Sanayide ara malı ithalat artışı üretimi ikiye katladı
2005'te imalat sanayisi üretimi yüzde 5.4 artarken imalat sanayi miktar endeksine göre ara malı ithalatı yüzde 11.9 büyüdü. Üretimde ithal girdi kullanımı giderek artıyor.
Ekonominin lokomotif sektörü batıdan doğuya doğru yolculuğuna devam ediyor. Başta Çin olmak üzere bazı Asya ülkeleri tekstil ve konfeksiyon sektörünü elimizden alıyor. Tıpkı bir zamanlar Türkiye'nin bu sektörü İtalya'dan devraldığı gibi, maliyet yönünden Çin, Hindistan, Pakistan ile rekabette zorlanıyoruz.
Çin'de durum Çin'de başta işçilik ucuz. Testil ve konfeksiyon da istihdam ağırlıklı bir sektör. Ucuz işçilikte Çin ile yarışmak mümkün değil. Çin'de bir işçinin saat ücreti ortalama 60 cent iken Türkiye'de 3.5 dolar. Beş katlık bir fark oluşmuş. Bu kapatılabilecek bir açık değil. Bunun yanında Çin'in sanayi üretimini planladığı, genel anlamda teşvik ettiği, finansal açıdan desteklediğini biliyoruz. Teşvikler bununla da sınırlı değil. Çin aynı zamanda kendi parasının değerini de düşük tutuyor. Bu nedenle de başta ABD ve AB Çin'e baskı yapıyor. Buna karşılık Türkiye'deki gelişmeler Çin'in tam tersi.
Türkiye'de durum Bir kere son üç yılda Türk Lirası'nda değerlenme hızlandı. Çünkü sermaye hareketleri serbestken ve dalgalı kur rejimi uygulanırken, küresel sermaye hareketleri hızlandı. Ülkeye yüklü dış kaynak girişinin bir sonucu olarak kurlar gerilemeye başladı. Bitişikte bunun bir tablosu var.
2003'te 8 milyar dolarlık cari açığa karşılık sermaye hareketleri ile 7.2, net hata ve noksan ile 4.9 olmak üzere 12.1 milyar dolarlık para girişi olmuş. 4.1 milyar dolarlık fazla oluşmuş.
2004'te 15.6 milyar dolarlık açığa karşılık 17.7 sermaye hareketi ve 2.3 net hata ve noksandan toplam 20 milyar dolarlık sermaye gelmiş. 4.4 milyar dolarlık bir fazla söz konusu.
2005'te 22.9 milyar dolarlık açık karşısında 44.1 sermaye hareketi ile 2 net hata ve noksan olmak üzere 46.1 milyar dolarlık yabancı sermaye gelmiş. Açığın tam iki katı bir kaynak girişi gerçekleşmiş.
İthalat patlaması Nitekim yüzde 50 dolar yüzde 50 Euro'dan oluşan döviz sepetinin değişimi 2005'te eksi yüzde 6'ya vardı. Türkiye'- ye ihtiyacından fazla sermaye girişi yerli parayı değerlendirdi, kuru düşürücü etki yaptı. Son satırda ise toptan fiyat artışı yer alıyor. 2002'den sonra fiyatlar sürekli olarak kurun üzerinde artmış. Düşen kurlar üzerinden ithal ürünlerin cazip hale gelmesi, büyüme ile birleşince ithalatı patlatmış. İkinci grafikte görüldüğü gibi, reel kur endeksi yükselirken (TL değer kazanırken) cari açık büyümüş. Tam tersi yönde bir hareket oluşmuş.
İthal girdi artıyor Son grafikte ise imalat sanayinde ithal girdi yoğunluğu görülüyor. Düşen kurlara paralel ara malı ithalatı artıyor. Ancak bu konuda yeterli istatistik yok. Yapılabilecek olan imalat sanayinde ithal girdi miktar endeksi ile üretim endeksini karşılaştırmak. TEB Başekonomisti Emin Öztürk'ün hazırladığı grafik, ara malı ithalatının sanayi üretim artışının üzerine çıktığını ortaya koyuyor. Yine Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2005'te imalat sanayi ithalat miktar endeksindeki artış yüzde 11.9'a çıkarken, imalat sanayi üretim artışı yüzde 5.4 olarak gerçekleşti. Bu da, ithal girdi artışındaki hızlanmayı gösteriyor.
Kısıtlı zaman kazandırır Yani etkilenme sadece tekstil ve konfeksiyonla sınırlı değil. Kur veya işçilik maliyetleri sadece bir sektörün sorunu değil. Ayakta kalanlar da giderek ithal girdi kullanımını artırmak zorunda kalıyor. Finanse edebildiğimiz için de, giderek daha fazla ithal edip daha az üretim ve katma değerle yetinmek durumunda kalıyoruz. Tekstil ve konfeksiyon sektörü yarın Başbakan'la sorunlarını masaya yatıracak, önlem isteyecek. Ama yapısal sorunu ve kur handikapını aşmadıktan sonra, alınabilecek bütün önlemler, sektöre kısıtlı bir zaman kazandırabilir. Verilecek bir teşvik kamu kesimine yeni yükler getirebilir ve diğer sektörleri de sıraya sokar. Galiba önce ekonomide nasıl varolacağımıza karar verip, sonra bunun gereklerini yapmazsak, tekstilde başlayan üretim kayması zamanla diğer sektörlere de sirayet edebilir. Sonuç-"Suya düştüğünüz için değil, sudan çıkamadığınız için boğulursunuz " Edwin Louis Cole