MHP'nin seçim tarihi
Başbakan Tayyip Erdoğan, her aşamada, "zamanında yapılacak" dese de Ankara, sonbaharda erken seçime odaklanmış. Bunda Erdoğan'ın hafta sonu MÜSİAD'ın 15. Genel Kurulu'ndaki sözlerinin etkisi de var. Hükümetinin üç yıllık icraatlarını sıraladıktan sonra, "Ben size gelip bunlar için oy isteyeceğim" sözü, "Erken seçime gidiyoruz" düşüncesini artırmış. Önceki gün AK Parti Yozgat Kongresi'nde, CHP'nin Meclis'teki sosyal güvenlik reformuna muhalefetine tepki gösterirken, "O boş koltukların resmini çektirdim, seçimlerde de vatandaşa göstereceğim" sözleri de beklentiyi tetiklemiş. Hatta, bazı işadamları Erdoğan'a, "Erken seçimi mi işaret ediyorsunuz?" sorusunu dahi yöneltmiş. Erdoğan'ın yanıtı farklı olmamış: "Seçim zamanında yapılacak..." Bütün bunlara rağmen, hükümetin baskın bir erken seçime gideceğine dönük düşünce kırılabilmiş değil.
"22 Ekim Pazar..." Beklentinin en yüksek olduğu yerlerden biri de MHP Genel Merkezi... MHP kurmaylarına göre, seçimin tarihi de belli; "22 Ekim 2006 Pazar..." Seçime ilişkin öngörülerine gerekçe olarak, Erdoğan'ın son dönemdeki söylemleri ve hükümetin politikasını gösteriyorlar. Erdoğan'ın, MHP'deki yükselişi görmesi dolayısıyla, "daha milliyetçi bir söyleme" kaydığı kanısındalar. Hatta, Erdoğan'ın, MHP'nin uzun yıllardır kullandığı sloganlardan daha sert bir söylem içinde olduğu inancındalar...
Sokakta değil, iktidarda MHP, bu durumda ne yapacak; daha sert bir söylem içine mi girecek? Bahçeli'nin kurmaylarının yanıtları, tam tersine, sertlikten uzaklaşan politikaya yönelme kararlılığında olduklarını gösteriyor. Yani, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin, bugüne kadar sürdürdüğü politikasında herhangi bir değişiklik olmayacak; hatta terörün tetiklediği tahrikleri frenlemek için uğraşılacak. MHP gençliğini tahrik edip, işin "etnik bir kavganın başlangıcının aracı haline getirilmesine" dönük oyunlara izin verilmeyecek. Nitekim, MHP lideri Devlet Bahçeli de hafta sonu partisinin Mersin ve Adana il kongrelerinde bu politikayı şu sözlerle özetledi: "Milliyetçi gençler bazı ayak oyunlarıyla sokağa çekilmek isteniyor. Terörün kökünü kurutmak için sokakta değil, iktidarda olmak gerekir. Tahriklere, provokatörlere katılmayız..." Bahçeli'nin de vurguladığı gibi, MHP "tansiyon yükseltip oy toplayalım gibi ortamdan faydalanma" düşüncesinde değil. Bu politika MHP tabanında da kabul görmüş; il kongrelerinde delegeler, "çatışma bize zarar verir" görüşünü dile getirmiş. Ancak bunun "hükümetle çatışmacı olmayın" şeklinde algılanmaması gerektiği de kayda geçirilmiş. MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural da hafta sonu gittiği kongrelerde karşılaştığı bu durumun altını çizdi. "Teşkilatın geçmiş tecrübelerden kaynaklanan olgunluk içinde hareket ettiğini" belirtti. Toplumsal gerilimi MHP'deki oy yükselişinin önündeki engel olarak gördüklerini kaydedip ekledi: "Hedefimiz hükümetle çatışmamak, hükümeti köşeye sıkıştırmamak değil, toplumsal tansiyonu yükseltmemek..." Vural'a göre, Erdoğan'ın, "Sadece Kürtlerin değil, diğer etnik kökenlilerin de sorunları var" söylemi, "Kültürel zenginliği ülke sorunu gibi göstermesi dolayısıyla toplumsal tansiyonu" yükseltiyor. Toplumsal bilinç altında, "demek ki bunlar sorun yaratıyor" yönünde tehlikeli bir atığa yol açıyor. Görülüyor ki MHP, "ülkede siyasi bir fay kırığı yaratmama" konusunda kararlı. Bahçeli'nin uzun süredir koruduğu bu pozisyon da MHP hanesine olumlu puan yazıyor.
|