|
|
|
|
|
|
Bir Rock Yıldızı Olsam...
"Ara sıra çöp kutularını karıştırmak zorunda kalıyorum. Çöp kutuları çok kötü kokuyor ve içlerinde bir sürü sinek oluyor. Yine de bir sürü şey bulunabiliyor. Bir keresinde, bir sokak dönemecinde, çöp yığının üstünde gıcır gıcır bir çift ayakkabı buldum. Benim için çok fazla büyüklerdi, ama başka bir dilencinin onları alacağından emindim. Kim yepyeni bir çift ayakkabıyı atar ki? Annem ne yapacağını bilemeyecek kadar çok parası olan insanlardan bahsetmişti. Ben kesinlikle o parayı nasıl kullanacağımı çok iyi bilirdim. Bazı insanların gereğinden fazla paraları olduğu ve bazılarınınsa hiç parası olmadığı doğru. Paranın çok fazla olması da iyi değil. En iyisi herkesin yeteri kadar parasının olması. Zengininki biraz daha az ve fakirinki biraz daha çok olur, ama sonuçta herkesin yeteri kadar parası olur. Gazetelerde bundan neden hiç bahsedilmiyor?
BİR STAR HAYALİ Yaşasın! Az önce bugünkü O Globo'nun bir kopyasını buldum. Her gün olduğu gibi, yine bir fabrika kapanmış. Beş yüz kişi daha işsiz kalacak. Bu karar borsa hisselerinin artmasına neden olmuş. İnsanların, yüzlerce kadın ve erkeğin işsiz kalmış olmasına sevinmelerine inanamıyorum. Anlamıyorum. Demek ki zenginler gerçekten benciller. Sözüm ona ben, şu an işini kaybetmiş olan insanlardan daha sefil durumdayım; ama onların durumu beni gerçekten üzüyor. Çocuklarını düşünüyorum. Belki de oturdukları daireleri terk edip gecekondularda yaşamak zorunda kalacak o aileleri düşünüyorum. Bu çok üzücü. Ben bir ddeğilim, ama bir şeyi anladım. Bugün zenginler daha da zengin ve fakirler daha da fakir. Bu yüzden her şeyi oluruna bıraktım. Aradığım tek şey biraz yiyecek. Uyuyabildiğim kadar uyuyabilmek için midemi doyuracak bir şeyler arıyorum. Özel uçağım New York havaalanına iniyor. Yüzlerce insan benim gelişimi bekliyor. Dün, Şikago'da da en az bu kadar insan vardı. İnsanlar benim uçaktan indiğimi görünce çılgına dönüyorlar. Tellerin ardında ellerinde kocaman makineleriyle fotoğrafçılar benim resimlerimi çekmeye çalışıyorlar. Bu akşam bir saatlik bir konser vereceğim, biletler en az yüz dolar olacak. İki yüz bin kişilik stat, ter içinde bana bakarak dans eden genç insanlarla tıklım tıkış dolmuş olacak. Bilet satıcıları zengin olacak. Beş korumam var ve onlar koridoru boşaltmak için birkaç yumruk sallamaktan hiç de çekinmiyorlar. Çoğunlukla, bana dokunmaya çalışan şu aptal fanlardan sıkılıyorum. Bir kız burnunun ortasına bir dirsek darbesi yiyor. Burnu kanıyor. Yazık! O kadar yaklaşmaması gerekirdi. Limuzinime biniyorum. En sonunda biraz huzur bulabileceğim. Tabii hayranlarım beni otelin girişine kadar takip etmezlerse... Koruyucu meleklerime biraz daha sert vurmalarını söyleyeceğim. Hiç yoktan biraz eğleniriz. Limuzin fırtına gibi gidiyor. Garip bir şekilde kendimi havada asılı kalmış gibi hissediyorum. Oysa dün akşamdan bu yana içki de içmedim. Hayır, aslında ruhum buradaymış. Ruhumun, bir daha geri dönmemek üzere beni terk ettiğini sanıyordum. Görünmüyorum, ama bulutların tepesinden insanları görebiliyorum. Onların düşüncelerini bile okuyabiliyorum. Kendimi garip hissediyorum. Sanki hem benmişim hem de bir başkasıymışım gibi. Artık kendimi tanıyamıyorum. Ne insanları küçümsediğimi ne de doyuma ulaştığımı hissediyorum. Çok uzun zamandır ilk defa insanları insan gibi görüyorum, kiramı karşılamak için küçük barlarda haftada dört gün çalıştığım ve bar müdavimlerinin ardımdan bağırdığı günlerdeki gibi görüyorum insanları. O dönemlerde, hayatımı kazanmak için çok çabalamam gerekiyordu. Sonra şöhretim tüm dünyaya yayıldı. O zamandan beri kendimle bile hiç uğraşmıyorum. Benim yerime benimle ilgilenmeleri için başka insanlara para ödüyorum; ama bugün, beni otelime götürmekte olan bu limuzinde, görünmez camların arkasından gördüğüm insanlardan hiç de üstün hissetmiyorum kendimi. Onları tüm çıplaklıklarıyla görüyorum. Çok garip. Bu insanların ümitsiz olduğunu ve benimkisi gibi bir hayatı düşlediklerini fark ediyorum. Oysa şu anda biliyorum ki onlardan fazla hiçbir şeyim yok. İnsanın kendi yaşamını sürdürmeyi ve başkalarıyla beraber yaşamayı öğrenmesi gerekiyor. Hepsi bu. Meşhur olunsun ya da olunmasın önemli olan hayatı dolu dolu yaşamaktır. Bazı yıldızlar hayattaki en mutsuz insanlardan biri bile olabilirler. Mutluluğa alışkın olmayan insanlar vardır; ama insan her şeyi öğreniyor."
|
|
|
|
|
|
|
|
|