|
|
|
|
|
Grichting Yalanı
|
|
Olaylı İsviçre maçının üzerinden aylar geçti. Ve karar geçen hafta açıklandı. Acı veren, Türk futbolunun önünü kesen ve 2008 umutlarımızı zora sokan tamamen siyasi bir karar. Araştırmalarımız bu karara iki önemli ve ciddi eksikliğin yol açtığını gösteriyor. Biri; "Organize işler." Yani İsviçre takımının havaalanında taciz edilmesini, pasaport kuyruğunda makul süreden fazla beklemelerini ve Tophane'de yumurta yağmuruna tutulmasını FIFA sistemli ve organize bir eylem olarak değerlendirdi. Bu karar, tartışılabilir. Ama ikinci bir karar var ki, bu daha da çok tartışılmalı. Başımızı derde sokan ikinci olay İsviçreli yedek oyuncu Grichting'e atılan tekmenin "faili meçhul" kalması. FIFA diyor ki, "Spor sahasında ve koridorlarda bir oyuncuya yapılan anti sportif bir eylem faili meçhul kalırsa ceza çok büyük olur." Şimdi sormak lazım: Acaba Grichting'e gerçekten tekme atıldı mı? Zira gerek FIFA Tahkim Kurulu'nda gerekse Lozan'daki CAS Mahkemesi'nde Türk tarafının kullanabileceği önemli bir Grichting çelişkisi mevcut. Grichting karşılaşmanın iki gözlemcisine kendisine sarı yelekli birkaç güvenlik elemanının vurduğunu söylüyor. İngiliz gözlemci Hutchkins ve Polonyalı Lieskievicz FIFA'ya gönderdikleri raporlarda tekmeleme olayını görmediklerini ama hayalarına tekme atıldığını iddia eden Grichting'in beyanına göre tekmenin sarı üniformalı güvenlikçiler tarafından atıldığını söylüyorlar. Ama ne tuhaf ki aynı Grichting, Zürih'te FIFA Disiplin Kurulu'ndaki ifadesinde soyunma odasına giderken tekmelendiğini ve arkasını döndüğünde kalabalık bir grup olduğunu ve vuranı teşhis edemediğini açıklıyor. Üstelik üzerinde yedek olduğu için neredeyse dizlerine kadar uzanan kalın bir spor anorağı mevcut. Tüm bu şartları değerlendirdiğimizde gerek Grichting'in giydiği parka, gerekse verdiği çelişkili ifadeler olayı lehimize çevirebilir. Bir de bunların üzerine Pazartesi gecesi SANTRA programında konuşan sürpriz tanık, Sivasspor yöneticisi Ahmet Çelebi'nin ifadeleri eklenince Grichting olayı çürümüş durumdadır. Çelebi kendisinin akredite olup olaylarda koridorlarda bulunduğunu ve yaşanan arbede sırasında demir korkulukların devrilip Grichting'in bacaklarının arasına girdiğini, yaralanmanın bu şekilde olabileceğini anlattı. Tüm bu gelişmeler, çelişkiler ve yeni tanıklar neticesinde FIFA Tahkim Kurulu'nda mücadelemiz daha da güçlenebilir. Son sözümüz gözlemciler ve FIFA'nın ciddiyetsizliğine.. Her iki gözlemci de Grichting'in beyanını esas alarak faturayı güvenlik elemanları üzerinden Türkiye Futbol Federasyonu'na faili meçhul olarak kesmişler. Ama ne yazık ki FIFA Disiplin Kurulu, İstanbul'da "Bana sarı gömlekliler vurdu" diyen Grichting'in Zürih'teki "Bana arkamdan vuranı görmedim" demesindeki çelişkiyi Türkiye lehine değerlendirmemiş. Hiç kimse Grichting'e "Kardeşim sen İstanbul'da başka, burada başka konuşuyorsun" dememiş. Peki bizim kusurumuz yok mu? Tabii ki var. FIFA, koridorlardaki görüntünün tümünün video kaydını istemiş. Bizimkiler makaslanmış bir kısa metraj göndermiş. Adeta adamların ekmeklerine yağ sürülmek için. Artık temel hedef cezaları azaltmak olmalıdır. Mücadele; oyuncuların aldıkları cezaları değil, takımın aldığı cezayı azaltmak yönünde olmalıdır. İsviçre'nin bu konudaki "En çakal avukatları" tutulmalıdır. Yoksa babadan kalma usullerle gidersek korkarım daha çok tokat yeriz.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|