Hamburger ambalajının üzerine kalori ve yağ oranı yazacak kadar sağlıklı yaşama kilitlenen McDonald's'ın CEO'su Skinner, "2005'te dünya genelinde yüzde 5.7 büyüdük, hiçbir şey büyümemizi durduramaz" dedi.
Kızarmış patates, mayonez ve ketçap gibi ilk bakışta sağlığa pek de yararlı olmayan gıdaların ön planda olduğu bir restoran zincirinin yani dünya devi McDonald's'ın yöneticilerinden üç gün boyunca üstelik sabah 09.00'dan akşam yemeği de dahil gece 23.00'lere kadar sağlıklı yaşam konusunu dinlediğimi anlatmaya başlayınca kim şaşırmayacak ki? McDonald's, 40 ülkeden 40 gazeteciyi ABD'nin Şikago kenti yakınlarında yeralan Oak Brook'taki şirket genel merkezine davet etti. Türkiye'yi temsilen katıldığım bu toplantılarda, başta McDonald's'ın en tepe yöneticisi Başkan Yardımcısı ve CEO Jim Skinner ve iki numaralı üst düzey yönetici Mike Roberts olmak üzere 20'ye yakın yönetici, McDonald's'taki değişimi, şirketin yeni imaj kampanyasını, yakın gelecek hedeflerini bizlerle paylaştı ve yüzlerce soruya olabildiğinde net cevaplar vererek şeffaflık ve 'açık kapı' politikasına ne kadar inandıklarını göstermeye çalıştı.
OBEZİTE DUYARLILIĞI Özellikle ABD'nin en önemli sorunlarından biri olan obezite yani şişmanlık konusunda suçlu arandığında, parmaklar genelde hep hızlı hazır yemek restoran zincirlerini ve başta da McDonald's'ı gösterir. McDonald's yöneticileri işte en çok bundan şikayet ediyor ve, "Hayır bizim suçumuz yok, biz herkese sayısız seçenek sunuyoruz. Üstelik de menümüzü salata, meyve ve yoğurt ile zenginleştirdik" diyerek kendilerini savunuyor. İşte McDonald'staki üç günün özeti bu cümlede saklı aslında. CEO Jim Skinner'ın konuşmasının yüzde 80'ni sağlıklı yaşam, dengeli beslenme ve egzersiz yapmanın önemine aitti. 14 ay önce McDonald's'taki en önemli koltuğa oturan Skinner, 10 yıl orduda görev aldıktan sonra özel sektöre geçmiş ve McDonald's'ta en tepe yöneticiliğe kadar terfi etmiş. Konuşmasında, McDonald's'ın tüm dünyadaki satışlarının yüzde 5.6 arttığını ve her gün 50 milyon kişiye hizmet verdiklerini anlatan Skinner, "2005 bizim için güzel bir yıldı, 2006 çok daha güzel geçecek" diyerek hiçbir şeyin McDonald's'ın yükselişini engelleyemeyeceğini vurgulamaya çalışıyordu. 118 ülkede faaliyet gösteren McDonald's'ı Oak Brook'tan yönetmediklerini anlatan Skinner müşterinin taleplerini dinlediklerini ve onlara çok seçenek sunarak dengeli ve aktif yaşamlarına katkı sağlamaya çalıştıklarını anlatıp durdu. Kuşkusuz CEO'nun anlattığı ürün seçenekleri, daha çok salata, meyve ve yoğurttan oluşuyordu. İlginç olan, her ne kadar McDonald's'ta büyümenin hiç durmadığı anlatılıp durulsa da, aslında tüketicinin zoruyla büyük bir değişimin de şirkette yaşandığının, biz basın mensupları tarafından gözlemlenmesiydi. Düşünsenize McDonald's şu anda web sitesinde ve restoranlarda hamburgerle kolanızı koyduğunuz tepsilerin üzerindeki kağıtların arka yüzünde, yemekte olduğunuz ürünlerin ne kadar kalori ve yağ içerdiğini duyurmaya başladı. Jim Skinner toplantılarda bu yıl bir adım daha ileri gideceklerini anlattı. Yani McDonald's bu yılın ikinci yarısından sonra ABD'den başlamak üzere 119 ülkedeki 30 bin restoranında ürün ambalajlarının üzerine de kalori ve yağ oranlarını yazmaya başlayacak. Jim Skinner'ın bu konudaki yorumu ilginçti: "Biz müşteriye ne yiyeceğini söyleyemeyiz. Ama ona seçenek sunarız. Bir insan ayda 90 öğün yemek yiyor. Sadece kahvaltı için 900 bin ayrı seçeneği var. Kimse tüm öğünlerinizde McDonald's yiyin demiyor. Biz bunun yerine müşterimizi bilgiyle donatıyor, kalori ve yağ oranlarını anlatıyor, dengeli beslenin diyoruz."