| |
|
|
Oscar'da evler yüzler sokaklar
İşin geyik kısmı bir yana, daha başlarken ki animasyon gösterisi bile 10 numaraydı. Doğum-yaşam-ölüm yılları itibariyle hayatları asla kesişmeyen ünlü oyuncular bile, sokaklarda, sanal film setlerinde; kol kola, yan yana görünüyordu. Sinema tarihine kazınmış menşur yüzler, isimler ya durgun ya hareketli, ya susarken ya da konuşurken akıp duruyorlardı.
Törenleri sen sun Clark Gable' lerin, Marlon Brando'ların, Rita Hayworth'lar, Judy Foster'lar, Liz Taylor'ların arasına Süpermen, Örümcek Adam, Dinazorus bile katılıyordu. Ardından yine ünlü simalara, "töreni sen sun" teklifleri yapıldı güya. Onların da bu öneriyi nasıl komik gerekçelerle reddettikleri matrak bir bölüm olarak geldi ekrana.
Eşcinsel kovboylar O bölümlerde yapılan göndermeler; eşcinsel kovboyların hayatını anlatan ve ödülleri süpürmesine mutlak gözle bakılan Brokeback Mountain' ı hedefliyordu belli ki. Böylelikle "Bu sene malı bu film götürecek" beklentisi empoze ediliyordu dünya kamuoyuna. Biz küçükken bir Amerikan şarkısından tornistan edilmiş parçayı mırıldanırdık. "Amerikan kovboyları, aslan Cinotri" şeklinde çevrilmişti. Ama biz mahallede söylerken gırgıra vurup; "Amerikan kovboyları donsuz gezerler!" diye avazlanırdık. Demek ki bir nevi çocuk önsezisiymiş.
"Oscar goes to!.." Ama olmadı. Bahis mafyası burada da devreye girmiş olmalı ki, bu favori film yerine sürpriz 'Crash' filmi çarptı kafalarımıza. Açık söylemek gerekirse, zaten şu film bu film beklentim yoktu benim. "İyi oynayan kazansın. Çünkünü kazanmak değil yarışmak mühimdir" filan diyordum.
Sevindim valla Tek arzum 'En İyi Belgesel Film' dalında 'March of the Penguins'in kazanmasıydı. Dileğim tuttu. Heykelciği o kaptı. Sevincim aşırı sinema severliğimden değil, kızımın en sevdiği oyuncağının polardan yapılmış bir penguen oluşundandı. Görsün, ne kadar da meşhurmuş pengueni yavrucuğumun."
|