Danıştay'dan siyanüre iptal
Danıştay, İzmir Bergama Ovacık-Çamköy mevkiinde bulunan altın madeninin siyanür kullanılarak işletilmesine olanak tanıyan Bakanlar Kurulu'nun 2002 tarihli prensip kararını iptal etti.
İzmir Barosu'nun, ''Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Yönetmeliği uyarınca düzenlenen ÇED Raporu üzerine, Çevre ve Orman Bakanlığı'nca tesis edilen İzmir Bergama Ovacık-Çamköy mevkiinde bulunan altın madeninin siyanür (siyanür liçi) yöntemiyle işletilmesine izin verilmesi yönündeki ÇED olumlu görüşü işleminin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararının
Danıştay'ca onanarak kesinleşmesinden sonra, madenin işletilmesine devam edilmesi yolundaki 29 Mart 2002 tarihli Bakanlar Kurulu kararının'' iptali istemiyle açtığı davayı, esastan karara bağladı.
Baro, dava dilekçesinde, Bakanlar Kurulu'nun prensip kararının, ''mahkeme kararlarının uygulanmasını engellendiğini ve bağlayıcılığını ortadan kaldırdığını, kuvvetler ayrılığı ilkesini ağır bir biçimde zedelediğini, yargı kararının uygulanmaması esasını getiren bu kararın yetki ve sebep yönünden açık ve ağır bir şekilde hukuka aykırı olduğunu'' öne sürmüştü.
Dava konusu Bakanlar Kurulu kararı, Danıştay 6 ve 8. dairelerini ilgilendirdiği için iptal istemi bu dairelerin ortak heyetince görüşüldü. Müşterek kurul, söz konusu Bakanlar Kurulu kararını oybirliğiyle iptal etti.
''İDARE, MAHKEME KARARLARINA UYMAK ZORUNDA''
Kararda, dava dilekçesinde sözü edilen ÇED olumlu raporunun, İzmir 1. İdare Mahkemesi'nce iptal edildiği, bu kararın 1998'de Danıştay 6. Dairesi'nce onandığı ve karar düzeltme isteminin de reddedilerek kararın kesinleştiği hatırlatıldı.
Anayasa'nın 138. maddesine göre, yasama ve yürütme organları ile idarenin, mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğuna işaret edilen kararda, şöyle denildi:
''Dava konusu Bakanlar Kurulu kararı, daha önce mahkeme kararlarıyla ÇED raporu üzerine, Çevre ve Orman Bakanlığı'nca tesis edilen İzmir, Bergama Ovacık-Çamköy mevkiinde bulunan altın madenine siyanür liçi yöntemiyle işletme izni verilmesi yönündeki ÇED olumlu görüşü işleminin iptal edilmesi üzerine, anılan madenin işletilmesinin devamı konusunda ilgili ve yetkili idareleri işlem tesis etme hususunda bağlayıcı ve bu haliyle yargı kararlarının uygulanmasını engelleyici nitelik taşıyan, kesin ve yürütülebilir nitelikte bir idari işlemdir.
Başbakan ve bakanlardan oluşan Bakanlar Kurulu'nun görevi, Anayasa ve kanunlarda açıkça belirtilmiş durumdadır. Bakanlar Kurulu'nun görev ve yetkilerinin, Anayasa ve kanunlara dayanılarak kullanılması gerektiği, kanunla açıkça yetki verilmeyen bir konuda karar alınamayacağı ve düzenleme yapılamayacağı açıktır.''
Altın ve gümüş madeni işletmesine yönelik olan uyuşmazlığa konu işletmeyle ilgili gerekli prosedür ve bunun tamamlanması aşamasında, işlemleri tesis etme konusunda yetkili olan mercilerin ilgili yasal mevzuatta belirlendiği ifade edilen kararda, şöyle devam edildi: ''Bu kapsamda, olayda işletmeye ilişkin verilmiş bulunan ÇED olumlu görüşü, yargı kararıyla iptal edilmiş bulunduğuna göre, Çevre Kanunu ve ilgili ÇED Yönetmeliği uyarınca bu konuda yeniden işlem tesis etmeye Çevre ve Orman Bakanlığı yetkili olup, anılan mevzuat ile bu konuda Bakanlar Kurulu'na herhangi bir yetki verilmemiş olması nedeniyle Bakanlar Kurulu'nca, Çevre ve Orman Bakanlığı'nın yerine geçilerek yargı kararının uygulanamaz hale getirilmesi sonucunu yaratan dava konusu işlemin tesis edilmesinde yetki yönünden hukuka uyarlık görülmemiştir.''
Müşterek heyetin kararında, davalı Başbakanlıkçın savunmasında, ''dava konusu tesis için yenilenen teknolojiye dayanılarak Çevre ve Orman Bakanlığı'nca 27 Ağustos 2004'te ÇED olumlu belgesi verildiğinin hatırlatıldığı'' belirtildi. Kararda, bu gelişmenin, dava konusu kararın hukuka aykırılığını ortadan kaldırıcı nitelikte olmadığı vurgulandı. Davalı Başbakanlık, bu kararı temyiz ederse, dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na gidecek.
(AA)
|