|
|
Ceza mı, husumet mi?
7 Şubat Salı akşamı İstanbul'un kara teslim olduğu "kötü gün" ile Zürih'ten gelen FIFA'nın "kötü kararı" çakıştı. Vicdan sınırlarını zorlayan, "Türkiye aleyhtarı" bu karar hiç de adaletli olmadı. Utanın yahu, hem 6 maç ceza vereceksiniz, hem tarafsız sahada oynatacaksınız, hem de seyirci almayacaksınız. Futbolculara verilen cezalardan vazgeçtik, bu Türk Milleti'ne verilmiş tam 3 ön yargılı "ağır cezadır!" Başka bir pencereden; uygar ve adaletli FIFA, "maç sonrası basit bir hatadan" 3 AĞIR CEZA vermiştir. Buna "1 kuzudan 3 post" çıkarmak denir ki, "Engizisyon Mahkemesi" kararları kadar ağırdır! Yine bu karar 2008'de Türkiye'nin FIFA'ca istenmediğinin işaretidir. Hayret Türkiye AB mücadelesinde bile bu denli dışlanmamıştır! Gelelim Türkiye adına temsil ve savunma makamını işgal edip ekranda boy gösterenlere!.. Beyler hepiniz başarısızsınız. Hani FIFA'dan büyük ceza çıkmazdı! Hani 2 ya da 3 "tarafsız saha" dan başka ceza verilmezdi!.. Palavra ve TV'lerde görüntü çok, icraat yok!.. Evet yetkili olup karar öncesi fikir beyan eden "futbol ulemalarının" hepsi yanılmıştır. Yanılmayan tek kişi Emre Belözoğlu'dur! Karar öncesi ne demişti Belözoğlu; "FIFA Zidane ve benzeri futbolcuları iki defa ifadeye çağıramazdı. Bu da her konuda olduğu gibi futbolda da iyi temsil edilmediğimizin örneğidir!.."
|