Türkiye İran'a saldırı için ABD ile anlaştı
İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ın uranyum zenginleştirmesinde yeni bir aşamaya geldiklerini ve nükleer enerji üretimi için BM uyarılarını dinlemeden tam yol gideceklerini açıklaması, Amerika'nın askeri harekâtını iyice kesinleştirdi. Aslında bu harekât çok önceden kesinleşmişti. Nereden mi biliyorum? Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün ağzından. İran'a yönelik ilk Amerikan tehditleri geldiğinde "Topraklarımızı komşu bir ülkeye saldırı amacıyla kullandırmayız" diyen Gül, bu sözlerinin üzerinden çok geçmeden "Büyük Ortadoğu Projesi" için Amerika ile tam bir görüş birliği içinde olduklarını açıkladı. The New Yorker dergisinin bu haftaki kapak konusuna imza atan başarılı gazeteci Seymour Hersh de "İran Planları" başlıklı yazısında Bush Yönetimi'nin saldırı için Türkiye ve Rusya ile anlaştığını vurguladı. Hersh yazısında, Washington'ın İran'da kuzeydeki Kürtler dahil çeşitli azınlık gruplarıyla temas içinde bulunduğunu da istihbarat ve diplomatik kaynaklara dayanarak iddia etti. Burası biraz kafa karıştırıcı, çünkü Roj TV'yi ve Kürt internet sitelerini izleyen herkes Kuzey İran'ın Kürt bölgelerinin PKK denetiminde olduğunu, PKK'nın İran askerleriyle çatışmaya girdiğini, bölgedeki tüm gösterilerde Apo posterleri ve PKK bayrakları taşındığını bilir. O nedenle, Washington'ın bu bölgedeki temaslarını hangi Kürt gruplarıyla sürdürdüğünü öğrenmek, hepimiz için çok aydınlatıcı olacaktır aslında. Hersh'in yazısının çarpıcı bir diğer yönü, Amerika'nın yeraltında olduğunu hesapladığı nükleer tesisleri vurmak için "taktik nükleer bombalar" kullanmayı düşündüğünü yazması. Yani, önümüzde kirli bir savaş dönemi var. Türkiye ne yapabilir? Görünen o ki, hiçbir şey. Amerika'nın şu anda en çok satan kitaplar listesinin başında yer alan Cobra II kitabının yazarları Michael Gordon ve General Bernard Trainor'a göre, Irak'a saldırının nedeni kitle imha silahları veya Irak'a demokrasi getirmek değildi. Asıl hedef, bölgedeki en zayıf halkayı kırmaktı. Birinci Körfez Savaşı sonucu askeri gücünü ve halk desteğini kaybetmiş Saddam yönetimini değiştirmek amaçlı bir savaş, neocon'lara basit bir iş gibi gözükmüştü. Türkiye'nin tezkere krizi öncesi ve tezkere sırasındaki tavrı kitapta anlatılanlara göre, Washington yönetimini çileden çıkarmış. Dönemin Genelkurmay Başkanı Franks, Türkiye'nin ayak diremesi üzerine meşhur F harfini kullanarak "F..k Turkey. F..k their families. F..k their dogs" diye küfretmekten kendini alamamış (Sayfa 112). Tezkere reddedilince Cheney'nin sağ kolu Scooter Libby'nin tepkisi daha sert olmuş: "Screw the Turks" diye küfretmiş ve Türkiye'nin finans piyasalarının çökertilmesini teklif etmiş (Sayfa 115). Cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlanan ve içeride birden tırmanmaya başlayan PKK terörü nedeniyle iyice bunalan AK Parti iktidarının Washington'ı bir daha kızdırmaya cesaret edeceğini düşünmek çok fazla safdillik olur. Amerika bölgede yeni bir rejim değişikliği harekâtına hazırlanıyor. Bedelini yine tamamen bölge halkının ödeyeceği bir harekâta hükümet bu kez istenen her türlü desteği vermeye gönüllü gözüküyor. Bu, hileli masada kumar oynamaya benziyor açıkçası...
|