| |
Cinayet ekonomisinde saydamlık tatavası
Osmanlı İmparatorluğu'nda zenginleşmenin tek yolu Saray'daki pozisyonunu yükseltmekti. Saray içindeki konum arttıkça servet de artardı. Ama o dönemin bugünden iki büyük farkı vardı, pozisyon kaybedilince zenginlik de biter, bir de miras olarak bırakılamazdı. Cumhuriyet, durumu değiştirmedi, pekiştirdi. Devlet yönetiminde basamak çıktıkça "zenginleşmeyen" neredeyse yok gibi, üstelik artık servetleri tepe taklak olunca da kaybolmuyor, üstelik miras da bırakılıyor. Siyasetle yolsuzluk arasında birebir ilişki olduğunu daha baştan kabul eden bir tartışmanın profesyonel siyasetçilerce yapılması, toplum olarak hepimizin yüzünü kızartması gereken bir rezalet.
Bu tartışma, cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi ortamı gerip birbirini çürütmeye yönelik bayatlamış bir şov olmaktan öteye geçebilse, yapılacak tek şey, malvarlıklarının açıklanmasından ibaret olmaz. Hedef, Türkiye'deki "cinayet ekonomisi" olur. Cinayet ekonomisi ne demek? Bunu tanımlamadan önce kısa bir hatırlatmaya gerek var. İktidar partisi ile ana muhalefet partisi liderleri arasındaki "hırsızsın, değilsin" tartışması birinci sayfaları kaplarken, TBMM Şemdinli Komisyonu'ndaki gelişmeler çok arka sayfalarda yer alıyor, bazen o kadarcık bile yer bulamıyor. Biliyorsunuz, Şemdinli Komisyonu, TBMM Susurluk Komisyon Raporu'nda adı geçen astsubay Ali ile Şemdinli'deki Ali Kaya'nın aynı şahıs olup olmadığını araştırıyor. Tüm olayları baştan sona izlediği halde CHP önermediği için Şemdinli Komisyonu'nda yer almayan Hakkari Milletvekili Esat Canan ise astsubayın Yeşil'in ekibinden olduğunu söylüyor. Kara Kuvvetleri Komutanı'nın "iyi çocuk" dediği Ali Kaya tartışması ve izinin sürülmesi, Susurluk'la Şemdinli arasında ilişki olduğu şüphesini koyulaştırmakta...
Ne siyasi partiler ne de kamuoyu Susurluk-Şemdinli irtibatına çok duyarlı gözüküyor. Halbuki toplumsal arınmanın nasıl olması gerektiği o noktada yatmakta... Bakın, Susurluk Raporu Türkiye'deki asıl yok edilmesi gereken "cinayet ekonomisini" nasıl tarif ediyor: "Çıkara dayalı yasadışı örgütlenme biçiminin organize ettiği suç ve suçluyu yasalara karşı koruma güvencesini yasadışı odakların koruması altında gören geniş bir kitle yaratmak ve bu kitlede yer alan bireylere yasadışı işler yaptırmak, ki bunlar; silah, uyuşturucu madde kaçakçılığı, gecekonduculuk, uyuşturucudan kazanılan paraların banka, bankerlik, müteahhitlik ve kumarhanelerde aklanması işlemi, toprak gaspı, işgal, adalet mekanizmasının felce uğratılması, dolaylı iflaslar irtikap, tekelleşme, tekelleri kırmaya teşebbüs edenlere karşı güç kullanımı, silahlı soygun, gasp, girişimcilik maskesi altında yasal boşluklardan yararlanarak ekonomik çıkar sağlamak, avukatlık mesleğini mafya toplum düzeninin devamını sağlamak amacıyla istismar ederek, adalet mekanizmasına paraziter unsurlar sokmak ve adalet dağıtımında aracılık yapmak, (hemşehrilik, akrabalık, dostluk) ilişkileri tesis ederek veya bu ilişkileri kötüye kullanarak kolluk kuvvetlerini devletin değil, Mafya grubun çıkarları doğrultusunda kazanıp yönlendirmek, haraç almak, korsan endüstri kurmak (marka, kaset, plak, ilaç, gıda maddesi ve her türlü sanayi ürününün sahtekarlığı), kalpazanlık, eksik gramajlı ambalajlar, kaçak et kesimi, kaçak gıda maddesi üretimi, pazar yerlerinde yer belirlenmesi, her türlü ihale yolsuzlukları, ihalelerde kaba kuvvet kullanılması, minibüs ve dolmuş hatlarının paylaşımı, çay bahçeleri işletmeciliği, yerel yönetimler üzerinde rüşvet ve kaba kuvvet kullanarak baskı tesis edilmesi, imar ve iskan işlerinde yapılan yolsuzluklara arabuluculuk edilmesi (vergi daireleri, su ve elektrik işleri, tapu dairelerinde) yapılan yolsuzluklarda arabuluculuk yapılması, kamu görevi yapan dairelere para karşılığı adam yerleştirilmesi, sendikalarda faaliyette bulunarak kişi ve gruba çıkar sağlanması, her türlü bilet sahtekarlığı, fuhuşun organize edilmesi, randevuevlerinin korunmasının üstlenilmesi, yolsuzluğa eğilimli bazı bürokratlarla fuhuş ve kumar sektörü yönetimi arasında aracılık yapmak, bürokratik tayinlerde aracılık yapmak, her türlü ideolojik çatışmanın tırmandırılması ve böylece silah ve cephane tüketimine uygun pazarlar yaratılması, uyuşturucu pazarları yaratılması terörün bir yönetim ve iktidar aracı olarak sürekli kullanılması, merkezi devlet otoritesine karşı güç kullanarak zaafa uğratılması, meydana gelen otorite boşluğunun yasadışı örgütlü güçlerce doldurulması..."
Bu rapor, devletin ve toplumun "cinayet ekonomisi" tarafından nasıl çökertildiğini anlatıyor. Dehşet verici bu yapılanmayı sessizlikleriyle koruyan politikacıların birbirlerini "hırsızlıkla" suçlayıp "saydamlık" talep etmelerini sadece hazin değil riyakarca da buluyoruz doğrusu. Parlamento raporlarına geçen "cinayet ekonomisinin" üstüne gitmeyen hiçbir politikacının "dürüstlükten", "saydamlıktan", "ahlaktan" söz etmeye hakkı yoktur çünkü.
|