Hazır giyim sektörü tıkanmaya başladığında aksesuar mağazalarına ağırlık veren Emir Yargıcı, ilk franchising'ini Avustralya'ya verdi. Sırada Ortadoğu var.
2000'lerde tüm hazır giyimciler durgunluktan, tüketicinin iştahsızlığından yakınırken Yargıcı'nın patronu Emir Yargıcı teşhisi koymuştu: Herkesin gardrobu doldu, yeni bir şey almak istemiyor. Sonraları kozmetik işine girme denemeleri yapan, bir ara butik otel açmaya heveslenen Emir Yargıcı, aynı dönemde erkek koleksiyonundan da çıktı. Aradan geçen 5 yılda Emir Yargıcı, sanki mesleğe yeni başlamış bir girişimcinin heyecanıyla dünyayı dolaşıyor. Üç yıllık hazırlığın ardından 2003'te aksesuar işine giren Emir Yargıcı yılın önemli bir bölümünü Hindistan, Brezilya, Tayland, Tayvan, Çin gibi denizaşırı ülkelerdeki irili ufaklı takı fabrikalarında geçiriyor. Bazen küçük bir atölye, bazense bin kişinin çalıştığı dev fabrikalar bunlar. Yargıcı, "Konfeksiyonda dışarıda çok büyük bir rekabet var. Örneğin Zara'nın genel merkezi ile bizim aramızda yüzde 10 bin gibi ciro farkı var. Newsweek'e kapak oldular, ciroları 10 milyar dolara ulaştı. Şimdi ben Güliver'le savaşmaya çalışan cüce mi olayım?" diyor. Ve tüm enerjisini son yıllarda konfeksiyon kadar ciddi bir alan olan aksesuara harcıyor. Türkiye'de 16 mağazayla hizmet veren Yargıcı, aksesuarları başka mağazalara da vermeye başlamış. Ve şimdi tüm dünyaya franchising vermeye hazırlanıyor. İlkini Avustralya Melburn'e vermiş. Ama Dubai, Bahreyn, Kuveyt, Mısır ile de flört ediyor. Herkesin takı işine girmesi zor, çünkü bu işte ölçek büyük önem taşıyor...
Son yıllarda aksesuar ne kadar önemli oldu.Neye bağlıyorsunuz? Bu yeni bir şey değil aslında, aksine çok eski. Bakın kazı yapıldığında bir kuru kafa çıkıyor bir de kolye, yüzük vb.
Hepsi elde yapılıyor değil mi? Elde yapılıyor ama artık ustalaşmışlar. Fabrikalarda üretim bandı yerine kadınların önlerinde uzun ipler var. Biri bir parçayı takıyor, diğeri başkasını. İnanılmaz bir sistem.