Trabzon'u geri istiyorum
Kastamonu'da doğdum.. Şu an İstanbul'da ikametgah ediyorum. Hayatımın en güzel, anlamlı ve de değerli yıllarını futbolcu olduğum Trabzon'da yaşadım. Futbolu da bu şehirde bıraktım. İzleri, bağları, o denli zengindi ki kopamadım . Büyüsü, sihiri beni de etkiledi. Daha sonra spor yazarı oldum. Üç İstanbul'un yazarlarına inat ben de bordo mavili formaya kravat taktım!.. 15 yıldır bu takımın peşinde dolaşıyorum. Ayda en az iki kez Trabzon'a gidiyorum. Yazlar, bayramlar bir yana! Dolayısıyla kendimi Trabzon'da doğan kadar Trabzonlu hissediyorum. Gökdeniz ve Fatih olaylarından sonra işte bu İskender diyor ki... Bu kenti geldiği noktada tanımakta güçlük çeken ben ve bir rüyadan uyanma ifadesi... Hiçbir şey aniden gelişmedi. Buralara adım adım gelindi. Bunun tahlili gerekiyor... Futbol bizim dönemimizde büyük bir sektör değildi. Şimdi bacasız sanayi.. Dün bizden harçlık isteniyordu. Bugün haraç! Bizim dönemimizde işsizlik ve gelir dağılımdaki eşitsizlik bu denli uç noktalarda değildi . Harçlık isteyen garibandı. Şimdi haraç isteyen organize suç çeteleri... Bunu bugünkü futbolcuların bizlerden daha çok kazanmaları anlamında değil, bugünkü kazançsızların, işsizlerin dünden daha çok olmaları yönünde değerlendirmek gerekiyor. Trabzon, bana bir dünya kenti.. İmparatorluklara başkent olan, Rum, Osmanlı, Türk kültürlerini yaşayan, İpek yoluna kaynak sağlayan, içerde Doğu'ya dışarda Kafkasya'ya kapı olan, limanı, havaalanı ile bir dünya kenti... Gelin görünki yatırım anlamında da bir dünya fukarası. . Trabzonspor'a Şekerspor'dan 25 yıl önce geldim. O yıllarda tanjant yolu ismini duymuştum. Bu yol geçen yıl açıldı. Başka yatırım duymadım, görmedim!.. Yatırımı, üretimi olmayan bir şehir işsizsi de yaratır. İşsiz ise potansiyel suçlu olur. Pusuda bekler. Yatırımsız, üretimsiz kentin, düşen esnafını bekler, çekini senedini bekler. Rus aleminin sonuçlarını biçer, insan ticaretini belirler.. Giderek gözüne kestirdiğinden haraç ister, ama alamazsa kurşunlar, uzmanlaşır, meslek olur mafyalaşır.. Dolayısıyla halkı sindirmişse eğer kenti kuşatır, işgal eder. Asaşiş güçleri mi? Eğer onlar bildiğim yetmezliklerine karşın görevlerini yapsa bu olaylar yarı yarıya azalırdı. Hakim ve savcılar mı? Aynı şeyleri düşünüyorum. Gökdeniz ve Fatih'in hikayesi işte bundan ibaret! Son söz: 25 yıl önce geldiğim Trabzon'u geri verin!
|