|
|
|
|
|
Özal'ı zehirlediler diyorum ama kimse kılını kıpırdatmıyor
|
|
Rahmetli Turgut Özal'ın öldürüldüğünden şüpheleniyormuşsunuz. -Artık şüphe değil, kesinlikle inanıyorum. Delilleri göz göre göre yok ettiler. Bak, ben bir Cumhurbaşkanı eşiyim. Diyorum ki "Benim kocam, sizin Cumhurbaşkanınız zehirlendi ve öldürüldü. Bunlar da şüphelendiğim olaylardır." Kimse kılını kıpırdatmıyor. Her şeyi araştırıyorlar ama bunun için bir komisyon kurmuyorlar. Ortalığın ayağa kalkması gerekirken herkes susuyor. Ahmet ilk milletvekili olduğunda Meclis'e bir soru önergesi verdi. Önerge apar topar hasır altı edildi. "Ne oldu önergem?" diye sorunca, "Gerek yok soruşturmaya" diye bir cevap geldi.
Niye zehirlendiğini düşünüyorsunuz? Şüphelendiğiniz olaylar nedir peki? -Öncelikle ölümünden sonra Hacettepe'den arandık, "Gelin kanını alın biz garip bir şeylere rastladık" dediler. Fırladık gittik. Hemşirelerden biri "Ah çok pardon biraz önce düşürüp kırmış arkadaşlar" dedi. Bu kadar basit mi yani? Cumhurbaşkanı'nın kanı bu. Ayrıca niye garip diye bizi çağırdılar? Ayrıca niye "Yorgunum" demesine rağmen Turgut'u zorla o resepsiyona götürdüler?
Geçenlerde Kaya Toperi ile bir söyleşi yapmıştım. Ona da aynısı sordum. "Söz verdiğimiz bir sergiydi mecbur kaldık" diyor. -Niye bu kadar önemliymiş? Net cevap alman mümkün değil çünkü Kaya Bey de ısrar edenler arasındaydı. Turgut "Çıkacağım, dinleneceğim" diyor. Bunlar zorluyor. Hiç istemedim o sergiye gitmesini, içime doğmuş gibi...
Kaya Toperi "Bir tepside bardaklar geldi herkes içinden birini aldı, zehirlenme gibi bir şey olsa biz de zehirlenirdik" diyor. -O iş öyle değil. Turgut'a özel limonata yapılmış. Onu içmiş. Ondan başka limonata içen yok. Akşam döndüğünde bana bunu söylediğinde şüphelenmedim. Zaten bir odadan bir odaya geçerken bir anda düştü kaldı. Gözümün önünden hiç gitmiyor. Düştüğü anda anladım öldüğünü. Müthiş bir şoktu benim için. Kelimeler yetmez anlatmaya.
Peki sizce kim zehirledi? -Bilmiyorum. Araştırılsın istiyorum. Ölümünden hemen sonra ben evde yokken kapıya bir adam gelmiş. Turgut'un zehirlendiği formülü bile yazıp bırakmış, benimle görüşmek istediğini söylemiş. O zaman Azerbaycan seçimleri vardı ve Turgut, Elçibey'i destekliyordu. Kapıya gelen adam Aliyev yanlılarının bu işi yaptığını söylemiş. Döner dönmez adama ulaşmaya çalıştım. Ne bir iz ne bir nefes. Sınır kapılarına sordurdum. Yok. Adam sanki buhar olup uçmuş. Bir de camını sıkan çok daha ilginç bir ayrıntı var. Demirel, Turgut ölmeden önce, Cindoruk'a "Özal üç aya kalmadan vefat eder" diyor. Adam Houston'dan yeni gelmiş, doktorlar bile iyi raporu vermiş. Demirel böyle bir şeyi nasıl bilebilir?
Ne demek istiyorsunuz? Nasıl bilebilir böyle bir şeyi? -Yorumu herkese bırakıyorum.
balcicek@sabah.com.tr
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|