Sevgililer Günü'ne kılım
* ERKEK: Sevgilim bizim için kötü bir yıldı (Sen yine zayıflayamadın, yemek pişirmeyi öğrenemedin, işte de yükselemedin, ayrıca ben hâlâ mükemmelim). Ayrıca biliyorum bazı hatalarım oldu. (Tam olarak üç tane hatam oldu. Ama allahtan sen sadece ofiste takıldığım sarışını biliyorsun. Bir daha elektronik posta adresime senin bulabileceğin bir şifre koyan aha da böyle olsun.) Ama bugünden itibaren (Yaa, bugün fazla ani oldu sanırım gelecek pazartesinden itibaren) yepyeni bir erkek olacağım. Hayatımız birdenbire değişecek. (Sanırım benimkinin arka masasında oturan uzun saçlı gözlüklü kız benden hoşlandı!) Bir daha benim hata yaptığımı göremeyeceksin. (Evet aşkım, kendime senin bulamayacağın bir elektronik posta hesabı açacağım ve senin bilmediğin diğer cep telefonumu da geceleri ofiste bırakacağım.) Sen benim hayatımın kadınısın. (Eminsiniz değil mi; yalan söyleyerek ölmüş bir yiğit henüz tarihte görülmedi değil mi?)
* KADIN: Canım benim... Bebeğimmm... (Banu Alkan tonlaması ve vurgusu ile) Yaptığın hata gerçekten bizi çok sarstı. Ama ben affetmeyi bilen bir kadınım. (Hadi len. Neyi affediyormuşum? Sen şırfıntılarla gez, her haltı ye sonra o yavru köpek bakışını takınıp sabaha kadar yalvar. Ayrıca yanlış hatırlıyorsun, üç değil dört kadınla oynaştın geçen yıl. Tatile gittiğimizde diskoda gizlice telefonunu verdiğin kızı unuttun sanırım tatlım!) İlişkimizin senin yaşadığın o saçma şeyden çok daha derin, kalıcı ve senin için önemli olduğunu biliyorum. (Biliyorum tüm bu söylediklerime ben bile inanmıyorum. Ama şimdi ayrıl, kavga et, günlerce ağla, sonra aylarca yeni birinin çıkmasını bekle, sonra arada buna geri dön. Ayy hiç uğraşasım yok. En azından bunun tüm numaralarını öğrendim.) Kimseyi senin gibi sevemem ben birtanem. (Ama geçen yıl sen iki günlüğüne Ankara'ya gittiğinde barda tanıştığım çocuk senden daha iyi sevişiyordu. Yanlış anlama bebeğimmm; o sadece cinsellikti!)
***
* ERKEK: Bir tanem; gözlerin bu gece daha parlak bakıyor. Ama ben bu parıltı altında eziliyorum. Seni aldattığım için daha da üzülüyorum. (Üzülmüş numarası yapmak da ne zormuş. Çaktırmadan gözüme parmağımı soksam da bir iki damla gözyaşı olayına girsem. Ulan bir de keşke sağ tarafa otursaymışım, arka taraftaki kız oradan daha bi net görünüyor.)
* KADIN: Bilmem ki aşkım, gözlerim senin gözlerine değince hala kıvılcımlar çıkıyor sanırım. (Seksi gülümseme) (Hayvan, arka taraftaki kızı kesmekten gözümde mavi lens olduğunu fark etmedi. Bak ben şimdi biraz daha böyle sağa uzanırsam, o kızı görmek için periskopa ihtiyacın olur. Artık şu hediye faslına geçsek diyorum.)
***
* ERKEK: Ben çok şanslı bir öküzüm! Hayır itiraz etme öyleyim. (Ulan itiraz bile etmiyor. Şimdi öyle bir manevra yapmalıyım ki, hediyeyi verip, evlenme teklifi yapmadan olay yerini terk etmeliyim.) Umarım bu küçük hediye beni biraz affettirir meleğim. Nazlı çiçeğim, güzel böceğim... Ben seni var ya...
* KADIN: Aşkım, bitanem, beni sevmen en büyük hediye. (Amanın bu da ne galiba yüzük geldi bu kez. Ayy pırlanta mı acaba? Bir an evvel açayım. Kahretsin küpe almış. Üstelik 14 ayar. Hayvan! Yine evlilik teklif etmeyecek!)
* ERKEK: (Evet başlıyoruz) Ahh aşkım; karnıma korkunç bir ağrı girdi. Ambulans çağır meleğim, galiba ölüyorum.
* KADIN: (Kısa ve öz) GEBER!
|