| |
|
|
Hıncal abi takımı gezmeye götür!..
Her gazetede üç aşağı beş yukarı aynıdır. Yazı işlerinin, özellikle de ikindi toplantıları gergin geçer. Her boydan, her cüsseden toplantı sakini gayetle tedirgin, elektrik yüklüdür. Yarınki nüshanın sabahtan çatılmış iskeletine kan can verme anlarıdır o anlar. Bir nevi kolektif doğum sancısı diyelim.
İyi gazete yapmak İstisna günler de vardır elbet. Çünkü parıltılı, kuvvetli işler art arda düşmüştür masaya. O zaman "Sofi'nin seçimi" filmine rahmet okutan durumlar belirir. Hepsi birbirinden kıymetli haberlerden hangisine kıyıp da, sayfa 1'den görmeyeceksin sorusu çöker gazeteci böğürlere. Diğer yandan da, yarına iyi gazete yapacak olmanın coşkusuyla pırpır eder yürekler.
Çocuklar gibi şendik Geçtiğimiz gün de öyle bir gündü işte. Cuma ikindisinde yapılan toplantıda gerginliğin esamisi okunmuyordu. Masaya gelmiş öyle işler vardı ki, cumartesinin gazetesi özel ve güzel haberlerle dopdolu olacaktı besbelli. Herkes şen şakrak, herkes güler oynar vaziyetteydi. Taç giyme töreni Haber Merkezimizin çiçeği burnunda müdürü Özay Şendir; 'Trabzongate' başlığını akıl edip, Merkez Haber Ajansımızın cevval muhabirleri Ahu Bozlar ve Ferit Zengin'in harika haberlerine taç giydirdi. Ardından Şenol Baştakar'ın "Erbakan Evlendi" haberi gümbürdetti ortalığı.
Prim yaz Ramo! Söyleşilerde "Muhabirlik eskisi gibi çok önemli olacak" diyen Fatih Altaylı bunun lafta kalmayacağının kanıtlar gibi; "Prim yaz çocuklara Ramazan" talimatı verdi.
Kadayıf olur valla Şimdi Hıncal Uluç ustadan da bir ricam var. Muhabir arkadaşlarımızın bir biri peşi sıra; özel ve büyük haberler atlatıp patlattığını sanırım gururla, keyifle izliyorsun abi. O zaman bir güzellik yap, gençleri toplu halde bir akşam yemeğine davet et. Yemekten sonra; "İşte böyle olmalıyız" dersen, tatlı matlı da istemez. O laf kaymaklı kadayıf yerine geçer. Ne dersin abi? Mekanı ben ayarlayayım mı?
|