kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Yapacak çok iş var
Yapacak çok iş var

Çocuk sahibi olduğunuz andan itibaren başka bir dünyanın insanı da oluveriyorsunuz. Haberlerde gördüğünüz çocuklar, dövülenler, sokakta yaşayanlar, hastanede rehin kalanlar, iyileşmeleri olanaksız olanlar, anne babası olmayanlar, açlık ve sefalete teslim olanlar daha çok yaralıyor sizi. Hatta birkaç damla gözyaşı ile izliyorsunuz haberleri, her defasında o gördüğünüz çocuklar için ben ne yapabilirim düşüncesi... Ardından da kendi kuzunuza bakıyorsunuz bir daha, yakınınızdaysa onu kanatlarınızın arasına alıyor, doya doya öpüyorsunuz. Bir yandan da şunu düşünüyorsunuz, aslında huzurla ve güvenle kendi evimde, sıcak bir yuvada yaşamaktayım, herkes şu ara sağlıklı görünüyor, öyleyse olur olmaz şeylerden şikayetçi olacağıma, mutlu olmayı denemeli ve hakikaten de elimden gelen bir şey varsa, bir çaba harcamalıyım.

YUMURTA BİLE ALAMAMAK
En azından çevremizdeki çocuklar, yakınımızdakiler için yapılabilecek bir iki şey var. Fazlasıyla adaletsiz bir dünyada yaşadığımızı semt bakkalında, bir oyun parkında, kaldırımın kenarında bile görmek mümkün. Özürlü çocuğuyla her gün bakkala gelen bir anne biliyorum, kızım boyaya bulanmış top şeklindeki sakızlardan ısrarla isterken, bu anne bakkala bir yumurta, evet sadece bir yumurta almak için uğruyor kimi zaman. Oğlu kocaman ama yanından ayıramıyor belli ki. Ve bu tek yumurtayla herhalde onun karnını doyurmayı planlıyor. Bu anne asla bakkalda duygu sömürüsü falan yapmıyor, para dilenmiyor. Ama onu öyle görünce benim gözümden yaşlar akıveriyor birden, ona göstermeden bakkal abimize bir miktar para veriyorum, bari bu seferlik bir yerine on yumurta alabilsin diye. Ya da bazen belli ki çöpten bulunmuş, her tarafı kırılmak üzere bir bebek arabasını iten bir anne görüyorum. Bebeğin giysileri perişan, anne pazarı dolaşıyor. Yere atılmışları, çürükleri toplamak üzere orada. Bir kızıma bakıyorum, bir de o bebeğe... Anneyi çağırıp en azından kızımın küçülen giysilerinden vermeyi düşünüyorum. Ama şimdiye kadar başardıklarımın en iyisi yeniden düzenlenmiş bir çocuk parkıydı. Düşünsenize, bir çocuğunuz yokken yanından teğet bile geçmediğiniz yerler çocuk parkları. Oysa çocuğunuz olduğunda oralardan ayrılamıyorsunuz, hele de hava güzelse... Bizim evimize yürüyüş mesafesiyle on dakika uzaklıkta bir park var burada. Arabaların arasında, trafik gürültüsünün içinde bir park... Üstelik koca bir yokuşu da aşmanız gerekiyor. O parka kızımla defalarca gittik. Boyaları dökülmüş metaller tetanos aşısı olmayı zorunlu kılacak kadar sıkıntılı, yerler geceleri bira içenlerin kırıklarıyla dolu, çöpler her yerde... Kızım sallanırken cam kırıklarını, çöpleri topla topla bitmiyor...

UFAK İYİLİKLER GEREK
Bir gün gerçekten de tepem attı ve belediyeye uzun bir mektup yazdım. Bir anne duyarlılığında uzun bir mektup... Derken bir süre parka gidemedik. Ardından de evimize bir mektup geldi; "Sözünü ettiğiniz park tarafımızdan incelenmiş, ardından temizletilip boyatılmış, gerekli önlemler alınmıştır" diye. Derhal tabii, koşarak parkımıza gittik kızımla biz de. Hakikaten de daha iyiydi artık. Her gün yüzlerce çocuğun, şehrin telaşından azıcık da olsa kurtulabildiği bu küçük alan birazcık da olsa bir şeye benziyordu... Çocuk sahibi olunca görüyorsunuz ki, çocuklar için pek çok düzenleme, pek çok şey yapılması gerekiyor. Çocuk konusu da her şey gibi bir derya... Ufak tefek iyilikler, ufak tefek hareketler dünyayı daha sevimli yapıyor...
DİĞER YAŞAMA DAİR HABERLERİ
 Ayrıldığım insanlarla arkadaş olmam
 Maden suyu yararlı mı?
 Meg Ryan'ın göz altı morluklarına ne oldu?
 Güzelliğinize içerden müdahale
 En ünlü röfleleri o atıyor
 Bahar ışıltılarıyla gelecek
 Barınaklar kapanıyor
 Özel odalarda kalıp çikolata yiyorlar
 Moda hiç bu kadar abartmamıştı
 Bazıları klasik sever
 Stil
 Spor giyime aristokrat ve lüks bir yorum
 Cavalli'de Batı Doğu ile buluşuyor
 Nerede ne var?
 Öneri
 Babasının ilham kaynağı minik Ozan
 Dersimiz sinema hocamız Sinan Çetin
 Gülşen Hande Yener'e özenmiş
 'Şanslı Charlie' iş başında
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
PROF. DR. ERDEM YEŞİLADA
Antioksidanlar, Akdeniz diyeti ve şarap
Birkaç haftadır,...
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ
Otizm ve tedavisi
1800'den beri bilinip, adı 1943'te...
Burjuvazinin gizli günahları
Burjuvazinin gizli günahları
Burjuva bir ailenin unutmak istedikleri günahları bir gün başlarına...
Asıl kadın çokeşlidir
Çokeşlilik içten gelen bir dürtü müdür ve sadece erkeklere mi özgüdür? Sabah...
Kadın olmanın gururunu yaşayın
8 Mart Dünya Kadınlar Günü birçok ilde farklı biçimlerde kutlanıyor. İşte size...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.