Milliyetçiler buhar mı oldu?
TNS-PİAR, Aralık 2005 dönemine ilişkin seçim anketi sonuçlarını açıkladı. Araştırma, 3 Kasım 2002'nin üzerinden geçen üç yıldan fazla sürenin AK Parti'yi daha güçlendirdiğini, muhalefet partilerinin (CHP hariç) baraj sınırına bile gelemediğini ortaya koydu. Her anket, yapıldığı dönemin ruh ve duygu halini belirler elbet. Kimse, anket sonuçlarına bakarak 2 yıllık bir zaman dilimi içinde yapılacak bir seçimin sonuçları hakkında ahkam kesemez. Bu, kamuoyu araştırmalarının sık sık yönlendirme amacıyla kullanıldığı Türkiye için daha fazla geçerli bir gerçek. Bu gerçeği bir kenara bırakırsak, anketin en çarpıcı yönü AK Parti'nin iktidarda olmasına rağmen oylarını yüzde 34.43'ten 39.5'a çıkarması veya CHP'nin yüzde 19.41'den 14.1'e gerilemesi değil. Çünkü halkın önemli bir bölümünün, özellikle liderlerin kayıkçı kavgasından bıkan bölümünün, istikrardan memnun olduğu, geleceğe hala umutla bakma eğiliminde olduğu gerçek. Ayrıca, CHP dahil muhalefetin gerçekçi bir alternatif yaratamadığı da bir başka gerçek. Bütün bunlara rağmen bence anketin çarpıcı yönü "milliyetçi oy" tabanının neredeyse yok olma noktasına gelmiş olması. 3 Kasım 2002 seçimlerinde "saldırgan bir milliyetçi" politika izleyen Cem Uzan'ın Genç Partisi 2 milyon 284 bin 644 kişinin oyunu alarak yüzde 7.25'lik bir oy elde etmiş. Bahçeli'nin yönetimindeki Milliyetçi Hareket Partisi, Uzan'ın bu hamlesi sonucu barajı aşamamış ve 2 milyon 629 bin 808 seçmenin oyunu alarak yüzde 8.35'lik oy oranı tutturmuştu. Şimdi, aradan geçen zaman zarfında meydana gelen olaylar sonucu Uzan'ın Genç Partisi yok olma noktasına gelmiş. Ankette yüzde 1.7 oy alması bile bence büyük başarı. Burada sorulması gereken Genç Parti'den kaçan yaklaşık yüzde 6'lık oy ile MHP'den kaçan yüzde 2.5'lik, yani toplam yüzde 8.5'lik oyun nereye gittiği? Kuzey Irak'ta Türk askerlerinin başına çuval geçirilmesi, Avrupa Birliği ile yaşanan krizler, Orhan Pamuk olayı, Ermeni Konferansı gibi gelişmelerin milliyetçi dalgayı yükselttiği bir gerçek. Anti-Amerikan damarı yakalayarak milliyetçilik kozuna oynayan "Kurtlar Vadisi" filminin gördüğü ilgi de ortada. Ayrıca, yapılan diğer kamuoyu yoklamaları Avrupa Birliği'ne desteğin de hızlı bir şekilde eridiğini ve yüzde 50-60'lar seviyesine geldiğini gösteriyor. Ülkede ve bölgede böylesine hızlı değişimlerin yaşandığı, Kürt sorununun gündemede geldiği, bölünme korkusunun kışkırtıldığı bir dönemde milliyetçi dalganın yükselmesi kaçınılmaz bir durum. Bu nedenle, yükseldiği çıplak gözle bile gözlemlenen bu gerçeğin kamuoyu araştırmalarına yansımaması çarpıcı bir durum. Bu oyların "kararsızlar" içinde olduğunu söylemek zor. Çünkü geçmiş deneyimlerden biliyoruz ki, "kararsızlar" aslında iktidara oy verme eğiliminde olan ama bunu açıkça söylemekten çekinen insanlardan oluşuyor. Milliyetçilik ise tepkisel bir duruş da içeriyor. O yüzden, milliyetçi duruşu, tercihi olan bir kimsenin bunu açıkça ortaya koyması beklenir. Bütün bu nedenlerle, ankette milliyetçi partilerin de geriliyor olması sonucu çıkması benim için şaşırtıcı oldu. Anketin sonuçlarına göre, milliyetçi tepki aslında sağlam bir tabanı olmayan, giderek mevzii kaybeden ve bazı güçlerce organize edilip güçlü gösterilmeye çalışılan bir tepki. Peki ama o zaman "Çılgın Türkler" nasıl bu kadar sattı?
|