|
|
Güvenlik sebebiyle soyunmaya son
Gümrüklerde, limanlarda ve güvenliği kritik tüm noktalarda kullanılan X ve Gamma Ray teknolojilerinin pabucu dama atılıyor. Madde yoğunluklu tarama yapan bu cihazların yerini artık moleküler denetim yapan THOR LVX alıyor. Böylece havalimanlarında güvenlik sebebiyle soyunma tarihe karışacak. ABD'nin 11 Eylül terör olayları sonrası güvenlik teknolojisinde yeni arayışları sebebiyle böyle bir yorum yapmak mümkün. ABD, 4.5 milyar dolarlık harcama yaparak, güvenilirlik açısından yetersiz, bakım ve işletme masrafları yüksek ve kontrol noktalarında yığılmalara neden olan X ve Gama Ray teknolojilerini yenileriyle değiştirmeyi planlıyor. İlk etapta ülke genelinde kullanmak için 200 adet THOR LVX cihazı yerleştirilecek. ABD bu teknolojilerin tüm kritik noktalara temini ve kurulumu için 7 milyar dolar bütçe ayırdığını da duyurdu. Cihaz, partikül akselatör ve dedektör ile bunlarla bağlantılı bilgisayar ve yazılım parçalarından oluşuyor. THOR LVX teknolojisi havalimanları, limanlar, gümrük kapıları, kargo merkezleri, askeriye ve uluslararası sınır güvenliği gibi pek çok alanda kullanılacak. THOR LVX'in araç üzerine monte edilen seyyar modelleri, mayın dedektörü ve mayın tarama sistemi olarak da etkin olarak kullanılabiliyor. Araç önüne monte ederek, mayın tuzaklarını 33 metre mesafeden saptamak da mümkün oluyor. Bu sistem, Gamma Quanta teknolojisi ve foto nükleer tespit metoduyla tehlikeli maddeleri moleküler yapılarından tanıyor. Görüntü analizine gerek olmadan, dozu düşük de olsa cins ve miktar belirterek tehlikeli durumlarda alarm veriyor. Tarayıcılar sadece kesicidelici ve ateşli silahlar değil, gümrük ve insan kaçakçılığı da dahil isteğe bağlı her türlü arama için devreye konabiliyor. Kısa süre önce The New York Times'ta yayınlanan bir makalede; uluslararası taşımacılıkta güvenliği sağlamak için tarayıcı alımına 4.5 milyar dolar harcandığı, ancak bu ekipmanların yapılan kontrollerde güvenilir olmadıklarının anlaşıldığı, Washington kaynaklı olarak dile getirilmişti. Zaten yeni teknoloji kullanımına da bu tespitler sebep olmuş. Makalede, Federal Güvenlik Dairesi yetkililerinin yaptığı denetimlere ilişkin sonuçlarda mevcut sistemlerin güvenliği olmadığına dair çok sayıda tespit var. Örneğin patlayıcı, nükleer ve narkotiklerle aynı yoğunluğa sahip birçok tehlikesiz madde olduğu, ama mevcut sistemlerin hem zaman kaybına hem güvenli taramaya engel teşkil ettiği ifade ediliyor. Nötron ve proton partiküllerinin de gamma ışınları gibi düzenli ve istikrarlı olmadıklarından, teşhislerinde hata oranı fazla olduğu, ayrıca radyasyon bıraktığı da ayrı detay olarak belirtiliyor. Güvenliği birinci derecede gündeminde tutan ABD'de gelişmeler böyle olunca, bu teknolojinin kısa sürede tüm dünyada yaygınlaşacağını söyleyebiliriz. Bu sebeple Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi'nin havalimanlarındaki kontrol noktalarına geleceği dikkate alarak çözüm bulmaları, insanları donuna kadar soymayacak teknolojiyi takip etmeleri gerekecek.
|