| |
|
|
İşte tiyatro bu.. Buram buram.. Sımsıcak!..
İşinizi gücünüzü bırakın, hemen, şu an telefona sarılın.. 0 212 216 40 70!.. Ya da bilgisayara girin.. www.tiyatroistanbul.com. Kendinize, sevdiklerinize yer ayırtın ve ilk fırsatta Profilo'ya koşun.. Hayatınızda hiç tiyatro seyretmemiş, bu sanata hiç ilgi duymamış, hatta nefret etmiş olsanız bile koşun ve görün.. Tiyatro nedir, buram buram, sımsıcak tiyatro nedir, bir gece nasıl böyle güzel, böyle keyifli, böyle neşeli, ama böyle duygulu, böyle gözleri yaşlı geçirilir görün.. Gider, görür ve eğer bu dediklerimde bir zerre abartı bulursanız hiç çekinmeden bana gelin ve ödediğiniz tüm bilet paralarını benden alın.. O kadar iddialıyım bu defa.. Çünkü ben, Cüneyt Gökçer, Devlet Tiyatroları'nın başından ayrıldığı günden beri, yani nerdeyse 25-30 yıldır böylesine "Tiyatro" görmedim.. Oyun çok güzel yazılmış.. Harika denecek bir Türkçe ile çevrilmiş.. Olağanüstü yönetilmiş ve muhteşem oynanıyor.. Daha iyisi olamaz.. Oyunu dünyaya sunan Paris temsilini, Alain Delon'lu ekibi görmeden söylüyorum bunu.. Rahatça söylüyorum, çünkü Tiyatro'yu biliyorum.. Ve biliyorum ki, bundan daha iyisi olamaz..
Oyunun sonunda Berna Laçin'in eşine rastladım ve dedim ki, "Ben senin yerinde olsam, karımı derhal bu oyundan çekerim.. Bu oyunu seyredip de Berna'ya âşık olmayacak erkek dünyada yok!.." O nasıl oyunculuktur Berna?.. O ne şirinlik, ne tatlılık, ne güzellik, ne dişilik, ne sahneye yakışmadır?.. Karısı ve küçük oğlunu kayağa göndermiş adam, eve dönmeden önce bir bara uğrar. Orada kendisine gülümseyen bir genç kadınla tanışır ve alır eve getirir.. Berna işte bu eve getirilen genç kadını oynuyor.. Sürprizlerle dolu bir kadın bu.. Durmadan değişen tiplere giriyor.. Zor, çok zor rol.. Ama nasıl altından kalkıyor, nasıl yaşıyor?.. Gülerken, ağlarken, güldürür, ağlatırken.. Orta yaşı da aşmış, bana yaklaşmış erkekte Cihan Ünal var.. Türk tiyatrosunun en güçlü oyuncularından.. Altından kalkmadığı rol yok. Yeteneği büyük, temeli de sağlam.. Burada da gene seyrine doyulmaz bir Cihan çıkmış sahneye.. Dönme Dolap'ı Gencay Hanım (Gürün) Paris'te görmüş, bayılmış, almış getirmiş. Çevirmiş, sahneye koymuş.. Hepsi harika.. Türk tiyatrosunun Gencay Hanım'a borcu büyük.. Heykeli dikilmeli.. Bu yıl Afife Jale Ödülleri'ni merakla bekleyeceğim.. Bu Gencay Gürün'ü, bu Berna'yı, bu Cihan'ı atlarlarsa, kaybeden ödülün imajı olur, peşin söyleyeyim..
Oyunda güzel laflar da var.. "Ev senin mi" diyor kadın.. Erkek yanıtlıyor.. "Hayır.. Ben sahip olmayı sevmem.. Sahip olmak özgürlüğü kaybettirir. Özgürlük sahip olmamaktır. Sahip olacak güçte olacaksın ama.." Oturun düşünün bakalım.. İyi düşünün.. Bir yerde genç kadınla erkek arasındaki büyük yaş farkı konuşuluyor.. Fark açıldıkça, erkek arayı maddi gücü, serveti ile doldurmaya çalışır.. Kadını serveti ile etkilemeye çalışır, diyorlar.. Ucu fena halde bana dokunuyor, ama doğru değil mi, genelde?.. Şöyle magazin sayfalarına bir bakın..
Gencay Hanım herkesten rica etti.. "Ne olur oyunun sonunu söylemeyin kimselere.." Başından sonuna sürprizlerle gidiyor, Eric Assous'nun Dönme Dolap'ı.. Ama en müthiş, en çarpıcı sürpriz finalde gerçekten!.. Ailenize, sevdiklerinize bir sürprizi siz yapın.. Alın götürün onları.. Bindirin Dönme Dolap'a!..
|