|
|
|
|
|
|
Beyoğlu'na gir Taksim'den hamile çıkarsın
Talihsiz başlayıp mükemmel biten röportajın sonunda, Fatma Girik'le ilgili çok şey öğrendik; "Dansöz olmak isterdim... Eskiden Beyoğlu'nda sinemaya giderdik. Şimdi Beyoğlu'ndan girsen Taksim'e kadar hamile kalırsın..."
Yeniden doğsam yine Memduh'a aşık olurdum
Sohbet için bekliyorum. Fatma Girik görüşmek istemiyor. Tam boşluk bulup göz göze geliyorum, gözlerini kaçırıyor. Zar zor konuşmaya başladık, ilk iki soruyu başarıyla püskürttü. "Tamam tokat geliyor" dedim. Ama sonra bir açıldı sohbet eski Beyoğlu ve cadaloz babaanne Hayriye'ye kadar uzadı.
Hayır korkmadım, gerçekten uzun zamandır bu kadar çok korkmadım... Genellikle korkmam için hayalet, iyi saatte olsunlar veya yerinden kendiliğinden oynayan eşyalar gerekir. Henüz başıma böyle bir şey gelmedi ama ne zaman Kozyatağı'- ndaki Rahşan Gülşan tesislerinin ışıklarını kapatıp uyku havasına girsem, aklıma böyle kötü kötü şeyler gelir, gözlerimi sımsıkı kapatır yorganın altına saklanırım. Gündüz olduğunda ise bir tek annemden korkarım. Evet, 31 yaşımdayım 15 yıldır İstanbul'da yaşıyorum ama hala annemden çok korkarım... Fatma Girik'le görüşmeye gittiğim gün korktuğum insanlar listesine o da eklendi. Kendisiyle görüşmek için bir hafta öncesinden randevu almıştım. En azından ben öyle zannediyordum. Buluşma yeri olarak, bugünlerde çektiği dizinin o günkü setinde yani Esenler Otogarı konuşulmuştu. İşte bu huzur ile gittiğim otogarda bir anda aslında bir randevum olmadığını ve arada bir şekilde sayın Girik ile görüşebileceğim söylendiğinde yatak odamda bir hayalet, iki adet ecinni ve havada uçan bir çaydanlık görmüş kadar korktum. Günlerden çarşamba idi ve herhangi bir şekilde B planı oluşturma şansım yoktu. Güvenoyu alamamış bir hükümet kadar çıplak ve korunmasız kalmıştım Esenler Otogarı'- nda. Ama henüz her şey bitmemişti. İşte o an kafamda ışıklar yandı, içimdeki uyuyan aslan uyandı ve inanılmaz bir mucize oldu... Demek isterdim ama hiç de böyle olmadı. Sadece mideme kramp girdi. Set ortamında kim varsa araya koydum. Uzaktan da Fatma Hanım'ı izliyordum. Her gidene "Hayır" diyordu. Her hayır dediğinde midemdeki kramp, "genç yaşta beklenmedik bir kalp krizinden terk-i diyar eyledi" ye doğru gidiyordu. En son değerli yönetmenimiz Ümit Efekan'ın ricasını kıramadı. Gönülsüz bir şekilde karşıma oturdu. Ben sarılıp ağlayacağım neredeyse... Dizlerim titreyerek ilk soruyu sordum: "Fatma Hanım, uzun zaman sonra sizi ekranda görmekten çok mutluyuz, siz de bizimle olmaktan mutlu musunuz?" Cevap bulunduğum durumun ne kadar talihsiz olduğunun kanıtı idi: "Yani sizinle birlikte olmaktan değil de, halkı kastediyorsanız, halkla birlikte olmaktan mutluyum tabii..." İkinci soruda işler daha da bir sarpa sardı: "Fatma Hanım, dizideki karakterle biraz örtüşüyor gibisiniz, daha çok kendinize benzeyen karakterleri mi canlandırmayı seviyorsunuz?""Biz Hasret'le tamamen farklıyız. Ben bir kere çocuklu bir kadın değilim ki... Üstelik ben kentte yaşıyorum ve sanatçıyım. Hasret saçı başı beyaz, kasabada oturan bir kadın. Ben öyle miyim?" Tamam işte film koptu. Ben nasıl anlatacağım ki, Hasret de sizin gibi dobra, aslan yürekli bir kadın. O masmavi, upuzun siyah kirpiklerle bezenmiş Fatma Girik gözleri bana öyle bir bakıyor ki, ya bana tükürecek ya da beni dövecek... Allahım ben bitmiş bir insanım!
İKİ ECİNNİ BİR ÇAYDANLIK Derken birdenbire muhabbet güzelleşti, koyulaştı. O sert bakışların yerini yumuşacık, sevecen 63 yaşında ve ülkemizin gelmiş geçmiş en büyük kadın oyuncularından birinin bakışları aldı. Meğerse Fatma Girik abuk sabuk sorular soran, sonra da hiç sormadığı şeyleri yazan bazı meslektaşlarımızdan bunalmış. Muhabbet öyle güzelleşti ki, sıra fotoğraf çekimlerine geldiğinde "Fatma Hanım, mümkünse beni bir dövebilir misiniz?" bile dedim. Ama o bana kıyamadı, ben ona kıydım. Elimizdeki o mükemmel tostu yerken, kulağına yapışıverdim. İşte Fatma Girik ile yaptığım talihsiz başlayıp mükemmel biten sohbetten alıntılar:
* "Ben günlük hayatımda da televizyondaki gibiyim. En son söyleyeceğimi en başta söylerim."
* "48 yıldır Memduh ile birlikteyim. Bir daha dünyaya gelsem yine Memduh'a aşık olurum, yine belediye başkanı olurum, yine sanatçı olurum."
* "Belediye başkanlığına yeniden adaylığımı koyduğumda, karşımdaki insanlar halka çok başka şeyler vaadettiler. Benim verecek başka bir şeyim yoktu. Sadece sözlerim vardı. Ne dağıttılarsa halka bir şeyler dağıttılar ve beni sadece 1000 oyla geçtiler. Onlar da herhalde satın aldıkları insanlardı."
* "Geçenlerde Akmerkez'de sinemanın önünden geçiyordum. Ayy bütün salonlarda Türk filmi vardı. Nasıl mutlu oldum anlatamam."
* "Sanırım, uzun süren başarımı düzenli hayatıma borçluyum. Ama bizim zamanımızda böyle paparazziler yoktu. Böyle sürekli aşklar yaşayan zengin adamlar yoktu. Oraları buraları meydanda gezen kızlar da yoktu... Neriman Köksal dizine kadar siyah bir kombinezon giyerdi, tüm sinema ayağa kalkardı. Her şey daha kapalıydı, daha hoştu. Eskiden herkes Beyoğlu'nda sinemaya giderdi. Her filmin galası da Beyoğlu'nun en lüks en şık sinemasında olurdu. 18 yaşındaydım, filmimin galasına gider sonra da kız arkadaşlarımla Beyoğlu'nda bir yerde kahve içerdik. Şimdi Beyoğlu'nda nereye gidebilirsin ki? Beyoğlu'ndan girsen Taksim'e kadar hamile kalırsın..." (Uzun kahkaha sesleri)
DANSÖZ OLMAK İSTERDİM * "Benim gözyaşlarım kocamandır. Ağlarken sanki ileri doğru fırlar. Geçen hafta dizinin ilk bölümü yayınlandıktan sonra Türkan Şoray aradı. 'Yüreğine sağlık. Ne kadar güzel oynamışsın ve ne güzel ağlamışsın. Sen öyle ağlayınca ben de kendimi tutamadım' dedi. Çok duygulandım."
* "Plan, hedef diyorsun. 63 yaşımdayım, artık benim hedefim planım mı kalır? Sadece öldüğüm zaman geride güzel şeyler bırakmak istiyorum. Ama ilk hedefimi hatırlıyorum. 14 yaşımda sinemada oynamaya başlamıştım. Ama filmlerim Muhterem Nur, Belgin Doruk'un filmlerinin oynadığı Lüks Sineması'nda oynamazdı. İlk hedefim, o sinemalarda gösterime girecek filmlerde oynamaktı. Sanırım, bu hedefime fazlasıyla ulaştım."
* "Aslında ilk başta dansöz olmak istiyordum. Ama şakır şukur dansöz değil. O zaman 'Yedi Kardeşe Yedi Gelin' gibi müzikal filmler vardı. Ben de böyle müzikallerde rol alıp eteklerim uça uça dans etmek isterdim."
Rahşan GÜLŞAN
|
|
|
|
|
|
|
|
|