| |
|
|
İlk adımın değerini bilebilmek..
Pazar sabahları, daha doğrusu öğle üzerleri Salomanje'de kahvaltı bir gelenek haline geldi.. Bizim ekip toplanıp Erol Kaynar'ın başına çöküyoruz. Harika bir kahvaltı yapıyoruz.. Bol neşe ile.. Kahvaltı yalnız.. Brunch falan değil.. Halis muhlis Türk Kahvaltısı.. Ayşegül farkı ile.. Televizyonlarda çıldırdığım klişe laf bu.. Bilmemne kanalı farkı ile.. Maçı yabancı bir TV'den alıp aynen yayınlarken hangi kuşu konduruyorlarsa, fark o.. Aslında fark mark yok. Televizyonlarımız çok yaratıcı ya.. Birinin dediğini aynen sen de de.. Birinin yaptığını aynen sen de yap.. Ama burada Ayşegül farkı belli.. O Türkiye'nin en güzel mantısı, burada nasıl farklı ise bu kahvaltı da öyle.. Bizim masa girişin sağı, boydan boya. Burası yolu gördüğü için bulvar kafesi gibi.. En kıymetli masalar.. Bizim masalar ve karşısı.. Geçen hafta baktım, karşısı bomboş.. Ferdi vahit yok.. Üç saat boyunca da kimse gelip oturmadı.. Öbür masalar nöbetleşe servis değiştirirken.. "Mayın mı döşedin oraya" dedim.. "Orası sigara içilmez masalar" dedi, Erol.. Nişantaşı'nın en popüler kafesinin, en popüler masalarında, popülasyon yok, olacak şey mi?.. Olacak şeydir.. Kapalı yerlerde sigara ile mücadele dünyanın her yerinde böyle başladı.. Minik adımlarla.. Uçakları hatırlayın.. Önde üç sıraydı, sigara içilmez yerler.. Amerika'da yakından izledim.. Birkaç masa ayrılırdı, sigara içmeyenlere.. Otellerde birkaç oda.. Sonra büyüdü buralar.. Uçakların tamamını kapladı. Restoranların da.. Otellerde önce sigara içilmez katlar oluştu, sonra tüm otel sigara içilmez oldu.. Neye göre?.. Talebe.. İnsanlar daha çok sigara içilmez yer isteyince, onlara daha çok yer ayrıldı.. Hayır, sandığınız gibi emir yukardan gelmedi.. Evet!.. Yasalar çıktı.. Ama halk istediği için.. Seçilmek için halkın oyuna muhtaç siyasiler bu isteğe uydular sadece..
Önceleri sigara içilmeyen masalar boş kalırdı, özellikle lüks restoranlarda.. Adam kelle başı 150-200 dolar hesap ödüyor.. Yemekten sonra purosunu üfleyecek büyük keyifle.. Gidip sigarasız yere oturur mu?.. Oturdu.. Giderek oturdu.. Gözümle gördüm.. Jimmy's mi, ne?.. Los Angeles'ın en pahalı restoranlarından.. Necdet Ağabey (Çobanlı) davet etti, 1994 Dünya Kupası sırasında.. Gittik.. Kapıdan girerken, oto parkta dikkatimi çekti. Tuvaletli hanımlar ve smokinli beyler arabaların arasında bir iki nefes sigara çekip içeri koşuyorlar, lise öğrencileri gibi.. İçeri girdik.. Sigara içilen masalar var, bir köşede.. Bomboş.. Bre aman.. Sigaralı masa boş. Bunlar sigarasızda oturup, oto parkta nefes çekiyorlar, ne iş?.. Az sonra gördüm. Dört beş kişi geldi, bir sigaralı masaya.. Restoranın geri kalanının onlara bakışı.. İğrenerek, tiksinerek, acıyarak.. Hani yanınızda pespaye biri çökmüş koluna eroin şırınga ediyor, nasıl bakarsanız öyle.. O bakışlar altında oturup yemek yemek mümkün değil..
Bilmem anlatabildim mi, benim sabırsız dostlarım.. "Şişli atağı fos çıktı" diye başlıklar atan, yazılar yazan kardeşlerim.. Şişli atağı, bu ülkede bir ilk adımdır. Tarih, atılan ilk adımların ardından gelen çığların öyküleri ile doludur. En uzun yürüyüşler, bir adımla başlar.. Şişli bu adımı attı.. Bugün sigara içilmeyen masalar boş.. Yarın, içilenler boş kalacak.. Yukardan emirle, yasakla değil.. Dördüncü Muratçılık oynayarak değil.. Halkın isteklerine kapıyı aralayarak.. O halk ne kadar iterse, o kadar açarak.. Belki yavaş yavaş.. Halk isterse çok daha hızlı.. Halk isterse.. Halkın istemesini kim sağlayacak?.. Kamuoyunu kim oluşturacak?.. "Şişli deneyi fos çıktı" diye yazmayı marifet sayan, medya.. Basın!.. Amerikan halkını, Amerikan medyası yönlendirdi, kısa zamanda.. Basın.. Dördüncü güç!.. Getirin Amerikan medyasını Türkiye'ye.. Seneye tüm Türkiye yerleri dumansız olur.. Emir mi, yasa mı, yasak mı?.. Hepsi halkın baskısı ile gerçekleşir.. Halk istediği için de uyulur.. Şişli'nin bu adımı fevkalade doğru, uygulama fevkalade akıllı, mantıklı, uyumlu ve uygundur!.
|