|
|
|
|
"Türkiye yasaları olan bir ülkedir"
Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklama sonrası, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Çiçek, bir gazetecinin, ''Şemdinli iddianamesinin, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Büyükanıt ile ilgili bölümüne ait olarak Genelkurmay Başkanlığı bugün kararını verdi. Bu konu Bakanlar Kurulu gündemine geldi mi? 'İddianame hukuki olmaktan çok siyasidir' dedi, Genelkurmay Başkanlığı. Bu konudaki görüşünüzü alabilir miyiz'' sorusuna şu yanıtı verdi:
''Bugün 11.00'den beri Bakanlar Kurulu toplantısındaydık. Bakanlar Kurulu toplantısında gündeme gelmediği için bu konuda bir açıklama yapamam. Bu konuyla ilgili geçtiğimiz hafta açıklama yapmıştık. Türkiye, yasaları olan ve yasalarında da neyin nasıl yapılacağı çok açık ve net olan bir ülkedir. Ortada bir iddia varsa, bir değerlendirme varsa, bunların yasalar çerçevesinde, usulü bellidir. Bu usul çerçevesinde değerlendirmeler yapılır.
Bakanlık müfettişleri de konuyla ilgili araştırmayı yapıyorlar. Raporlar bir kaç gün içinde hazırlanır. Ne gerekiyorsa bunun da gereği yapılır.''
Çiçek, bir diğer gazetecinin, ''Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklamasında, 'Şemdinli iddianamesini hazırlayan savcı hakkında, ilgili makamlar nezdinde girişimler yapıldı' deniliyor. Bu ilgili makam Adalet Bakanlığı mı veya Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu mu? Genelkurmay'ın, Adalet Bakanı'ndan veya Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndan hangi talebi oldu mu? Savcı hakkında soruşturma talebi mi oldu? Bunun kanunlarda veya anayasada bir yeri var mıdır?'' şeklindeki soruları üzerine şunları söyledi:
''Anladığım kadarıyla o genel bir değerlendirme. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun Başkanı zaten Adalet Bakanıdır. İster Adalet Bakanı'na olsun, ister Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na olsun, bunların hepsi aynı usulden, aynı yoldan izlenir, incelenir ve karara bağlanır. Dolayısıyla bu genel bir değerlendirmeyi ifade ediyor.''
Çiçek, aynı gazetecinin, ''Size Genelkurmayın bir başvurusu oldu mu, savcıyla ilgili'' sorusuna da, ''Hayır, bize gelmiş doğrudan bir başvuru yok'' yanıtını verdi.
Cemil Çiçek, bir gazetecinin Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklamasının ardından, savcı ile ilgili yeni bir inceleme başlatmanız söz konusu olabilir mi?'' sorusunu da ''Ben daha raporu görmedim. Bu konular basında yazıldı, çizildi, tartışıldı. Bu tartışmalar ışığında herhalde müfettiş arkadaşlarımız, bir rapor hazırlayacak, onun gereği neyse onu yapacağız'' diyerek yanıtladı.
Hükümet Sözcüsü Çiçek, Merkez Bankası Başkanı'nın atanmasıyla ilgili konunun, Bakanlar Kurulu'nda gündeme gelmediğini de kaydederek,''Hükümet hemencecik bir boşluk meydana gelmesin düşüncesiyle Merkez Bankası yasasına göre, vekaleten başkan vekilini görevlendirmiştir. Kararname de ilgili bakan arkadaşımız tarafından Sayın Cumhurbaşkanımıza arzedilmiştir ve gerekli bilgi de verilmiştir. Bununşu an hükümette görüşülecek bir yanı da yok. Hükümet tarafından yapılacak, bu saat itibariyle herhangi bir işlem de yoktur. Merkez Bankası Başkanı ile ilgili Sayın Cumhurbaşkanı'nın tasarrufu beklenmektedir'' dedi.
Çiçek, Merkez Bankası Başkanı'nın atanma süreyle ilgili soruya iseşu yanıtı verdi:
''Merkez Bankası, Türk ekonomisi açısından çok önemli bir kuruluştur. Piyasaları olumlu ya da olumsuz etkiler. Biz hükümet olarak bunun idraki içinde, konuyu geciktirmeden işlemi başlattık. Şu anda Merkez Bankası'nda bir boşluk yok. Vekaleten de olsa sorumluluğu taşıyan bir meclisi var, başkanı var, başkan yardımcıları var. Bundan sonraki kısım Sayın Cumhurbaşkanı'nın takdirlerine maruftur. O da herhalde konunun bu anlamda hassasiyetini hiç şüphesiz bilmektedir. Gereği neyse o makam tarafından yapılacaktır. Ama şu saat itibariyle bizim hükümet olarak yapabileceğimiz bir durum söz konusu değil.''Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısında, turizm sektöründe KDV oranının indirilmesi konusunun da ele alınmadığını bildirdi.Cemil Çiçek, Nevruz kutlamaları ile ilgili bir soru üzerine, ''Bizim hükümet olarak beklentimiz, tavsiyemiz, provokasyonlara kimsenin alet olmamasıdır. Bir kutlama gününün mateme, üzüntüye dönüşmemesidir. Herkes bu konuda daha duyarlı olmalı, daha sorumlu davranmalı. Güvenlik güçlerimiz zaten bu konuda tecrübe sahibidir. Alınması gereken tedbirler alınmaktadır'' dedi.
''GELİR DAĞILIMINDA İYİLEŞME VAR''
Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek, ''gelir eşitsizliğinde azalma eğilimi olduğunu'' bildirdi. Çiçek, sosyal politikalar, istihdam ve ekonomik ve parasal politikalar konusunda ayrıntılı tarama için Türkiye'den AB müzakereleri çerçevesinde heyetlerin gittiğini kaydetti. Bu tarama faaliyetlerinde bilim ve araştırma başlığının da bulunduğunu anımsatan Çiçek, bu başlıkla ilgili 20 Ekim 2005'de tanıtıcı, 14 Kasım 2005'de de ayrıntılı taramanın yapıldığını anlattı. Bu başlık altında gelecek kısa süre içinde müzakerelere başlanacağını kaydeden Çiçek, ''Onun için Türkiye'nin bu bilim ve araştırma konusundaki tavrını, tutumunu, pozisyonunu belirlemek adına yapılan çalışmalar var'' dedi. Bununla ilgili değerlendirmenin yapıldığını ifade eden Çiçek, çalışmanın bu hafta içinde AB ile ilgili makamlara gönderileceğini bildirdi.
Çiçek, şöyle devam etti: ''Buradan çıkan sonuç şudur; Türkiye'nin bilim ve araştırma konusundaki hedefleriyle AB'nin bu alandaki öncelik ve hedefleri birbirleriyle uyuşmaktadır. Yani Türkiye bu hedefleri benimsemiştir. Türkiye'nin bilim ve araştırma konularında uygulama kapasitesi vardır ve gerekli altyapısı da mevcuttur. Gelen raporlardan bu anlaşılmaktadır. Bu alanda özel sektörün de katkısını azamiye çıkarmaksuretiyle bu kapasite daha da artmış olacaktır.''
EDİRNE'DEKİ SEL
Bakan Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısında ayrıca geçen hafta Meriç nehrinin taşması sonucu Edirne ve çevresinde meydana gelen afetin de ele alındığını bildirdi. Bölgeye bazı bakanların ziyarette bulunduğunu anlatan Çiçek, Bağ-Kur ve SSK primleriyle ilgili ilk etapta 6 aylık prim ertelemesi yapıldığını anımsattı.Acil ihtiyaçların karşılanması için 750 milyar lira gönderildiğinikaydeden Çiçek, ''500 milyar daha gönderilecek'' dedi.Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu'ndan da gerekli desteğin verileceğini dile getiren Çiçek, suların çekilmesiyle de hasar tespit çalışmalarının yapılacağını, buna göre hükümetin gerekli desteği sağlayacağını belirtti.Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuyla ilgili ilave ne gibi tedbirler alınacağını da yarın yapılacak AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda açıklayacağını söyledi.
GELİR DAĞILIMI VE İSTİHDAM
Bakan Çiçek, Türkiye İstatistik Kurumu'nun, gelir dağılımı ve istihdam konusunda hazırladığı çalışmayı bugün Bakanlar Kurulu'na sunduğunu da bildirdi.Hükümet olarak bu çalışmayı önemsediklerini ifade eden Çiçek, 2002yılından beri bu çalışmanın düzenli olarak yapıldığını kaydetti. Bu çalışmanın hem Türkiye'deki kalkınma planlarının hazırlanması, hem de hükümetlerin bu konularla ilgili politikalarını belirlemesinde Türkiye'nin içinde bulunduğu fotoğrafı doğru görebilme açısından önemli olduğunu ifade eden Çiçek, ayrıca, Türkiye'deki kesimler arasındaki durumun tam bir açıklıkla görülebilmesi açısından da bu çalışmanın önem taşıdığını vurguladı.Her ay 12 bin 500 aile üzerinde bu çalışmaların sürdürüldüğünü anlatan Çiçek, bu çalışmanın sonuçlarıyla ilgili toplantıda değerlendirmeler yaptıklarını söyledi.
Çiçek, şöyle konuştu: ''Bu değerlendirmelerin ilki 1987 yılında, ikincisi 1994 yılında yapılmıştır. Bugün değerlendirmeye aldığımız 2004 yılıdır. 2005 ve sonrakiler de değerlendirme konusu olabilecektir. Bu değerlendirmeyle ilgili birkaç hususu ifade etmek isterim; Bir defa, 2004 değerlendirmesine göre kesimler arasındaki gelir dağılımındaki eşitsizliğin giderek daha lehte takip ettiği görülmektedir. Gelir eşitsizliğinde azalma eğilimi var. En düşük birinci ve en yüksek beşinci yüzde 20'lik grubun gelirden aldığı paylara bakıldığında genelde gelir dağılımında bir iyileşme gözlenmektedir. Ayrıca, en düşük birinci grup ile en yüksek düzeyde geliri olan beşinci grup arasında gelir farkı 1994'de 12 kat iken bugün gerilemiş durumdadır. Bu da sevindirici bir husustur, yeterli olmamakla birlikte.''Yoksulluğu etkileyen faktörler üzerinde de durduklarını anlatan Çiçek, araştırmanın, eğitim durumu yükseldikçe yoksul olma riskinin azaldığını gösterdiğini kaydetti. Yoksullukla mücadelede eğitimin önemine işaret eden Çiçek, buna ilişkin şu bilgileri verdi:
''Mesela ilkokul mezunlarında yüzde 24.36 olan yoksulluk oranı yüksekokul ve fakülte mezunlarında yüzde 1.33'e düşmektedir. Buna karşın okur-yazar olmayanlarda yüzde 45.11'dir. Bu da eğitimin öneminigösteriyor. Yine bir başka gösterge, hanede yaşayan insan sayısı çoğaldıkça yoksulluk riski de artmaktadır. 1-2 kişilik hanelerde yoksulluk oranı yüzde 13.96 iken 7 kişi ve daha fazla hanelerde bu yaklaşık yüzde 52'ye yükselmektedir.
Türkiye'nin işgücü durumu ile ilgili bilgi de verilmiştir. Şu an kurumsal olmayan sivil nüfus sayısı 2004 itibarıyla yaklaşık 71 milyon 611 bin. Kurumsal olmayan, 51 milyon civarında çalışma çağında nüfus var. İşgücü 24 milyon 565 bin. Şu an istihdamda 22 milyon 46 bin kişi var. İşsiz sayısı da yüzde 10.3'tür.
İşgücüne katılma açısından baktığımızda genel olarak eğitim düzeyi arttıkça işgücüne katılım oranı da artmaktadır. İşgücüne katılım oranı lise altı eğitimlerde yüzde 47.4 iken, yüksekokul ve fakülte mezunlarında yüzde 79.1'dir.'' Bunun yanı sıra tüm çabalara rağmen kadınların iş gücüne katılımının düşük olduğunu belirten Çiçek, bu durumun da genel katılım oranını düşürdüğünü kaydetti.
''İSTİHDAM ARTTI''
Çiçek, 1999-2002 yılları arasında toplam istihdamda düşüş varken, 2003 yılından itibaren belli bir artışın gözlendiğini ifade etti. Ancak bunun yeterli olmadığını söyleyen Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu yeterli olmamakla birlikte Türkiye'de ekonomik dengeler yerliyerine oturdukça ve yatırımlar artarak güven, istikrar ortamı sürdüğü nispette de toplam istihdamda bir artış söz konusu olmaktadır. Bugün geldiğimiz nokta itibarıyla 22 milyon 46 bin kişi olarak bu rakam ortaya çıkmaktadır.
İstihdam profili konusunda da bilgi vermek isterim; 22 milyon 46 bin kişinin dağılımına baktığımızda yüzde 29.5'i, 2005 yılı itibarıylatarımda çalışmaktadır. 2004 yılında bu yüzde 34 idi. Tarımdaki nüfus giderek başka alanlara kaymaktadır. Sanayide 2004'de, yüzde 18.3 iken,2005'de yüzde 19.4'e çıkmıştır. İnşaat sektörü 2004'de 4.7 iken, 2005'de yüzde 5.3 olmuştur. Hizmet sektöründe de 2004 yüzde 43 iken, 2005'de yüzde 45.8'e çıkmıştır. 2005 yılında toplam istihdamın yüzde 10.6'sının, ki bu 2 milyon 233 bin kişiye tekabül etmektedir, bu, ilk defa iş bulan ya da işini değiştirenlerden oluşmaktadır. Bu da ekonominin giderek canlılığını koruduğunu ve sürdürdüğünü gösterir.''Bakan Çiçek, gelir dağılımı, yoksulluk ve istihdamla ilgili düzenli ve sağlıklı bir gelişmenin olduğunu belirterek, ''Bunu devamlıtakip ediyoruz. Gelir dağılımında düzelme, yoksullukta azalma, istihdamda yapısal bir değişim sözkonusu olmaktadır. Tarım dışı istihdam artıyor, tarımdaki istihdam azalıyor. Bu da öngörülen bir husustur.''
''İSTİHDAM ÖZEL SEKTÖRDE''
İstihdamı ağırlıklı olarak özel sektörün yaptığını ifade eden Çiçek, geçmişte istihdam açısından en önemli görülenin devlet olduğunaişaret etti. Çok sayıda insanın devlette ihtiyaç olup olmadığına bakılmadan istihdam edildiğini anlatan Çiçek, bunun da verimsiz bir istihdam şekli olduğunu kaydetti. Çiçek, giderek ''özel sektör ağırlıklı'' bir istihdamda gelişme olduğunu, bunun da Türkiye açısından memnunluk verdiğini kaydetti.
TÜRKİYE YATIRIM PROMOSYON AJANSI
Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek, yabancı yatırımın cazip hale getirilmesi için Başbakanlığa bağlı Türkiye Yatırım Promosyon Ajansı'nın kurulmasına ilişkin yasa tasarısının Bakanlar Kurulu'nda imzaya açıldığını bildirdi.
Gelişmiş ülkelerle Türkiye arasındaki farkın azaltılabilmesi, yeni istihdam alanlarının yaratılabilmesi açısından bu tasarının önemli olduğunu vurgulayan Çiçek, ''Yabancı yatırımlar için Türkiye'nin caziphale getirilmesi yönünde her türlü çabanın gösterilmesi gerekiyor'' dedi.
Türkiye'nin önemli ölçüde yabancı yatırım aldığını vurgulayan Çiçek, bunların bir kısmının daha çok borsa işlemleri için Türkiye'ye geldiğini anlattı. Doğrudan yabancı yatırımların artması gerektiğini vurgulayan Çiçek, şöyle konuştu:
''Bu bir kaç bakımdan önem arzetmektedir. Bunlardan bir tanesi şüphesiz istihdam açısından önemli. İkincisi; Türkiye zaman zaman yabancı ülkelerden ya da kuruluşlardan kredi almaktadır, bu da Türkiye'nin borç yükünü artırmaktadır. Bir kısım yatırımları yabancı kredilerle yapıyoruz. Toplam olarak borç yükünü artırıyor. Halbuki doğrudan yatırım söz konusu olduğunda Türkiye böyle bir borca girmedenaynı alanda hem istihdam yaratabilecek, hem de ihtiyaçlarını karşılamış olacaktır. Doğrudan yabancı yatırımın gelmesi demek, aynı zamanda yeni teknolojinin Türkiye'ye transferi demektir. Böyle bir imkan da gelmiş olacaktır.
Üçüncüsü; bu yatırımların doğrudan Türkiye'ye gelmiş olması, Türkiye'de kalkınmanın sürdürülebilir olmasını temin etmektir. Sıcak para olarak tabir edilen para, belli dalgalanmalardan hemen ürkmekte ve Türkiye dışına çıkmakta veya gitmektedir. Halbuki doğrudanyabancı yatırım söz konusu olduğunda bu Türkiye'de ekonomik istikrarınsağlanması açısından da önem arz ediyor. O nedenle böyle bir ajansın kurulmasında biz fayda görüyoruz.''
Çiçek, bu kuruluşun, ulusal düzeyde doğrudan yabancı yatırım promosyon stratejisini belirlemek ve uygulamakla görevli olacağını belirterek, aynı zamanda kamu kurum ve kuruluşlarınca uluslararası düzeyde yürütülen yatırım promosyon faaliyetlerinin koordinasyonunu sağlama, özel sektör kuruluşları tarafından yürütülen uluslararası düzeydeki yatırım promosyon faaliyetlerine destek verme, yatırımcıların karşılaşabilecekleri sorunlar hakkında birinci elden bilgi ve çözüm üreterek takip etme imkanı olacağını söyledi.
Ajansın, Türkiye'de yatırımların artması için gereken her türlü bilgi ve veriyi oluşturmak için de faaliyet göstereceğini bildiren Çiçek, şunları kaydetti:
''Mevcut bilgileri güncellemek noktasında bir görev de ifa edebilecektir. Yatırım promosyon faaliyetlerine etkinlik kazandırmak amacıyla gerekli politikaların oluşturulmasına yönelik olarak ilgili merciler nezdinde girişimlerde bulunabilecektir. Görev alanına giren konularda uluslararası kongreler, seminerler ve benzeri faaliyetler ile tanıtım ve yayın faaliyetlerinde de bulunabilecektir. Merkezde kurulacak ve üye sayısı da 30 kişiden oluşacak Başbakanlıkla ilgili bir kuruluş olarak faaliyete geçmiş olacak. Bununla ilgili tasarı imzaya açılmıştır.''
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|