|
|
|
|
|
|
Gül: Karikatür olayı provakasyondur
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül Kayseri'de Sağlık Bakanı Akdağ'la birlikte, AK Parti teşkilat mensuplarıyla gerçekleştireceği toplantı öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, İslam dünyasında rahatsızlığa yol açan karikatürlere ilişkin, "Bunlar küreselleşen dünyada herkesin birbirini daha iyi anlaması gerekirken, adeta bilinçsiz veya bazıları tarafından bilinçli olarak yapılmış provokasyonlardır" dedi.
Dünyada daha önce de benzer olaylar yaşandığını vurgulayan Gül, şöyle konuştu:
''Tabii ki, basın hürriyeti
her yerde var olmalıdır. Ama şüphesiz ki, herkesin değerlerine saygıdan 'hürriyet var' diye vazgeçilecek diye bir şey yoktur. Bu tür sorumsuzlukları şiddetle kınadık ve yanlış bulduk. Bu tür sorumsuzların muhakkak giderilmesi gerekir.
Bunlar, bugün küreselleşen dünyada herkesin birbirini daha iyi anlaması gerekirken, adeta bilinçsiz veya bazıları tarafından bilinçli provokasyonlardır. Daha önce bu tip olayları dünya yaşadı. Yazılan romanlardan dolayı ne kadar masum insan canını kaybetti, milletler arasında büyük olaylar çıktı. Tarihte buna benzer olaylar vardır.
Bunlar tamamen sorumsuzluk eseridir. Tamamen bugünkü dünyanın görmeme, anlamama işidir. Ümit ediyorum ki bu tür olaylar tekrarlanmaz.'' Türkiye olarak hassasiyetle konuyu takip ettiklerini anlatan Gül, konunun fazla büyümeden kapanmasını ve herkesin yaptığı hatayı görmesini ümit ettiklerini söyledi.
KIBRIS PLANI CİDDİ DEĞERLENDİRİLİYOR
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Türkiye'nin hazırladığı Kıbrıs Planı'nın birçok ülke tarafından ciddi şekilde değerlendirildiğini söyledi.
Gazetecilerin, Alman Hükümeti'nin, Türkiye'nin sunduğu Kıbrıs Planı'nı gözden geçireceğini ifade ettiğini hatırlatmaları üzerine Gül, şunları söyledi:
''Sadece Alman Hükümeti değil birçok hükümet gayet ciddi bir şekilde değerlendiriyor. Her şeyden önce bütün dünya tarafından şu gözükmüş oldu: Türkiye ve Kıbrıs Türkleri, gerçekten uzlaşmak için çözüm bulmak için samimi gayret sarf ediyorlar. Yapılabilecek ne varsa yapılıyor, ama yine de uzlaşma söz konusu olmazsa ondan sonra Türkiye ve Kıbrıs Türklerine dünyanın, AB'nin ve BM'nin Güvenlik Konseyi üyesi ülkelerin söyleyecekleri hiçbir şey kalmayacak. Bu bakımdan gayet ciddi şekilde herkes değerlendiriyor. Bu teklif gayet samimi bulundu.
Ümit ediyorum ki bu teklif uzlaşmaya yol açar. Bu, aslında herkesin siyasi pozisyonunu muhafaza ediyor. Gerek Türkiye gerek Kıbrıs Türkleri ve gerek Rumların siyasi pozisyonlarını muhafaza etmesini de öngörüyor.''
Planın sadece ekonomik işbirliğini geliştirerek güven ortamının hazırlanmasına fırsat verdiğini ifade eden Gül, bu güven ortamının ileride kalıcı çözümü ortaya çıkartabileceğini, bu açıdan herkesin iyi niyetli olarak bakması gerektiğini kaydetti.
Gül, sözlerine şöyle devam etti: ''Samimi olarak şunu görmek istiyoruz: Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs'ın tamamı, Doğu Akdeniz'de bir işbirliği merkezi haline gelebilir. AB içinde ayrı bir sütun oluşturabilir. Nasıl kuzey ve batı ülkeleri var; bu bölge de işbirliğinin ayrı bir alanı haline gelebilir.
Ama bizim bütün iyi niyetli gayretlerimize rağmen herhangi bir karşı adım göremezsek o zaman gayet emin ve kendimize güvenli bir şekilde KKTC'nin daha da güçlendirilmesini bugün nasıl yapıyorsak aynı yolda hiç şaşmadan devam edeceğiz. Ve bütün dünya görecek ki, Ada zaten ayrılmış, bu giderek pekişecek. Bunu bütün dünyanın duymasını isterim.''
KURTLAR VADİSİ IRAK FİLMİ
Gül, gazetecilerin gösterime giren ''Kurtlar Vadisi Irak'' filminin Türkiye'nin ABD ile ilişkilerini etkileyip etkilemeyeceği yönündeki soruları karşısında, filmin ilişkileri etkileyeceğini zannetmediğini ifade etti.
Birçok ülkede de benzer filmlerin yapıldığına dikkati çeken Gül, sözlerini şöyle tamamladı:
''Bu kadar hazırlık, propaganda ve reklamdan sonra bu filmin bu kadar büyük alaka duyacağını herkes biliyordu. Amerika ve Avrupa'da bu tür filmleri kendileri de çok yapıyor. Amerika'da geçen yıl yapılan filmlere bakarsanız, bu film onun yanında hiçbir şey değil. Bütün bu çalışmalarda, ülkelerin birbirleriyle olan ilişkilerini, güvenlerini bozucu olmamak lazım. Her şey analiz edilmeli, her şey en iyi şekilde anlatılabilmeli. Ama nihayette ülkeler arasındaki işbirliği hepimizin çıkarınadır. Bunları zedeleyici, hakaret ve saygısızlık olmadıktan sonra bu tip filmler yapılabilir.''
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|