|
|
Etli Sezar salata!!!
Hizmette sınır olmasın, aman müşteri kaçmasın. Geçen öğlen bir kız arkadaşımla Nişantaşı'ndayız. Hava güneşli, arkadaşımın canı bahçe çekti. Madem öyle gidelim, Midpoint'e dedim. Midpoint, hani şu Bağdat Caddesi'nde de olan, ansiklopedi gibi mönülü kafelerden. Dedim; Sezar Salata otlayacağım... Hani şu özel soslu, parmesan peynirli, kıtırlı salata. Ama Sezar, tavuklu tabii... Garsona tavuk yemediğimi, salatanın üstüne ızgara tavuk yerine et koymalarını istediğimi söyledim.
SOLUĞU 'KIRINTI'DA ALDIK Garson önce kalakaldı! Ne? Et mi? Tavuğun yerine mi? "Bizim etli salatalarımız var ondan yiyiiiin" buyurdu. Yok dedim, "Ben Sezar istiyorum ama tavuk yerine et koyuverin" de müşterinizi mutlu ediverin işte! Bir türlü tek yapacaklarının, tavuk yerine et koymak olduğunu anlamadılar. Anlayınca da şeflerinin yemeklerde değişiklik yapmadığını açıkladılar. Sanırsın burası Mikla, şef de Mehmet Gürs... Yahu ben size 'salataya tavuk yerine küşleme koyun' demiyorum. Ya da çok özel mönünüzün sınırlarını aşmanızı istemiyorum ki! Hem bu ne tavır, müşteriye öğlen öğlen! Kızdık... Aynen Kırıntı'da soluğu aldık tabii. Sezar'ı etli rica ettim, anında geldi. Afiyetle yedim. Kırıntı'nın yaz kış, öğlen akşam neden dolup taştığını bir kere daha fark ettim. Yanlış anlamayın; tavuk-et meselesinden değil, elemanların güler yüzü ve müşteriyi memnun etme istediğinden. Bütün mesele de bu hani.
|