 |  |
Diyarbakır'da olanlar iddaa terörü mü?..
Ne bir yorum yapacağım ne de sorularımı katacağım bu yazıya... Önce Diyarbakırspor Kulübü Başkanı Abdullah Akyıl'ın ikili görüşmemizde ileri sürdüğü sarsıcı iddialar. Sonra da Diyarbakır'ın başarılı valisi Efgan Ala ile görüşüp aldığım yorumlar ve açıklamalar var sadece. Buyurun okuyun.
"Psikolojik destek aldık" Abdullah Akyıl: Benim bir başka uğraş alanım eğitimdir. Eğitim önemlidir diye daha başkan olur olmaz Hacettepe Üniversitesi'nden bir psikiyatri profesörüyle anlaştık. Davet ettik. Futbolculara, yöneticilere ve taraftar gruplarına eğitim verdi. "Statlarda nasıl olmalıyız" diye. Faydasını gördük. Haftalardır olay çıkmıyordu. Bir tek Vestel maçında hakeme bir tepki vardı, onun dışında her takımı çiçeklerle karşıladık, rakip futbolcuya tek bir hareket olmadı.
Ekmek yok pasta mı var? Beşiktaş maçında bilet fiyatlarını yüksek tuttuk diye seyircimiz gelmemişti. Yerel basın da tepki koydu "Ekmek yoktur siz pasta öneriyorsunuz" diye. Bu defa hayati maçtır stat dolsun diye indirdik. 2 milyon-10 milyon yaptık. Ama Konya'ya karşı biraz sıkıntı olabileceğini düşündüm. Emniyet müdürünü 2 defa aradım. Dedim ki; "Tedbir alalım, bir de kimseyi dövmeyelim." Biliyorsunuz Savaş Bey burada en ufak bir şeyde polis hemen tık diye vurur kafasına. Taraftarlara da tembih ettik. "Sakın sahaya bir şey atmayın. Bu takım 3 defa seyircisiz oynama cezası aldı, ona göre" dedik. Onları da organize ettik.
Bizimle alay ettiler Maç centilmence başladı ama futbolcular arası bir gerginlik oldu giderek. Bundan önce de polis bir mahalli gazeteciyi PAF maçında dövüyor. Maç öncesi de bir amigo dövülmüş. Yine de "yaygara yapmayın" dedik taraftara. O futbolcu Bebbe, bugüne kadar görmediğimiz şekilde taraftarla dalga geçti. Tribünlere yürüdü. Eliyle işaretler yaptı. Kameralar bunu çekti. Biraz yaygara atıldı. Yönetici istemediğimiz bir şey yaptı. Gitti tekme attı futbolcuya. Onu bugün görevden aldık.
Polis kapıları açmış Ama araştırdık ki son on dakikada polisler bir bölümün kapısını açmış. Bizim yerelin kameralarında var bu. Galip de gelsek bu olacakmış. Gün içinde olan o cenaze olayının devamıymış yani. Bilsek, Federasyon'u arardık. Yani sokakta başlayıp tribüne yansıdı. Birinci sorumlu polistir bu olayda. Şimdi hem Sakıp Hoca'yla hem de Alman Briegel'le görüşüyoruz antrenörlük için.
Teori ve pratik Efkan Ala: (Diyarbakır Valisi): Savaş Bey, 1 milyon liraya bilet satıldı. Tıklım tıklım doluydu stat. Kapı açılsa da değişecek bir şey yok. Zaten polis açamaz kapıları, kulüp açar ancak. Ben kimsenin oturduğu yerden yaptığı kurgulara yanıt vermem elbette. Kendi değerlendirmemi yapayım, manzara ortaya çıkar. Öncelikle hiçbir gerekçe oturulan koltukların yüzde 70'inin aşağı atılmasını gerektirmez. Ve bunu ne zaman yapıyor, son 3 dakika kalıncaya kadar hiçbir şey yok. Ne bir slogan var ne bir kötü tezahürat var.
Hayatını tehlikeye atmam Bu söyledikleri olmuş da, son 3 dakikaya kadar niye beklemişler. Atlamaya çalışanlar bloke edildi. Allah'a şükür hiçbir futbolcumuza bir şey olmadı. Şu söyleniyorsa; "Orada onlar sökülürken polis neden önlemedi?" deniyorsa, ben oradaydım, bizzat talimat verdim. "Hiçbir müdahale yapılmayacak" dedim. İki tane koltuğu koruyacağım, 15-20 milyarlık hasarı önleyeceğim diye ne orada onu sökenin hayatını tehlikeye atarım ne de polisin hayatını.
Polisin tek hatası Emniyet güçlerinin duracağı yer bellidir. Zaten o nedenle o kadar aşırı tepkilere sahaya inmek istemelerine rağmen bir kişi bile inememiştir; hakeme ve futbolculara ulaşamamıştır. Sadece bir yönetici indi, ona da sakinleştirir diye biz müsaade ettik. Polis daha sonra tahliye etme pozisyonu aldı, kapılar açıldı. O sırada birkaç polis sökülen şeyleri geri attı. Bu hatadır. Bunun da değerlendirmesini yaptık. Bundan sonrasında bu da olmayacaktır.
Endişeli bekleyiş Biliyorsunuz teorinin tutarlı olma zorunluluğu vardır ama pratiğin yoktur. Hata var ama zafiyet yoktur. Bu kadar aşırı olayda bile ciddi tek yaralı yoktur, hastanede yatan yoktur. Şöyle bir şey de olmuş. 1 hafta boyunca burada yerel basın; "Bu maç kaybedilirse düşeceğiz" diyerek yayın yapmış. Potansiyel olarak böyle bir tereddütlü bekleyiş var.
Bahisçiler mi yaptı? Ayrıca öğrendik; bu maç üzerine 1 trilyonluk bahis oynanmış. "Maç önemli, mutlaka galip geliriz" tezi yayılmış. Tabii beklenen skor da olmayınca; "Efendim bunu iptal ettirirsek paralarımızı geri alırız" diyen insanlar da olmuş. Provokatörler diyebilirsiniz. Yani bunlar da harekete geçince diğerleri de; "İşte bu maçı kaybedersek düşeriz" deyince olay çıkıyor. Olan Diyarbakır'a oluyor ve yazık oluyor. Birinci ligde oynayan bir takımın seyircisi de birinci ligde olmalı.
|