|
|
|
|
Reformlarda aksama uyarısı
AB Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Hansjörg Kretschmer, politik ve ekonomik alanlarda önemli başarılara imza atıldığını ancak, politik açıdan reformların devam etmesi gerektiğini belirterek, ''Rehavete yer yok'' dedi.
Büyükelçi Kretschmer, Adana Ticaret Odası'nın evsahipliğinde düzenlenen ve çeşitli illerdeki AB Bilgi Büroları temsilcilerinin katıldığı ''AB Bilgi Ağı Eğitim Semineri''nde, Türkiye'deki siyasal veekonomik gelişmelere dikkati çekti.
Kretschmer, geçen yıllarda AB-Türkiye ilişikleri açısından çok önemli adımlar atıldığını, müzakerelere başlanmasıyla Türkiye'nin AB'ye katılımı önündeki engeli aştığını belirtti.
Komisyonun 2005 inceleme raporunda Türkiye'nin kritik kriterleri karşıladığının vurgulandığını anlatan Kretschmer, ancak raporda, değişim hızında ve reformlarda yavaşlama olduğuna da dikkatin çekildiğini söyledi.
Son dönemdeki reformların çok önemli olduğunu, Türkiye'nin uygulama alanında da çok daha başarılı olması gerektiğini ifade eden Kretschmer, şunları kaydetti:
''Politik bakımdan reformların devam etmesi gerekiyor. Rehavete yer yok. Ekonomik, yapısal reformların devam ettirilmesi gerekir. AB'ye katılım için reformların gerçekleştirilmesi önemli. AB ile müzakereye başlama süreci, Türkiye'nin siyasi kriterleri yeterince yerine getirdiği gerçeğiyle açılmıştı. Ancak, bu kriterlerin tamamıylayerine getirdiği anlamına gelmiyor. Halen mevzuat tarafında yapılması gereken önemli reformlar ve bunların uygulamada gerçekleşmesi için atılacak adımlar var.
Reformların yapıldığından daha hızlı yapılması gerektiğini söyleyemem. Ancak, daha yapılacak şeyler olduğunu, özellikle mevzuatların hayata geçirilmesinde gerçekleştirilmesi gerekenler olduğunu vurgulayabilirim. Siyasi reformlar ön görüldüğü gibi yapılmaya devam edecektir.''
Kretschmer, 2005 yılı düzenleme raporunda insan hakları, temel hürriyetler, ifade ve dini özgürlükler, kadın hakları, kültürel haklarile bağımsız, tarafsız ve hızlı çalışan yargı, Güneydoğu'nun kalkındırılması, asker-sivil ilişkileri konusundaki yapılması gerekenlerin altını çizdiklerini anlattı.
Kretschmer, bu alanlarda Türkiye'nin ''hiç kuşkusuz çok önemli ilerleme'' kaydettiğini ancak, halen yapılması gerekenler olduğunu dile getirdi.
YARGIDA REFORM
Kretschmer, bağımsız, etkin ve hızlı bir yargı oluşturulmasının yolsuzlukla mücadelede belirleyici olacağını söyledi. Yargı reformunun tüm reform sürecinin en önemlilerinden biri olduğunu belirten Kretschmer, şöyle devam etti.
''Yargı uygulamalarının geliştirilmesi konusunda çok sayıda konuyuAdalet Bakanlığı ile görüştük. Görüşmeleri bu yönde devam ettiriyoruz.Yargı reformuyla ilgili atılacak adımların tamamı atılmadı, sürecin sonuna gelinmedi. Bu, sadece siyasi değil, ekonomik sonuçları da olan bir meseledir. Türkiye tarafında da pek çok kişi ve çevre, daha iyi bir yargı sistemi olması gerektiğinde hem fikir.''
Kretschmer, şimdiye kadar AB'den yargının işleyişini değerlendirmek üzere 3 heyet geldiğini ve yaklaşık 100 tavsiyede bulunduğunu belirtti.
SİVİL-ASKER İLİŞKİSİ
Kretschmer, komisyonun geçen yılki raporunda sivil-asker ilişkisinde de yeni reformlar gerekliliği ile ilgili tespitlerde bulunduklarını ifade etti.
Bu konuda önemli gelişmeler kaydedildiğini ancak, AB'ye tam üyelik için yapılması gerekenler bulunduğunu anlatan Kretschmer, şunları söyledi:
''Son bir kaç yılda, sivil-asker ilişkilerinde mevzuattaki düzenlemeler ve askeriye üzerindeki sivil denetimin artırılması konusunda önemli adımlar atıldı. Ancak, askeriye üzerinde, hükümet ve meclis denetiminin artırılması konusunda atılması gereken adımlar var.Aynı zamanda silahlı kuvvetler bütçesinin denetime açık, şeffaf hale getirilmesi beklentiler arasında. Bütün bunlar katılım ortaklığı çerçevesinde dile getirildi.''
Kretschmer, gazetecilerin, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın adının ''Şemdinli Olayları'' ile ilgili iddianamedeyer almasıyla ilgili sorusu üzerine, ''Kuşkusuz başlatılmış bir adli süreç konusunda herhangi bir görüş bildiriminde bulunamam'' dedi.
BİLGİLENDİRME VE ÇALIŞMALAR
AB'ye katılımda kamunun etkisi ve halkın desteğinin çok önemli olduğuna dikkati çeken Kretschmer, şunları kaydetti:
''Türk halkı içinde AB sürecindeki desteğin gerilemiş olması kaygılandırıcı. Sadece, halkın yüzde 55'i bu süreci destekliyor. Kamuoyu yoklamalarına göre halkın dörtte üçü AB konusunda yeterince bilgi sahibi değil. Bu konuda AB bilgi merkezi ve büroları, birliğin neler getireceği konusunda halkı iyi aydınlatması gerekir. Kamuoyunu bilgilendirerek halkın yapılması gerekenlerle ilgili hükümete baskı oluşturması sağlanmalıdır.''
Kretschmer, 3 Ekim'den bu yana teknik çalışmaların sürdürüldüğünü,tarama çalışmalarının da geldiği yer itibarıyla oldukça iyi bir noktada bulunduğunu söyledi.
Tarım sektöründe çalışanların sayısının Türkiye'de çok fazla olduğuna da dikkati çeken Kretschmer, ''Önemli yapısal dönüşümlerin gerçekleştirilmesi gerekir. Türk hükümeti önünde oldukça zorlu bir görev. Bu yapısal dönüşümü gerçekleştirirken, insanlara en az zararı vermeye çalışırken, AB'ye olan desteği de sürdürmek zorundalar'' diye konuştu.
Dışişleri Bakanlığı İletişim Başdanışmanı Ahmet Sever de ''Müzakere sürecinde hükümetin iletişim konularına yönelik kurumsal yapısı'' konulu sunumunda, AB sürecinde sivil toplum diyalogunun çok önemli olduğunu vurguladı.
Sever, geçmiş dönemlerde AB ilişkilerinin tek ayak üzerinde yürütüldüğünü, sivil toplum desteğinin her zaman eksik kaldığını, ancak, artık bunun sağlanacağını söyledi. Sever, bu sürecin hükümete ve devlete tek başına bırakılmayacak kadar önemli olduğunu, bu nedenlesivil toplum örgütlerinin devreye gireceğini belirtti.
Adana Ticaret Odası Başkanı Şaban Baş da, AB'ye üyelik konusunda hükümetin taahhütlerin gerçekleşmesine katkı sağlamak ve bölge halkının AB ile daha sıkı sosyal, ekonomik ve kültürel diyalog kurabilmesi amacıyla 2000 yılında ''AB Bilgi Bürosu''nu hizmete açtıklarını söyledi.
Seyhan Oteli'nde düzenlenen toplantıya, Adana Vali Yardımcısı Abdullah Dölek, Almanya Fahri Konsolosu Teyfik Kısacık ile yurt genelindeki AB bilgi bürolarının temsilcileri katıldı.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|