|
|
|
|
|
|
'İttihatçıların milliyetçi Türkçülük ideolojileri yoktu ki Ermeni ırkını yok etme çabasında bulunsunlar'
* RESMİ TARİH NE DİYOR? Emre Kongar kitabında Osmanlı ve öncesine ilişkin resmi tarihin aktardıklarına karşı çıkıyor ancak Cumhuriyet ve sonrasına gelindiğinde resmi tarihe yakın duruyor. Öncelikle dini çevrelerde Kurtuluş Savaşı üzerine oluşturulan gayriresmi tarihe karşı çıkıyor. Vahdettin'in Mustafa Kemal'i Anadolu'ya Kurtuluş Savaşı'nı başlatmak için gönderdiği tezine de karşı çıkıyor. Mustafa Kemal'in başlayan isyanı bastırması için gönderildiğini söylüyor. Ve son zamanlarda yapılan bir tartışmayı oda açıyor, "Vahdettin hain miydi?" Vahdettin'in niyetinden bağımsız olarak dönemi yaratan koşulların incelenerek konunun tartışılması gerektiğini belirtiyor: "Padişah'ın halifesi olduğu bir ülkeye 'ihanet eden' duruma düşmesi ne yazık ki dönemin tarihsel, siyasal, ekonomik ve en önemlisi dış koşullarının bir sonucudur."
* KURTULUŞ SAVAŞI KAHRAMANLARI HİLAFETÇİYDİ Mustafa Kemal ile ilgili olarak yapılan tartışmalardan birisi de yola çıktığı kadrolar ile daha sonra yolunu ayırması. Samsun'a çıktığı kadrodakilerden yanında pek kimsenin kalmadığı eleştirisi yapılır. Emre Kongar da Kurtuluş Savaşı'nın tarihi kişilikleri üzerine resmi tarihin "hepsi baştan itibaren cumhuriyetçiydi" yanılsamasına karşı çıkıyor. Kongar, Kurtuluş Savaşı ile Cumhuriyet'in kurulmasının iki ayrı dönem olduğunu söylüyor: "Cumhuriyet dönemi resmi tarih anlayışı genellikle Kurtuluş Savaşı'na katılan herkesin ve tabii hem halkın hem de bütün komutanların Cumhuriyetçi olduğu gibi bir izlenim yaratmıştır. Oysa bu izlenim doğru değildir" diyor. Mustafa Kemal'in etrafındaki komutanlardan İsmet İnönü hariç diğerlerinin hilafet yanlısı oldukların belirtiyor: "Rauf Orbay'ın bir konuşmasında bahsettiği gibi, onların anlayışına göre 'boğazlarından Halife'nin lokması geçmiştir' Bu lokmaya 'nankörlük' edemezler'."
* KATLİAM MI SOYKIRIM MI Kongar kitabında en geniş bölümünü Ermeni meselesine ayırıyor. Önce Anadolu topraklarında Ermeniler'in tarihine ilişkin geniş bir özet yapıyor. Kitabında resmi tarihe en yakın durduğu yeri ise bu konu oluşturuyor. Kongar soykırım tartışmasının hukuki bir tartışma olduğunun altını çiziyor. Osmanlı İmparatorluğu'nda Ermeni isyanlarını ve ayaklanmalarını aktardıktan sonra tehcirin bir zorunluluk olarak başladığını söylüyor. Tehcirle amaçlananın katliam ya da soykırım olmadığını belirtiyor. Kongar bu olayların yaşandığı dönemde imparatorlukta Ermenilere karşı baskın bir Türk milliyetçiliğinin bile henüz gelişmediğini söylüyor: "Birinci Dünya Savaşı sırasında devleti yöneten ittihatçıların 'tutarlı ve bilinçli bir ırkçı ya da milliyetçi Türkçülük ideolojileri' yoktu ki, bu ideolojiye dayalı olarak 'Ermeni ırkını yok etme' çabasında bulunsunlar."
* ÇOĞUNLUĞUN DİKTATÖRLÜĞÜ Türkiye'nin son döneminde yaşadığı tartışmaları da tekrar açıyor Emre Kongar. Özellikle 28 Şubat süreci ve sonrasında yaşananların ardından, seçimle gelenlerin bazen diktatörlüğü getirebileceklerini anımsatıyor. Kongar "Halk neylerse güzel eyler söylemi ise, demokrasinin çoğunluğun diktatörlüğüne doğru saptırılmasının en güzel örneğidir" diyerek tartışmalara cevap veriyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|