bu onların güvenlerini sarsar, gelecek kaygılarını arttırır. Bu nedenle, evlat edinilen çocuğa uygun zaman ve uygun koşullarda, erken dönemde evlat edinildiği söylenmelidir. Eğer çocuk bunu ailesinden değil de, başkalarından duyarsa, özellikle de ergenlik döneminde aşılması zor sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Bunun temelinde anne baba tarafından aldatılmış olmanın getirdiği güven sarsılması ve umutsuzluk duygusu yatmaktadır. Bir yandan gerçek ailesi tarfından istenmemiş, sevilmemiş olmayı, bir yandan da aile bilip güvendiği insanlar tarfından kandırılmış olmayı yaşar. Çoğu çocuk gerçek ailesini bilmeyi, tanımayı reddeder. Ama bunu isteyen çocuklar da olabilir. O zaman koşulları iyi değerlendirmek gerekir. Aileyi tanımak çocuğu rahatlatabileceği gibi, kargaşa da yaratabilir. Yine de bu arama isteği, evlat edinen aileyi bırakma isteği değildir. Sadece kökenlerini bilme arzusudur. Çünkü çocuk için gerçek aile, kendisini seven, bakan ve koruyan ailedir. Amaçlarının onları terk etmek olmadığı anlaşılıp, onlara destek olunması gelecek sorunların daha kolay atlatılmasını sağlar.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yanlış gazete haberleri aileleri etkiliyor   / 15-04-2006
 Evlatlık olduğunu saklamak doğru değil   / 08-04-2006
 Prematüre bebek kabusunuz olmasın   / 01-04-2006
 Kitap okumak boş zaman eylemi değil ki   / 25-03-2006
 Konuşma buzuklukları   / 18-03-2006
 Sokaklarda çocuk şiddetinin nedenleri   / 11-03-2006
 Otizm ve tedavisi   / 04-03-2006
 Tik bozuklukları   / 25-02-2006
 Emziğime dokunmayın!   / 18-02-2006
 Altını ıslatan çocuğunuzu suçlamayın   / 11-02-2006
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
FİLİZ AKIN
Yunuslar ve Lale Devri
Suyun içinden bir şey hopladı.
SUNAY AKIN
Tay tay!..
İstanbul Oyuncak Müzesi'nin üçüncü katında,...
ÜLKÜ TAMER
Biz meğer operaya gitmişiz
Madem "şampiyonluğun düğümünü...
ALİ POYRAZOĞLU
Turizmde kedi patlaması
Çaktınız mı? Geçen haftaki...
AYŞE BRAV
Her şey çocuğun gözü önünde yaşanmamalı
Hakikaten anne...
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ
Yedikleri çocuğun gelişimini etkiler
Beslenme yaşam için...
Sanki bir Tarantino filmi
Sanki bir Tarantino filmi
Tipik Amerikan bir senaryoya İskoçyalı yönetmenin getirdiği yorum...
Ruhları da bedenler kadar yaklaştıran dans
Ruhları da bedenler kadar yaklaştıran dans
Ne tuhaf, ne çekici, sanki büyüleyici bir film... Olabilecek en...
'Şimdiki müşteri tahsilli'
Refik Meyhanesi'nin sahibi Refik Aslan, 68 yıldır bu işin içinde.
'Utanmıyorum, hiç de özür dilemedim'
Geçtiğimiz günlerde alkolden baygın düşmüş halde görüntülenen Teoman,...
'Ben de annemi o vaziyette görsem, ölürüm yani...'
- Siz kendi boşluğunuzu seviyor musunuz?
- Onu doldurmaya...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.