'Kayıtdışı ile mücadelede oy kaygısını bir kenara bırakın'
TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, Hazine gelirlerine darbe vuran, yatırımcılar açısından haksız rekabet yaratan kayıtdışı ekonomi ile ilgili olarak oy kaygısı bir yana bırakılarak radikal önlem alınmasını istedi.
TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, hükümetin teşvik politikasında değişikliğe gitmesini istedi. Sabancı, büyük yatırımlar için özel teşvik önlemleri önerirken, sektörel ve bölgesel teşvikler belirlenmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'nin, yapay gündemlerle zaman kaybetmesinden yakınan Sabancı, özellikle AB ülkelerine yönelik ciddi bir tanıtım stratejisine ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi. Sabancı, SABAH aracılığıyla şu mesajları verdi:
* KAYITDIŞIYLA MÜCADELEDE OY KAYGISI: Ekonomik alanda bu hükümetin yaptığı başarılı ve cesur işler var. Bunların başında kayıtdışı ekonomi ile mücadele geliyor. Hazine gelirlerine darbe vurması bir yana kayıtdışı ekonomi, yerli ve yabancı yatırımcılar açısından haksız rekabet de yaratıyor. Bu mücadelede oy kaygısı bir yana bırakılarak, radikal adımlar atılmalı. Türkiye enerjide olsun, istihdam maliyetlerinde olsun, Avrupa ülkelere göre dezavantajlı bir konumda. Bunlara da bakılması, maliyetlerin aşağıya çekilmesi lazım. Yüzde 55 oranındaki kayıtdışı istihdam azaltılıp kayda alınmalı.
* İMAJ SORUNUMUZ VAR: AB ile tarama süreci başladı. Başarılı da gidiyor. İki başlıkta önümüzdeki aylarda müzakereler açılabilir. Ama zaman su gibi akıp gidiyor. Sadece Avrupalı siyasilerle iyi diyalog yetmiyor. Avrupa toplumlarına Türkiye'yi doğru anlatmamız gerekiyor. Avrupa'da bazı ülkelerde Türkiye denilince kafalarda olumsuz imaj oluşuyor. Halbuki bizim bir tanıtım stratejimiz olmalı. Bu, toplu ve organize bir hareket olarak planlanmalı. İş dünyasında TÜSİAD'ın yaptığı gibi, diğer kuruluşların da faaliyette bulunması lazım. 3 Ekim sürecine gelirken TÜSİAD'ın çok büyük katkıları oldu. Bunun meyvelerini topladık.
* AB'NİN ÇİN'İ OLABİLİRİZ: Rekabet edebilirlik Avrupa'da gün geçtikçe önem kazanıyor. Türkiye, iyi bir strateji ile Avrupalı KOBİ'leri, büyük firmaları yatırıma çekebilir. Avrupa'nın Çin'i olabilir. Türkiye'nin, AB yolculuğunun yanı sıra Akdeniz havzasında iş dünyasında birliktelikler kurabiliriz. Nitekim Akdeniz İşadamları Birliği'nin başkanlığını TÜSİAD olarak biz üstlendik. Son olarak İtalya'nın Palermo kentinde yapılan toplantıda açıkça Türkiye'ye 'AB'ye hoş geldiniz' denildi. Bunlar önemli gelişmeler. KKTC'yi de bu organizasyona entegre etme fikri aklımızda. Ama bu bir zamanlama meselesi.