|
|
|
|
|
|
Beyin cerrahı olsaydık daha zayıf da olurduk
Otello Operası'nda Otello'yu oynayan Hakan Aysev ve karısını canlandıran Burçin Çilingir gerçek hayatta da büyük aşk yaşıyor. Tenor Hakan Aysev, Otello'nun salı günü yapılan galasından sonra soprano Burçin Çilingir'e evlenme teklif etti
Nasıl ki bir futbolcu ayağını herkesten daha iyi kontrol ediyor, işte onlar da ses tellerini bizden farklı olarak istedikleri gibi yönlendirebiliyorlar. Yani onlar bizden biraz farklı insanlar! Operacılardan söz ediyorum... Hakan Aysev, Türkiye'nin tanınmış tenorlarından, Burçin Çilingir ise İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin en yetenekli genç sopranolarından biri. Onları bu aralar Otello'da başrolde izliyoruz. Fakat ilginç olan şu ki, oyunda Otello'yu oynayan Hakan Aysev ve karısını oynayan Burçin Çilingir gerçek hayatta da büyük aşk yaşıyorlar. Bir temsilde tanışan iki operacı, Otello'nun büyülü atmosferinden de etkilenerek evlenme kararı aldı. Aysev, Otello'nun galasından sonra sevdiği kadına, Burçin Çilingir'e evlenme teklif etti. İşte bu da, o teklifin röportajıdır.
- Kimsiniz, necisiniz? Geçen geceki evlenme teklifinden önce neler yapardınız? - Hakan Aysev: 1968'de Ankara'da doğmuşum. Evde harita mühendisi bir baba ve süper aktif bir evkadını anne... Ortaokulda müzikten sınıfta kalan bir öğrenciyim. Bütün hayalim basketbolcu olmak. Müzikle ilgilenen, koroya giden sosyal çocuklara da inek gözüyle bakıyorum. Hatta müzik hocam tekme atmıştı bana. Kadın o kadar sinirlendi ki öööööö deyip bir tane patlattı dizime. Çünkü kötü bakıyorum koroda olanlara. Ama gelin görün ki annemin içinde böyle bir ukde kalmış. Öğretmenleri konservatuvara göndermek isteyince ailesi kötü yola düşer korkusuyla göndermemiş.
- İlginç. Sonra? - H.A: Sonrası... Annemin yönlendirmesiyle konservatuvar sınavına giriyorum. Şaşırtıcı bir şey oluyor: Kazanıyorum. Mezun oluyorum ve yetenekli bulunarak üstüne bir de bursla Viyana'ya gönderiliyorum. Viyana Devlet Operası'na giriyorum. 3 sene Pavarotti'nin öğrencisi oluyorum. Oradan Almanya'ya geçiyorum. 8 yıl Almanya'nın hemen hemen bütün operalarında söylüyorum. Fransa'da, İsviçre'de, bir dolu ülke ve şehirde sahneye çıkıyorum. Annem de temsillerime gelerek çocukluk hayalini biraz farklı da olsa gerçekleştiriyor. Sonunda da burada olmak istediğime karar verip Türkiye'ye dönüyorum. Bu arada bir de İzmir Devlet Opera ve Balesi Genel Sanat Yönetmenliği var. Şimdi İstanbul Devlet Opera ve Balesi'ndeyim. 2,5 senedir de aşığım.
- Burçin Çilingir: Ben Hakan'ın inek dediği öğrencilerden oluyorum bu arada çünkü okulda hep korolardaydım gerçekten. Şanslıydım, piyano dersi de alıyordum. Ama lise bitince işler değişti. Hacettepe Üniversitesi Turizm Otelcilik Bölümü'nü kazandım. Ben "konservatuvar okuyacağım" desem de, ailede kıyamet kopunca okulun yolunu tuttum. Ama bir yıl dayanabildim ve konservatuvara girdim. Hatta üstüne iki yıl da Milano'da lisansüstü eğitim yaptım.
- Opera da bale gibi acılar çektiren bir meslek mi? - B.Ç: Ruhsal olarak acı veren bir meslek. Öğrenme aşamasında çok zorlanıyorsunuz. Beyniniz nasıl bir ses çıkarmanız gerektiğini bildiği halde o sesi çıkarabilmeniz kolay olmuyor. Siz nasıl elinizi, kolunuzu beyninizin verdiği komutla kontrol edebiliyorsanız biz de beynimizle ses tellerimizi kullanabiliyoruz. - H.A: Sağlıklı olacaksınız, hep dikkat edeceksiniz. Zaten biraz da o nedenle opera sanatçıları kiloludur.
- Opera sanatçıları çektikleri acıları yemek yiyerek mi kapatıyor? - H.A: İhtiyaç duyduğunuz enerjiyi bir şekilde karşılamanız gerek. Opera sanatçılarının kilolu olmasının nedeni enerji gereksinimidir. Yoksa kiloludan iyi ses çıkar diye bir şey yok. Bir de tabii çok geç çıkıyoruz temsilden. Bazen temsilde 5 kilo kaybettiğim oluyor. O efordan sonra eve gidip iki domates, kibrit kutusu peynir yiyeyim, diyemiyorsunuz. - B.Ç: Ben çok güzel zeytinyağlılar yapıyorum ama hep beni kandırıyor. "Temsilden sonra pırasa yiyeceğim" diyor. Eve giderken dürümcüye uğruyoruz.
- Ne yani, operacı değil de beyin cerrahı olsaydınız daha mı zayıf olacaktınız? - H.A: Evet. - B.Ç: Evet.
Elif KORAP
|
|
|
|
|
|
|
|
|