Kıyıya vuranlar
Ankara ile Brüksel arasında güvensizliğin karşılıklı olarak arttığı, AB'de "İmtiyazlı ortaklık" formülünün hortlatılmaya çalışıldığı bir sırada Dışişleri Bakanı Gül, 9'uncu "reform dalgası"nı açıkladı. Dalga kıyıya 4 paket attı. İlkinde birbirinden önemli 5 yasa tasarı ve teklifi var. Örneğin, AB'nin "Kamu idaresinin etkinliğinin artırılmasında ve suiistimalin ortaya çıkarılmasında kilit kurum" gördüğü "Ombudsmanlık" nihayet getiriliyor. Bu konunun gündemimize girdiği günlerde ideal "Ombudsman" olarak 9'uncu Cumhurbaşkanı Demirel gösterilmişti. Konunun bu yasama yılında bitirilmesi hedeflendiğine göre, en geç yaz ortasında hükümetin tercihini öğrenmiş olacağız. Birinci paketteki ikinci sürpriz "Vakıflar Kanunu" değişikliği. Ancak tasarının "Bu haliyle" AB'yi tatmin edeceğinden kuşkuluyuz. Çünkü her İlerleme Raporu'nda ısrarla vurgulanan "Üçüncü kişilere satılmış azınlık vakıfları mülkleri için tazminat" öngörülmüyor. Başta Katolik ve Protestan toplulukları olmak üzere bazı gayrımüslim dini gruplara vakıf kurma ve mülk edinme hakkı tanınıp tanınmayacağını Meclis'teki görüşmelerde anlayacağız. Yine azınlıklarla ilgili olan Özel Öğretimler Kanunu'ndaki değişiklik konusunda da Gül ayrıntılı bilgi vermedi, "Yabancı okullara ilişkin düzenleme" demekle yetindi. AB'nin bu alandaki beklentileri de uzun bir liste oluşturuyor: En başta Yahudi, Rum ve Ermeni okullarında çifte müdürlüğe son verilmesi isteniyor. (Bu okullarda bir yabancı ve bir de Milli Eğitim Bakanlığı'nca atanmış Türk müdür bulunuyor. AB, "Müdür yardımcısı" sıfatını taşıyan Türk görevlinin, yabancı müdürden daha yetkili olduğunu iddia ediyor.) Ayrıca Ermenice dil öğretmeni yetiştirilmesine, Süryaniler gibi Lozan Antlaşması kapsamında değerlendirilmeyen azınlıklara okul açma izni verilmesi gibi talepler de sırada bekliyor...
Sayıştay'a yeni yetki Aynı paketteki Sayıştay Kanunu değişikliği önerisi ise, askeri harcamaların denetimi mevzuatındaki eksiği gidermeyi amaçlıyor. Çünkü bu konuda daha önce epey yasa çıktı. Sayalım: 2005 başında yürürlüğe giren Kamu Mali Yönetimi Kanunu değişikliğiyle askeri bütçede şeffaflığın ilk adımı atıldı. Ardından askeri fonlar bütçe içine alındı. Tüm fonların 2007 sonuna kadar kaldırılması kabul edildi. 2004 Mayıs'ında savunma harcamalarının gerçekleşme sonrası (AB literatüründe bundan "Ex post" diye söz ediliyor) Sayıştay tarafından denetlenmesi ilkesi güçlendirildi. Anayasa'nın 160'ıncı maddesi değiştirilip Silahlı Kuvvetler'in sahip olduğu Hazine mallarının Sayıştay denetiminden muaf tutulmasına son verildi. Şimdi Sayıştay Kanunu değişikliği, kurumun Anayasa ile tanınmış mal denetimi yetkisini kullanması imkânı sağlayacak. Ancak göreceksiniz, AB yine de "Eksik diyecek" ve "Ex ante"yi soracak. Yani askeri harcamaların, "Gerçekleşme öncesi denetimi"nin ne zaman kabul edileceğini. 9'uncu reform dalgasının getirdiği diğer 3 paketteki yenilikleri de fırsat buldukça irdeleyeceğiz. Hepsi iyi hoş da, Gül dün durup dururken neden "AB süreci kopmuş olsa bile reform sürecini durdurmayacağız" dedi? Brüksel'deki oyunlara Ankara "İnceldiği yerden kopsun" resti çekmeye mi hazırlanıyor?
|