|
|
|
|
|
|
Aslında pamuk gibidir
- İki taraf da çok özen gösteriyor anladığım kadarıyla... - Bu aşk ikimize de çok pozitif yansıyor. Ben gereksiz şeyler için üzülmüyorum artık, çünkü çok mutluyum ve çok aşığım. Hayatta bir kere yakalanacağına çok emin olduğum bir şey yaşıyorum. Gözlerimdeki şu pırıltı...
- Sevecen ve olduğu gibi bir insan sanki İsmail Hacıoğlu... - Kasmıyor kendini. Hiç kimse için bir kimliğe bürünmek gibi derdi de yok. Neyse o! O an stresliyse 'Aman ayıp olur' diye kendini tutmak gibi bir derdi de yok.
- Aksi yanları yok mu hiç? - İsmail sinirlidir. Pamuk gibidir aslında da, ona ters gelen noktalarda çok tavırlıdır. Ancak genel anlamda birlikte geçirdiğimiz anlar çok değerli benim için. Son günlerdeki takıntısı ise klarnet çalmak. Onun da çok özel zevkleri var. Ben boş oturan insanları sevmem zaten. Boşta kalan insanların dedikoduya kaydıklarını çok gördüm, çok yaşadım. Onu da temizledim hayatımdan.
- İsmail Bey size şiir okuyormuş, bu doğru mu peki? - (Gülüyor) Evdeyken oyun okuruz daha çok. Manşet olacak bir haber mi bu şimdi? Sağ olsunlar ağustosta da doğum günü yaptılar bana.
- Şiir okunması kötü mü yani? Niye okunmasın ki? Ayrıca bu iki kişinin hoşuna gidiyorsa kimi ilgilendirir ki? - Ben oyuncu olan insanların bu tarz şeyleri yapmamalarını yadırgarım zaten. İsmail karalar bazen ama haberde anlatıldığı gibi değil.
- İlişkilerimde hep ben erkek oldum demişsiniz eskiden... - Evet, söylemiştim... Bütün kontrol ve güç sizin elinizde oluyor. Her şeyin planlanması, programlanması, ödemeler, bütün sorumluluklar sizde. O zaman kayıp bir 'ben' olmuş oluyordum. 'Ben'le ilgili hiçbir şey kalmıyordu. Bunlara da yine 'ben' izin verdim aslında. Kimsenin suçu yok. Allah'tan erken yaşta fark edip değiştirdim bunu. O zamanki psikolojimle bunu söylemem çok doğal. Çünkü kendimden öte bir şeyler istemiştim. Evet, masaya vuran hep bendim. O zaman bunu söylemekte de çok haklıydım. Şimdi kendimi erkek gibi hissetmiyorum artık. Aksine çok dingin, huzurlu bir hayat istiyorum. Ortak paylaşımlı... Aynı anda vururuz masaya, dert değil yani...
|
|
|
|
|
|
|
|
|