|
|
Malvarlığı ve kol saati
Susurluk kazasında hayatını kaybeden Hüseyin Kocadağ İstanbul'a yeni atanmıştı. Yunus projesi için gazetenin grafik servisine gidip geliyordu. Yılların usta gazetecisi Ahmet Vardar'a "Düzgün bir adama benziyor" dediğimde bana cevabı şu olmuştu: "Acele etme. Biraz bekle. Saatine, kıyafetlerine dikkat et. Birkaç ay içinde pahalı saat, İtalyan elbise giymeye başlarsa, ne olduğunu anlarsın." Gerçekten de bir süre sonra Hüseyin Kocadağ'da Vardar'ın dediği bu değişimler gerçekleşti. Bu bana verilen en önemli hayat derslerinden biriydi. O günden beri gerek bürokratlar, gerek siyasilerle karşılaştığımda ilk dikkat ettiğim şey, nasıl bir saat taktığı olur. Çünkü, şeytana uymuş bir bürokrat veya siyasi, haksız yolla sağladığı kazancı yurtdışına kaçırıp gizleyebilir. Görev süresi bitene kadar bu paraya dokunmayabilir. Veya oturduğu evi hemen değiştirmez. Değiştireceği ilk şey genelde kol saatidir. AK Parti iktidarı üçüncü yılını tamamladı. Edindiğim ilk izlenim, etkili isimlerin ilk değiştirdiklerinin saatleri olduğu yönünde. Seiko'lar, Nacar'larla işbaşına gelen kadroların kollarında şimdi binlerce dolar değerinde Frank Müller'ler, Ulyess-Nardin'ler göze çarpıyor. Bunların hepsi rüşvettir demiyorum elbette, yılbaşı, bayram, doğum günü hediyeleri söz konusu olabilir. Ancak, yozlaşma dediğiniz şey de bu noktada başlamaz mı? Açıklanan veya açıklanabilecek malvarlıkları sabit kalabilir ama saatler ve giysiler değişmeye başlamışsa iktidar çarpması meydana gelmiş demektir. O nedenle diyorum ki, siz siz olun bir siyasiyle karşılaştığınızda önce koluna bakın. Kolunda malvarlığıyla açıklanamayacak bir saati varsa, bir yanlışın içindedir. Giysileri, ünlü İtalyan markalarına aitse, yine bir yanlışın içindedir. Dost başa düşman ayağa bakar derler, siz bir de kola bakınız.
|