İmkansız aşkların kovboyları...
Etrafımdaki bütün erkekler bir 'homofobi' testinden geçiyor! Şimdiye kadar bir filmde iki erkeğin öpüşmesini seyretmemiş; tesadüfen, başka mevzuları olan bir filmin içinde, 'günün tatsız sürprizi' olarak rastladıysa da, başka yerlere bakıp sahnenin bitmesini beklemiş bütün Türk erkekleri, Brokeback Mountain'ı görmekle görmemek arasında kararsız! Film bir gay pornosu veya festivallerde gösterilen, eşcinsellik temalı, marjinal, bağımsız bir film değil çünkü! Popüler sinemanın örneklerinden; büyük bütçeli, Oscar'lı, önemli bir eser! Görsen bir türlü ama görmesen de başka türlü, popüler kültürü kaçırmış olacaksın... Filmin korsan DVD'leri elden ele dolaşıyor, çünkü birçok insan bu başarılı filmi seyretmek istiyor. Ama DVD'lerde filmin isminin 'Gay Kovboylar', 'Eşcinsel Kovboylar' veya 'eşcinsel' kelimesinin daha edepsizce ve argo halleriyle nitelenmiş '.... Kovboylar' olması; mevzuya nasıl bakıldığını gösteriyor! Filmin vizyona girdiğinin ikinci günü, gazetede "Brokeback Mountain filmini görenler ağlıyor" temalı; filmin duygusalığının altını çizen bir haber vardı. Ne yazık ki, seyircilerden sadece iki hanım filmin afişinin önünde poz vermiş! Filmi gören, gay olsun olmasın bütün erkekler de isimlerini gizleyerek yorum yapmışlar! Yorum "Yönetmenlik çok başarılı, kurgu iyi" falan bile olsa! Dün bir arkadaşımız gelip filmi izlediğini, ve ne kadar şaşırdığını anlattı bize! Kendisi gay değil ve hayatında ilk defa 'iki erkeğin birbirine arkadaşlık dışı duygularla dokunması' sahnelerini seyretmiş! Yorumlar gerçekten başlı başına bir mizah yazısı konusu olabilirdi! Hayatında ilk defa erotik film seyreden 11 yaşında oğlan çocuğu izlenimleri ve aynı şaşkın, şok içinde, dünyaya yeni bir pencereden bakan ses tonu eşliğinde! Az dalga geçmedik! "O öyle mi oluyor, peki şu nasıl oluyor" gibi 'teknik' soruları ise; diğer erkeklerin bağırış çağırışı ve kafaya yabancı cisim atma gibi hareketleriyle karşılandı! Aslında yine de bu arkadaşımızı filmi görme cesaretinden dolayı tebrik etmek lazım... Çoğu Türk erkeği "Sevgiliiim, Borekback Mountain'a gidelim mi, çok romantikmiş" teklifini, "Iıııy, iğreeeenç, ben gitmem o filmi be, ne işim var!" cevabıyla püskürtüyorlar! Bu arada homofobisini "Lan adamlar resmen böyle böyle yapıyorlar ha, hohoho, karı gibi" şakalarıyla maskelemeye çalışanlar da var... Aslına bakarsanız, tüm (artık ne isim verilirse) 'straight', 'normal', veya 'eşcinsel olmayan' çoğunluk olarak, ağlamamız gerek bu güldüğümüz hallere! Neden? 'Çağdaş dünya' olarak, aşkı ve cinselliği öyle rahat, öyle günlük, öyle kolay ve sıradan hale getirdik ki, 'yasak aşk' kalmadı! Evli olsan da olmasan da, hatta eşcinsel olsan da olmasan da; herkesin birbiriyle aşk meşk yaşaması kabul edilir halde... İyidir kötüdür, sizin değer yargılarınıza kalmış. Ama yazarların dünyası karardı! Yüzyıllardır ekmek yedikleri, tüm zamanların en bereketli teması 'yasak aşk' artık yok! Çünkü 'yasak aşk' yok! Her şey serbest! Eh ne kaldı elimizde? Ancak adamlar kovboy olacak da, evli olacak da, dağın başında birbirlerine aşık olacaklar da, adam gibi 'yasak aşk' seyredeceğiz! Ve adam gibi yasak aşk hikayesini yazıp çektiğinde de Oscar alıyorsun tabiatıyla. 'Adam gibi yasak aşk' derken; farkında olmadan söz sanatı yapmış oldum bu arada!
|