Denizlerde alt-üst kimlik tartışması
Fethiyeli Aglim Sür, iki yılı aşkın bir süredir Çin asıllı eşi Hattaya ile birlikte yelkenle dünya turu yapıyor. Aglim ve Hattaya Sür geçtiğimiz ay yolculuğun büyük bir bölümünü tamamlayıp Avustralya'ya vardılar. Şu günlerde fırtına mevsiminin geçmesini beklemek için Türkiye'ye geldiler. Yolculuk sırasında başlarından ilginç bir olay geçmiş. Size Aglim'in ağzından aktarmak istiyorum: "Avustralya'nın hemen yanı başındaki Fransa'ya bağlı Yeni Kaledonya'ya vardıktan sonra içerde tekneyi toparlıyordum. Türkçe 'Merhaba teknede Türk var mı?' diyen bir hanım sesi duydum. Sesin sahibinin telaffuzundan Amerikalı olduğu çok bariz bir şekilde anlaşılıyordu. Teknemizde dalgalanan Türk bayrağını görmüş olmalıydı. Soruyu güvertede olan eşim cevapladı: - Evet var. Ben Türküm. - Ne güzel, ben de Türküm. Bir süre sessizlik oldu. Soruyu soran hanım; çekik gözleri, koyu düz saçlarıyla tipik bir Çinli görünümündeki eşim Hattaya'ya şaşkın bir şekilde bakmaya başladı. İşin hoş tarafı bizim Hattaya da 'görüntüsü bir yana' telaffuzundan da Amerikalı olduğu kolaylıkla anlaşılan hanıma soran gözlerle bakıyordu. Sessizlik kısa sürdü. Dışarıdaki devam etti: - Kocanız da Türk mü? - Evet - Benimki de öyle Sonunda bu sevimli diyaloğa kamaradan dışarıya çıkarak ben de katıldım - Merhaba adım Aglim. Siz de tekneyle mi geldiniz? - Evet teknemizin adı da Zarafet... 14 metrelik bir katamaranla dünya turu yapıyorlarmış. Kısa bir süre sonra Mehmet Selis bey de aramıza katıldı. Gerçekten son derece keyifli bir sohbete başladık. Mehmet bey ve Amerikan asıllı eşi Elanie yaklaşık on yıldır denizleri dolaşıyorlarmış. Dünyanın ta öbür ucunda başka bir denizci Türk ailesi ile karşılaşmak bizi çok etkiledi. Kendimizi kısa sürede büyük bir dost ortamda bulduk. Mehmet beyle beni asıl etkileyen de, 'çok farklı kültürlerin insanı olmalarına rağmen' sonradan Türk vatandaşı olan eşlerimizin Türklüğü böylesine sahiplenmeleri oldu..." Aglim Sür yıllardır denizlerde olduğu için ne son günlerde ülkemizde yaşanan alt-üst kimlik tartışmalarından haberi vardı. Ne de insanların kendi ülkelerinde Türk olduğunu söylemekten korkar hale getirildiğinden... Kendisine önce yaşadıklarımızı özetledim, sonra da sizlere aktarmak için iznini aldım. Bu iki denizci hanımın sözleri, tavırları son zamanlarda durmadan bu tür cevherler yumurtlayanlara ders olmalı. Şükürler olsun ki, onların yaratmaya çalıştıkları zorlama bölünmeler, sahte gruplaşmalar denizlere kadar ulaşamıyor. Çünkü amatör denizciler arasında alt-üst kimlik diye bir olgu yok, olmayacak da...
*** Avrupa Birliği'nde bizden başka hiçbir ülkede deniz taşıtlarından alınmayan Motorlu Taşıtlar Vergisi'nin kaldırılması için verilen uğraşlar devam ediyor. Ulaştırma Bakanı ve Denizcilik Müsteşarlığı'nın bu konudaki son derece doğru yaklaşımına maalesef Maliye Bakanlığı sıcak bakmadı. Ancak yine de MTV'de bir iyileştirme söz konusu. Yeni yılda 9.9 hp olan vergi muafiyeti 20 beygire çıkartılıyor. Tüm motorlardan alınan MTV de yaklaşık 1/3 oranına indirilecek. Bu kadar ufak bir iyileştirmenin bile sektörü ne kadar olumlu etkileyeceğini hep birlikte göreceğiz. Emeği geçenlere sonsuz teşekkürler...
|