Ya kızınız oğlunuz olursa...
Çok yakın bir dostum uzun bir süredir Amerika'da yaşıyor. Hani hem çok yetenekli hem de çok güzel insanlar vardır ya işte bu da onlardan biri. Ailesine çok düşkün olan bu dostum, onları çok özlediği için yılın belli aylarında yanına davet ediyor. İşte bu yıl da yılbaşı için ablasını LA'a davet etmişti. Ve ablasıyla beraber, kendisi gibi doktor olan bir çiftin evine yılbaşı partisine davet edilmişler. Gayet şık, gayet iyi hazırlanmış bir davetmiş. Ev sahibi bey arkadaşımı tek tek konuklarla tanıştırırken gayet temiz yüzlü 19-20 yaşlarında bir oğlan çocuğuyla tanıştırıp "Bu da oğlum Andy" demiş. Oğlanın bir yıldır Rusya'da yaşadığını söylemiş. Çünkü oğlan evde davetli müzisyen bir Rus çiftle Rusça sohbet ediyormuş. Arkadaşım "Enteresan Rusçayı bayağı kıvırmış" deyince birisi arkadaşıma "Evet çünkü o bir senedir Rusya'da" demiş. Ama cümledeki o'yu İngilizce kadınlar için kullanılan (she) ile söylediği için birden durumu fark edip "Daha pek alışamadım ama alışmaya çalışıyorum" demiş. Arkadaşım "Liberal olduğumu zanneden ben bile büyük bir şaşkınlıkla nasıl yani diye hayretle sordum" diyor. Ev sahibi bey de oğlunun daha önce kız olduğunu, iki sene önce bir seks değişim ameliyatı geçirdiğini söylemiş. Şimdi şöyle bir düşünün, bu durum bizde olsaydı ne aile dramları yaşanırdı. Zaten bizde bu hikayeler nedense pek eğitimli ailelerde değil hep daha alt tabakalarda yaşanıyor. Yani maddi problemler içinde, bilumum zorluklar yaşayan ailelerin bu tip problemleri olan çocukları evden kaçıyor. Sokaklarda bir sürü problem yaşıyor ve bir sürü rezaleti ya yaşıyor ya da yaşadılar. Tabii aile hemen çocuğu reddediyor, klasik hikaye yani.
ÜLKE GERÇEĞİ Halbuki gerçekten doğuşta cinsiyet problemi olan ve bu konuda sıkıntı yaşayan birçok genç var. Belki aile bu Amerikalı aile gibi olgun yaklaşsa, yardım etse bu insanlar topluma kazandırılabilirler öyle değil mi? Tabii ki olayın birçok toplumsal boyutu var; ahlaki olgularımız ülke gerçeklerimiz bir araya gelince durum pek iç açıcı olmuyor. Ben size bu konuda yaşadığım komik, aslında trajikomik bir hadiseyi nakletmek istiyorum. Benim iş hayatıma yeni başladığım dönemlerde çalıştığım çok büyük bir firma vardı. Bu firmada çalışan gay bir çocukla tanışmıştım. İşte, aradan yıllar geçti. Tabii ki ben yıllar önce o firmadan ayrılmış, kendi işimi kurmuştum. Derken geçenlerde yolda birisi bana "Merhaba Ayşecim" dedi. "Hay Allah ben bunu nerden tanıyorum" derken kadın bana dönüp işte bilmem ne firmasından bilmem kim demez mi?
ÇOK ŞAŞIRDIM Bırakın küçük dilimi, şaşkınlıktan büyük dilimi, bademciklerimi falan yutacaktım. Vallahi benden daha kadın bişey olmuş. İşte "Benim adım şimdi bilmem ne" dedi. Doğal olarak adını da değiştirmiş. Ben şaşkınlığımı çok da belli etmemeye kibar olmaya çalışıp "Nasılsın, neler yapıyorsun" falan dedim. O evleneceğini söyledi. Ben gene durumu idare etmeye çalışarak "Ya öyle mi nerde evleniyorsun" gibi gayet saçma bir soru sordum. O da "Şekerim Esma Sultan'da Esma hanım tanıdığımız da indirim yapıyor" dedi. İşte orda pek dayanamayıp güldüm galiba o da bana dönüp "Niye gülüyorsun" deyince Esma Sultan öldü ya diye yanıt verdim. Yeni kadınımız da "Çok üzüldüm, hasta olduğunu duymuştum ama durumun o kadar ciddi olduğunu bilmiyordum" dedi. Güler misin, ağlar mısın zavallı çocuk yıllarla beraber hem bir takım organlarını hem de aklını yitirmiş anlaşılan. Siz siz olun hem aklınıza hem de organlarınıza sahip çıkın.
|