|
|
|
|
|
|
DSP Genel Başkanı Sezer: "Biz mal varlığımızı açıklıyoruz"
Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Zeki Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, yasalar elvermediği için mal varlığını açıklamadığına yönelik sözlerini eleştirerek, ''Biz mal varlığımızı açıklıyoruz. Hiç kimse de bizi (niye açıkladınız) diye suçlamıyor'' dedi.
DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (Antalya TSO) Başkanı Kemal Özgen'i ziyaret ederek, bir süre görüştü. Ziyarette gazetecilerin sorularını yanıtlayan Sezer, bir soru üzerine,politikacıların mal varlığı konusunda bir ''kayıkçı kavgası''
yaşandığını, bunun da çok üzücü olduğunu söyledi. Siyaset yapanların, ülkeyi yönetenlerin ve yönetmeye talip olanların şeffaf olması gerektiğini ifade eden Sezer, şöyle konuştu: ''Sayın Başbakan (Mal varlığımı açıklayacağım) der gibi oldu.
Sonra (Malvarlığının açıklanması yasalara göre suç) dedi. Biz mal varlığımızı açıklıyoruz. Hiç kimse de bizi (Niye açıkladınız) diye suçlamıyor. Onun için mal varlığını açıklamasını Başbakan'dan bekliyorum. Baykal da bu kavganın içine girdi. Öteden beri dokunulmazlıkların kaldırılmasını ya da sınırlandırılmasını söylüyor sayın Baykal, ben de buna katılıyorum. Mutlaka sınırlandırılmalı.''
Necmettin Erbakan'ın siyasi hayatının ''bir mahkeme kararıyla bittiğini'' ifade eden Sezer, ''Ama o dosyanın içerisinde bugün hükümette olan bakanlar var. Dokunulmazlıklar kaldırılsaydı, şimdi hükümette olan bazı bakanlar Erbakan ile aynı akıbeti paylaşıyor olacaklardı. Bu bir çelişkidir'' dedi.
Zeki Sezer, dokunulmazlıkların kaldırılmasa bile hiç değilse kürsü dokunulmazlığıyla sınırlandırılması gerektiğini de savunarak, şöyle devam etti:
''Başbakan'ın dokunulmazlığının kaldırılması gereken 7 adet dosyası vardı. Önce Sayın Baykal kişiye özgü yasalar çıkartılmasına öncülük ederek, Siirt seçimlerinin iptalini sağlayıp, Erdoğan'ın oradan seçime girmesini ve dokunulmazlık zırhına bürünmesini sağlamıştı. Bu da çok yaman bir çelişkidir.''
Sezer, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile ilgili söylentiler de bulunduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
''Unakıtan'ın iki villasının imar affına uğramış olması kamu vicdanını sızlatıyor. Unakıtan (Ben o villalarda yıllardır oturuyordum) diyerek, haklılığına bir gerekçe olarak gösteriyor. Oysa bu açıklamasıyla (Ben yıllardır suç işliyorum) demiş oluyor. Bunu da toplumun sağduyusuna havale ediyorum. Siyasetçiler kendi suçlarını affedecek yasalar yerine toplumu ekonomik ve sosyal açıdan kalkındıracak, geliştirecek yasalara imza atmalılar.''
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|