|
|
|
|
|
|
İktidarsız olan erkekler soğuk kadınlar yaratabiliyor
Bir erkekte ereksiyon problemi varsa bir süre sonra onun partneri olan kadında da cinsel isteksizlik görülebilir. Uygulanan tedaviyle erkeğin bu sorunu giderilse bile, kadındaki cinsel problem devam edebilir
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Sungur, iktidarsızlık psikolojisi hakkında merak edilen soruları yanıtladı:
Sizce iktidarsızlık nedir? Ben 'iktidarsızlık' diye bir kelime tanımıyorum, çok yanlış bir kelime... Bunun nedeni toplumda ereksiyon problemi yani sertleşme problemi olanlara da, cinsel ilgi ve istek duymayanlara da, çocuğu olmayanlara da 'iktidarsız' deniliyor. Neyi tanımladığı çok net belli olmayan bir kelime bu. Birbirinden çok farklı durumları anlatmak için hep 'iktidarsız' kelimesi kullanılıyor. O yüzden de iktidarsız denildiğinde çok genel bir kavramdan bahsediyoruz. İktidarsızlık bir etiketleme... Aşağılayıcı bir yanı da var. Bir erkeğin iktidarı, penisinden belli olmaz. Dolayısıyla iktidarsız kelimesini artık kullanmıyoruz. Buna 'sertleşme sorunu' diyoruz.
ÖNCE İLGİ VE İSTEK OLMALI Tam olarak hangi durumu sertleşme sorunu olarak yorumluyorsunuz? Cinsellik birtakım aşamalardan geçiyor. Her cinsel aktivitenin tamamlanması gerekmiyor. Ama tamamlanmış bir cinsel aktivite, bazı aşamalardan geçiyor. Önce ilgi ve istek olması gerekiyor. Ardından bir uyarılma ve bunu takiben de bir orgazm olmalı... 'Cinsel işlev bozuklukları' dediğimiz zaman; bu tamamlanmış cinsel aktivitenin normal aşamalarından birinde ya da birkaçında ortaya çıkan bozukluklardır. Sertleşme sorunu bir uyarılma problemi oluyor. Ancak bunun hemen bir uyarılma sorunu olduğunu düşünmemeliyiz. Bazıları ilgi ve istek sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Tedavinin çatısı, sertleşme problemi üzerine kurulursa; bu tedavinin başarıya ulaşması biraz zor. İnsanlar sertleşme problemi diye gelir, halbuki ilgi ve istek sorunu yaşıyorlardır.
Sizce sertleşme sorunu yaşayan biri, ne zaman doktora gitmelidir? Ereksiyon sorunu diye bir sorundan söz edebilmek için; sorunun inatçı ve tekrarlayıcı bir şekilde devam ediyor olması gerekir. Ereksiyon sorunu dediğimiz zaman; cinsel aktiviteyi tamamlamak için gerekli sertleşmenin oluşturulmasında ya da sürdürülmesinde ortaya çıkan inatçı ve tekrarlayıcı yetersizliği kastederiz. Ya ereksiyon hiç oluşmaz ya da oluşan ereksiyon çabuk kaybolur. Bu ereksiyon problemini yaşamının bir bölümünde en az bir ya da iki kez yaşayanların oranı yüzde 75'lere varıyor. Bunu bir ya da iki kez yaşamış olmak, her zaman bir sorun olduğunu göstermez. Bütün bunların bize gösterdiği şey; 'hemen bir problemden bahsetmemiz doğru olmayabilir'dir.
Ne kadar süre bu sorun tekrarlanırsa artık doktor yardımına ihtiyaç duyulmalı? Bu problem inatçı ve tekrarlayıcı bir şekilde olmadığı taktirde biz bir sorundan bahsetmiyoruz. Bir kere-iki kere, üç ay ya da altı ay diye bir süreye bağlayamayız. Sürekli olarak ereksiyonu oluşturmakta ve devam ettirmekte problem varsa bu durum 'sorun oluşmuş' demektir. Bu insanlar ilişkiye giremedikleri zaman iki-üç kere deniyorlar ve sonra da bu sorunla yüz yüze gelmemek için denemiyorlar. Hangi erkek altı kere denedi de olmadı? Gerçek yaşamda bu insanlar, ard arda başarısız oldukları için giderek umutsuzluk ve çaresizlik duygusu yaşadıklarından, artık ilişkiyi denemiyorlar. O yüzden 'şu kadar süre sonra' diyemeyiz. Cinselliğe dair pek çok yanlış inanış var. 'Erkek her koşulda her yerde cinselliği hazırdır' fikri de bunlardan biridir. Bunu yapamayan erkek, kendini iktidarsız olarak algılıyor.
Erkeklerin cinsel sorunlarının başında sertleşme problemi mi geliyor? Sertleşme problemi nedeniyle doktora çok başvuruluyor olması,toplumda en fazla bu sorunun görüldüğünü göstermez. Türk erkekleri en fazla iktidarsızlık nedeniyle doktora başvururlar. Ancak en fazla görülen cinsel sorun aslında; erken boşalmadır. Bunun nedeni; erkeklerin erken boşalma sorunu başladıktan 10-15 yıl sonra doktora gitmeleri... Çünkü erken boşalma sorunu gençlikte hatta çoğu kez ergenlikte başlıyor. Bu kişiler sonra evleniyorlar ve bu erken boşalma sorununu; deneyimsiz ve bilgi donanımı anlamında da yetersiz olduklarından normal olarak algılıyor. Yıllar sonra erkeğin hekime başvurma nedenini kadın öğreniyor ve 'bu iş yürümüyor', 'bunun için tedavi almalısın' diyor. İkinci neden ise karısı bununla yaşamayı öğreniyor oluyor ama yeni sevgilisi bununla yaşamak istemiyor.
MUTLAKA PSİKOLOJİKTİR Sertleşme problemi daha çok psikolojik mi? Her organik nedene psikolojik bir neden eşlik eder. Sadece bir vaka psikolojik olabilir ama sadece organik olamaz. Çünkü bunun üzerine psikolojik etkenler de eklenecektir. Dolayısıyla ben ayırım yaparken organik ya da psikolojik demiyorum. Ya tamamen psikolojik ya da organik artı psikolojik... Artık bu ayrımlar çok gerilerde kaldı. İlaç dünyası açısından bakarsanız psikolojik de olsa, organik de olsa aynı ilaçlar kullanılıyor. İkincisi eskiden damarsal bozuklukta damarlara çok müdahale edilirdi artık hemen hemen hiç yapılmıyor. Böyle bir ayrımın kimseye bir faydası yok. Değişik branşlardan hekimlerin birlikte işbirliği yapabilmesi önemli. Organik bir neden bulunmadığı zaman sorunun psikolojik olduğu düşünülür. Halbuki elimizdeki teknoloji henüz organik nedeni saptamaya yetmiyor. Organik yada fonksiyonel biz tedaviyi bir arada yapıyoruz. Ürologlar da psikiyatristler de aynı ilaçları kullanıyor. Biz ürologlardan farklı olarak seks terapisi teknikleri kullanıyoruz. Karı kocaya birlikte ödevler veriyoruz.
|
|
|
|
|
|
|
|
|