|
|
|
|
|
|
'Teslim oldular'
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile Ankara-Eskişehir yolunda sohbet ediyoruz. Son günlerde ekonomiye dönük eleştirilerinin dozunda artış gördüğümüzü söyleyince elini havaya kaldırıp şöyle diyor: "Şimdi bir dakika dur..." Getirdiği eleştirilerin yapıcı olduğunun altını çizme gereği duyuyor, "Daha bağırmaya başlamadık" demeye getiriyor. Hemen ardından "ne söylemişiz" deyip ekliyor: "Osmanlı dönemi dahil bütün ekonomik krizlerin altında cari açık var. Siz cari açığı tetikleyen işler yaparsanız yine altında kalırsınız..." Örnek olarak Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın ithal mallara uygulanan standardın birçok üründe kaldırılmış olmasını gösteriyor. Bir örneklemede bulunuyor: "Haydi yerli sanayiyi bıraktık, ithal otomobil jantına uygulanan standardı da kaldırdılar. Yarın standart dışı jantların neden olduğu kazalarda hayatını kaybeden insanlarımızdan kim sorumlu olacak? Hani Fırat kenarında kaybolan koyundan da sen sorumluydun?..." Sorunun bununla bitmediğini belirtiyor. Türkiye'nin iki önemli sektöründeki soruna işaret ediyor: "Tekstil can çekişiyor, turizmde de hastalık belirtileri ortaya çıktı..." Siyasi iradenin geçmişte her iki sektöre dönük önerilerini dinlenmediğini belirtiyor. Bugün de benzer bir durumun ortaya çıktığını kayda geçirip ekliyor: "O gün söylediklerimiz dinlenmedi, bugün sanayi can çekişirken yataktan kaldırmanın yollarını arıyoruz..."
40 milyon aç Ardından küçük ve orta boy işletmelerin içine düştüğü sıkıntıyı anlatıyor. İşsizlik sorununa "hala çözüm bulunamadığını artışın engellenemediğini" de anımsatıyor. Ardından sıralıyor: "Bugün 4 milyon 160 bin kişi 380 YTL maaş alıyor. 5 milyon da işsiz var. Her aileyi 4 kişiden hesap edin 40 milyon kişi yoksulluk sınırının altında yaşıyor demektir. Bu sosyal sorun değil mi?..." Sorunun çözümünün yatırım ortamının iyileştirilmesi, üretim ve ihracatın arttırılmasından geçtiğini bildiriyor. Bunun gerçekleşmesinin de ithalatta sağlanan kolaylıklar dolayısıyla yerine getirilmediğini söylüyor. Yakınmasını şöyle sürdürüyor: "Benim rakibimin ayağında yük yok. Bana yük bağladığın gibi, rakibimin de kalitesiz mal ile daha serbest hale getiriyorsun..."
Siyaset teslim Hükümet ile yakın diyalog içinde olduklarını anımsatıp soruyoruz: "Çözüm mü bulunamıyor, yoksa başka bir sorun mu var?" Hisarcıklıoğlu bu aşamada patlıyor: "Sorunun tek bir nedeni var; siyaset bürokrasiye teslim olmuş durumda..." Ardından bazı örnekler veriyor. Bürokrasinin bakanların önüne bir duvar ördüğünü anların da bunu kabullendiğini belirtiyor. Kendileriyle yaptığı görüşmeden sonra Başbakan Tayip Erdoğan'ın verdiği talimatların dahi bürokrasi tarafından engellendiğinden yakınıyor. Daha fazla bir açılımda bulunmaktan da kaçınıyor.
Kış güneşi Sanayinin bir zamanlar parlayan güneşi durumundaki Eskişehir'deki toplantıda söylenenler de Başkan Hisarcıklıoğlu'nun sözlerinin ilerisine geçiyor. Türkiye'nin en büyük sanayi tesislerinin sahipleri yabancı ortaklıklarını kaybetmeye başladıklarını bildiriyor. Son oylarda elektrik tüketiminde yaşanan büyük düşüşe dikkat çekip, "Bizim için tehlike çanı çalmaya başladı" diyorlar. Sanayi Odası Başkanı Savaş Özaydemir ise "Biz erken öten horoz gibiyiz" deyip ekliyor: "Güneşli kış gününde gibiyiz. İş yerinde yanıyoruz, dışarı çıkınca donuyoruz. İşlerimiz hiç iyi değil. Geçen yıldan kötüyüz." Yakın zamana kadar ekonominin mikro çarklarından gelen gıcırtılar, dün Eskişehir'de makro çarklardan da duyulmaya başlıyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|