| |
|
|
Başbuğ Erdoğan mı?
Aslına bakarsanız, AK Parti Hükümeti, "Kürt sorununun" çözümünü "ikinci iktidar dönemine" bırakmayı düşünüyordu. Önce belirli bir açılım yapılacak, "Kürt kimliği" tanınacak ve bu yolla PKK marjinal noktada "izole edilecekti." Sorunun çözümünün ikinci döneme bırakılmasında ise tek bir amaç vardı: Ekonomik reformların etkisinin hissedilmeye başlanmış olması ve KÖYDES projesinin bölgede hayata geçmesi. KÖYDES projesi; Doğu ve Güneydoğu'da boşaltılan köylere geri dönülmesi, köylerde üretim ve sosyal hayatın yeniden başlaması ve "normalleşmenin" hissedilmesini amaçlıyordu. AKP bu nedenlerle Kürt meselesini çözümlemeyi ikinci döneme bırakmıştı. Aynen türban meselesinin ikinci döneme bırakılmış olması gibi. Ancak PKK'nın hareketlenmesi bu planı bir ölçüde sekteye uğrattı. Erdoğan'ı da köşeye sıkıştırdı. Erdoğan, seçimlerde rakip olarak sadece MHP'yi görüyor. PKK'daki hareketliliğin MHP'ye kazanç olacağını hesaplıyor. Bu nedenle de bir süredir "milliyetçi" bir söylem tutturdu. Sert çıkışlar yapıyor, "af" öneren Güneydoğulu milletvekillerini paylıyor ve giderek "şahinleşiyor." Bunu yaparak MHP'nin yükselişini engellemek ve "Ben de en az onlar kadar milliyetçiyim" demek istiyor. Peki şimdi ne olacak? Partinin Güneydoğu politikalarının oluşmasında etkin bir milletvekiline göre "seçime kadar yeni bir demokratik açılım" olması mümkün değil. Verilecek mesajlarla bölge halkının PKK karşıtı tavrının sürmesi sağlanacak ama yeni bir "politik süreç" başlamayacak. Bundan çıkarabileceğimiz sonuç şu, Erdoğan seçime kadar "milliyetçi söylemi" koruyacak. Bu söylemi nereye kadar tırmandıracağını ise PKK'nın saldırganlık derecesi belirleyecek...
|