|
|
Islık çal, yeter
Hırs, azim gibi kelimelerin defterimde yeri yok benim. Bu bir meziyet mi? Bilmem! Ama en azından ben bunu övünmek için söylemiyorum. Fakat, şikayet de etmiyorum. Yalnız şunu biliyor ve görüyorum ki, azimli değilse de hırslı bir insan olmak, işin sonunda kesinlikle mutsuzluk getiriyor. Çünkü o hırsın ve yarattığı tatminsizliğin sonu yok. Bu yüzden arada arızalansam da hırs yoksunu Öncel'le beraber yaşamaktan mutluyum ben. Önemli olan da bu değil mi? Bunun için yaşamıyor muyuz? Öyle ya da böyle bir şekilde mutlu olmak için yani. Bir de beyaz atlı prensin geleceği günü bekleyerek. Prens benzetmesini illa ki hayırlı bir kısmet için yapmıyorum. Kariyer, para, mal, mülk, ün, şöhret de, prensin sırtında görmek istediklerimiz çünkü. Fakat işte bu nazlı prens, mutlaka kendisiyle müşerref olmak için bizi çöp öğütücüsü metropollerde, kocaman holdinglerde, çok zengin adamlarla ya da baş döndürücü kadınlarla yaptığımız evliliklerde, yüksek rakımlı makamlarda, birincilik kürsülerinde beklemiyor. Çok daha yakında, çok daha mütevazı görünen hayatların içinde, belki tombiş bir kadının, ya da kel bir adamın, nohut oda bir evin, makam odasız ama çok severek yapabileceğiniz bir işin çevresinde sizin onu bulmanız için atıyla dolanıp duruyor. Ve sizin bir ıslıkla onu yanınıza çağırmanızı bekliyor.
|