|
|
|
|
|
|
Daha önce gelmediğim için pişmanım
24 yıllık bir diplomat olan ABD'nin İstanbul Başkonsolosu Deborah Jones, "İstanbul'u tanımanın en iyi yolu sokaklarda dolaşmak ama görevim gereği bu pek mümkün değil" diyor. Jones, 7 aydır yaşadığı İstanbul'da çok mutlu....
Amerika İstanbul Başkonsolosu Deborah Jones, Türkiye'deki ilk röportajını Şamdan Plus dergisine verdi. Söyleşisinde Türk- Amerikan ilişkilerine de değinen Jones, "İlk kez dilini bilmediğim bir ülkede bulunuyorum. Türkçe dersi almaya başladım ama grameriniz çok zor" dedi. İki çocuklu bir bürokrat olan Deborah Jones, 7 aydan beri kaldığı Boğaz manzaralı konsolosluk rezidansından memnuniyetini de "Öyle bir yerde oturuyorum ki, evimin bahçesinde Roma döneminden kalma kemerler var" sözleriyle açıkladı.
'DAHA YAKIN OLACAĞIZ'
* Amerika'da olan eşimle her gün telefonda konuşuyor ya da e-mail yoluyla görüşüyoruz. Yakında görev nedeniyle Brüksel'e geçecek. Böylece daha yakın olacağız. Çok ideal bir aile hayatı değil elbet ama her gün iletişim kurarak durumu daha kolay hale getirmeye çalışıyoruz.
* Kızlarım ve ben günlük hayatımızda bazı kurallardan ödün vermemeye özen gösteriyoruz. Her sabah beraber kahvaltı ediyoruz, akşam yemeklerini her zaman beraber yiyoruz. Biz Amerika'da da bu şekilde yaşıyorduk.
* Çocukalarım, diplomat bir anne-babanın kızları olmanın tadını çıkarıyor. Bazen 'özel hayat' kavramını özlediklerini de belirtiyorlar ki, bu da çok normal.
'SOKAKLARDA GEZMELİ'
* İstanbul'u tanımanın en iyi yolunun şehrin sokaklarında dolaşmaktan geçtiğini düşünüyorum. Ama şu anki pozisyonumla bu benim için çok zor. Yine de bir zamanlar zihnimde canladırdığım bu şehirde başkonsolos olarak bulunduğum için çok şanslıyım.
* 7 aydır İstanbul'dayım ama zaman öyle hızlı geçiyor ki, arkama dönüp baktığımda bu 7 ayın nasıl geçtiğini anlayamıyorum. İnanın, evimin duvarlarına sevdiğim tabloları asmak istiyorum, ona bile vakit bulamıyorum.
* İstanbulla ilgili tek endişem; görev hayatım boyunca ilk kez dilini bilmediğim bir ülkede bulunuyor olmamdı. Şu anda Türkçe dersi alıyorum ama özellikle grameriniz çok zor. Arapça'yı çok iyi derecede konuştuğumdan bazı kelimeleri Arapça ile karıştırıyorum.
* İstanbul'daki terör olaylarını okuyan bazı Amerikalılar Türkiye'ye gelmekten vazgeçebiliyor. Ben de Mevlana misali 'Gel, ne olursan ol yine gel' diyerek, hiçbir şeyin uzaktan göründüğü gibi olmadığını anlatmaya çalışıyor, burada karşılaşacakları misafirperverliğin onları çok şaşırtacağını söylüyorum.
NE OLURSAN OL GEL...'
* Maalesef daha önce İstanbul'a ya da Türkiye'nin herhangi başka bir yerine ziyaretim olmadı. İçimde bununla ilgili derin bir pişmanlık duyduğumu söylemeliyim. Tunus, Irak, Suudi Arabistan, Suriye gibi ülkelerde görevde bulundum. Bu ülkelerde de Osmanlı'nın etkisi oldukça büyük.
* Eğitim hayatımızın bir parçası olarak Bizans tarihini, Constantinapolia'yı, Ayasofya Camii'ni, Topkapı Sarayı'nı öğrenerek büyüdük ve bir şekilde bu tarihi ve tarihe ait eserleri kafamızda hayal ettik. Ne şanslıyım ki şimdi ben, bir zamanlar hayali olarak zihnimde canladırdığım bu şehirde başkonsolos olarak bulunuyorum.
'TAZE BALIK YİYEBİLİYORUZ'
* İstanbul diyet yapanlar için felaket bir şehir. Öncelikle bunu söylemeliyim. Mesela, dolmadan asla vazgeçemiyorum. Enginar, imambayıldı da favorilerim arasında. Aslında bütün sebze yemeklerini çok seviyorum.
* Bir de İstanbul'da taze balık bulma imkanı var. Çok güzel taze balık yapan bir yer de biliyorum. Kızlarımla sık sık oraya gidiyoruz ama adını söylemeyeceğim yoksa herkes keşfeder.
* Geçtiğimiz aylarda annem ziyaretimize geldi, arkadaşlarım arasından da ziyaret edenler oldu. İstanbul sözcük olarak bile insanların kulağına sihirli geliyor. Türkiye'ye gelen Amerikalı turist sayısında daha da artış yaşanacağına inanıyorum.
|
|
|
|
|
|
|
|
|