| |
|
|
Kamyonlar üzerinden siyasal çağrışımlar...
Libya'da Kaddafi yönetimi henüz 2'nci yılına girmekteydi. 1971 baharında Libya'da başkent Trablus'taydım. Bizde 12 Mart askeri müdahalesi dönemi yaşanıyordu ve Nihat Erim Başbakan'dı. Sahildeki bulvarda yürürken büyük bir topluluğun sloganlar atarak karşıdan geldiğini gördüm. Hemen koşup, bana tercümanlık yapan delikanlıyı buldum ve topluluğun arasına karıştık. Slogan atanlar Kaddafi'nin istifasını istiyor, askeri yönetime lanetler yağdırıyordu. Topluluk kamyon şoför ve sahiplerinden oluşmaktaydı. Meğer askeri yönetim iki gün önce kamyonlara zorunlu trafik sigortası getirmiş. Kamyoncular da onu protesto ediyorlarmış. Bağıran çağıran kalabalık, cumhurbaşkanlığı sarayı diye adlandırılan iki katlı mermer villaya gelince kapıları zorladılar, içeri girdiler. Üst kat pencerelerinden binadaki mobilyaları dışarı attılar. Tam o sırada, Aziziye Kışlası'nda kalan Kaddafi'den kamyon şoförü yoldaşlarına "İhtilal Konseyi başkanlığını bırakıp, çöle inzivaya çekiliyorum" mesajı geldi. Slogan atıp, Kaddafi'ye lanetler yağdıran kalabalık birden ağlama, inleme sesleriyle doldu. Bazı şoförler zılgıt çekerek, matem tutmaya başladılar. Sonra yeni bir mesaj daha geldi Kaddafi'den. - İhtilal Konseyi'ndeki göreve devam ediyorum. Kamyonlara getirilen zorunlu trafik sigortası kaldırılmıştır. Bu son mesaj üzerine şoförler binayı boşaltıp, sessizce dağıldılar. Trablus'ta hayat bir şey olmamış gibi devam etti. İki gün sonra Kaddafi'yi Aziziye Kışlası'nda görmüştüm. 30 yaşında genç, yakışıklı bir subaydı. Sorularıma verdiği cevapları Cumhuriyet'te yayınlamıştım. 1986'da yine Trablus'taydım. Kaddafi 45 yaşındaydı. Çökmüştü. Amerika evini havadan bombalamıştı. Bizde Evren Cumhurbaşkanı, Turgut Özal da Başbakan'dı. Yaptığım söyleşiyi Milliyet'te yayımlamıştım. 1996'da Başbakan Erbakan, yanına Abdullah Gül'ü de alarak Aziziye Kışlası'ndaki çadıra gittiğinde Kaddafi 55 yaşındaydı. O sırada Süleyman Demirel Türkiye'nin Cumhurbaşkanıydı. Şimdi Kaddafi 65 yaşında ve yine Libya'nın başında. Biz ise, yine bu iktidardan nasıl kurtuluruz üzerine çeşitlemeler yapıyoruz. Ne garip rastlantı. Bizde de kamyonla taşımacılık yapanlara yeni belgeleme sistemi ile maddi teminat verme zorunluluğu getirildi. Önceki gün Bursa'da bulunan Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Mehmet Ağar, kamyoncular parkında seslendiği şoförlere, "Kontak kapatın" çağrısında bulunurken, "Demokratik hakkınızı kullanarak eylem yapın. Hükümet bu konuda geri adım atmalı. Seçim olursa sizin bu meselenizi çözeceğime dair söz veriyorum" demiş... Bir şoförün, 'Buraya maliyeci ve müfettiş geldiğinde ne yapalım?' şeklindeki sorusu üzerine Ağar, "3-4 gün daha Türkiye'nin her yerinde büyük direnişler yapılmalı. Hükümetin bu kararı geri alması lazım" diye konuşmuş... Garip değil mi? Erbakan Kaddafi'ye gitti diye, Refah-Doğru Yol Koalisyonu'ndan istifa eden bakan Mehmet Ağar'dı. Erbakan'ın Kaddafi'ye gitmesini "Hem Batı hem Doğu ile diyalog sürdürüyoruz" diye açıklayan o günün Devlet Bakanı Abdullah Gül şimdi Dışişleri Bakanı. Ve ben de kamyonlara bakarak 1971 Libya'sını hatırlıyorum.
|