|
|
Güzel bakla pişirmek mutluluk kaynağıysa...
Evli bir kadın için bakla yemeğini güzel yapmak, tek mutluluk kaynağıysa eğer, o evlilik bitmiştir! On sekiz yıl önce aşık olup evlenen Sibel Turnagöl, evlendikten sonra tuttuğu günlüğe şu satırları yazmış: "Yaşasın, bakla yemeği yapmasını öğrendim! Ne kadar da mutluyum!" Elbette yeni bir şeyler öğrenmek, güzel yemek yapmak insanı mutlu eder ama mutlu olduğunuz anlar bununla sınırlıysa, yaşamınızda bir şeyler yolunda gitmiyor demektir. Sibel Turnagöl de günlüğünü gözden geçirmiş ve bir bakmış ki, oğlu Sadri'nin doğduğu gün ve bakla pişirmesi dışında mutluluğunu paylaşmamış defteriyle. Yalnızlığın verdiği bunalımlar, mutsuzluklar doldurmuş sayfaları... Yalnızlığın üstesinden gelinir ama evli olup yalnızsanız, eşinizle paylaştığınız anlar azsa, kocanız var da yoksa, üstelik siz mutluluk ve evliliği sürdürmek adına elinizden geleni yapıyorsanız, "ya iş ya ben" dayatmasıyla karşılaştığınızda kocayı seçmişseniz, kocanın istediği gibi bir hayat yaşamayı kabullenmiş, iyi bir ev kadını ve anne olmaya çalışmışsanız ve bütün bunların sonucunda kocanız mutluluğu başkalarının koynunda arıyorsa, durup düşünürsünüz... O zaman gerçekleri görürsünüz. Evlilikte bir yanlışlık olduğunu, aslında kadınların mutsuzlaşmasını sağladığını görürsünüz. Eğer kendinize güveniyorsanız, yalnızlığı tek başınıza yaşamayı seçersiniz, tüm sorumlulukları yüklenerek, zorlukları göze alarak. Bence kadınların yapması gereken de bu. Aşk güzel, zor bulunuyor, bulundu mu fazla sorgulanmadan yaşanması gerekiyor ama bir yere kadar! Aşkın sınırları olmalı. Fedakarlık yapılmalı ama düzeni bozacak, hayatı alt üst edecek değişiklikler için birkaç kez düşünülmeli. Sonradan pişman olmamak ve çok geç kalmamak adına iyice düşünülmeli. Yine de aşk deniyorsa, sonuca katlanılmalı. Aşk evliliği yapan ve aşkı korumak uğruna evliliğini sona erdiren, eski kocasıyla dostluğunu koruyan ve bu konuda öncü olan Sibel'in güzel ama hüzünlü aşk hikayesi yarın elmax'ta...
|